Tur değil kültür şirketi…

Odunpazarı Belediye Meclis Üyesi Ahmet Yapıcı’nın bir süre önce yazmaya başladığı bir internet gazetesindeki “Tepebaşı Belediyesi mi, tur şirketi mi?” Başlıklı son yazısını okudum…
Okuyunca güldüm, “herhalde yazacak başka bir konu bulamadığı için ya da yazı yazmış olmak için yazmış”   dedim kendi kendime…
Bakın Yapıcı Ahmet Ataç’ı nasıl eleştirmiş:
”Kültür gezileri adı altında her hafta Salı günleri otobüslerle CHP’li kadınları Ankara’ya götürüyor, Genel Başkanı odasında ziyaret edip, duruma göre hediyeler takdim ediliyor. Ardından Meclis’teki CHP Grup toplantısına katılım sağlanıyor. Genel Başkanla katılımcılar fotoğraf çektiriyor, söz arasında bazı üyeler belediye başkanı için ezberletildikleri methiyeleri arka arkaya sıralıyorlar.”   
Nasıl söyleyeyim. Bir kere bu tür gezileri Türkiye’de ilk gerçekleştiren Tepebaşı Belediye Başkanı Ataç değil…
Yıllardır birçok belediye aynı uygulamayı yapıyor…
Bunların içerisinde AK Partili belediyeler de var…
Eskişehir’den örnek vermek gerekirse…
AK Partili ilçelerimizin Belediye Başkanları, ilçelerinden topladıkları insanları Ankara’ya TBMM’ye götürmediler mi?
Onlar AK Parti’nin gurup toplantılarına katılmadılar mı?
Dönemin AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu ziyaret edip kendisine çeşitli hediyeler vermediler mi?
Davutoğlu ile fotoğraf çektirmediler mi?
Başbakan Davutoğlu yoksa Eskişehir Milletvekili ve bugün Kültür Bakanlığı koltuğunda oturan Nabi Avcı ile Milletvekilleri Emine Nur Günay ve Harun Karacan’ı da makamlarında ziyaret etmediler mi?
Sevgili Ahmet Yapıcı, bugün “Kültür Gezileri yapıyor” diye Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı eleştirirken, AK Partili ilçe belediye başkanlarının düzenledikleri bu ziyaretlerden ya haberi olmadı!
Eskiler “Hafız-i beşer nisyan ile malüldür” der. Günümüz Türkçesiyle “insan hafızasında unutma hastalığı vardır…”  Sevgili Ahmet Yapıcı’nın yaşı da genç ama sanırım unutmuş olmalı…
Bakın ne yazmış:
“Harcanan para kamunun parası. Kamuya ait bir paranın parti faaliyetlerinde kullanılması kamu zararının doğmasına sebep olur. Kaldı ki PKK/HDP’li belediyelerin görevden alınmalarına sebep kamu kaynaklarının israfı nedeniyledir.”
Ne demek istiyorsun Ahmet Yapıcı?
Görevden alınan HDP’li Belediye Başkanlarının kamumun parasını terör örgütüne dolaylı bir şekilde aktardıkları veya terör örgütü mensubu insanları çalıştırdıkları iddiası söz konusu…
12 Eylül 2016 tarihli Yeni Asır Gazetesinin internet sitesinde HDP’li belediye başkanlarının görevden alınma gerekçelerini şöyle yazmış:
“Görevden azil PKK için çukur kazan, para aktaran, belediyenin kamyonunu canlı bomba aracı yapan belediye başkanlarına geldi. Terör örgütleri PKK ve FETÖ'ye destek verdiği gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan 28 belediye başkanının yerine yeni atamalar yapıldı. Atama yapılan 28 belediyeden 24'ünü HDP'li belediyeler oluşturuyor.”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise HDP’li belediye başkanlarının görevden alınma gerekçesini şöyle açıklamıştı:
“Belediye başkanları, meclis üyeleri, halka hizmet için gönderilen paraları terör örgütüne aktararak terörü finanse ederse, belediyenin araçlarını, ekipmanlarını ve imkanlarını terör örgütünün eylemlerinde kullandırırlarsa demokratik meşruiyetlerini kaybeder. Onların görevi, imkanlarının teröre ve terör örgütlerine aktarılarak, terör örgütünün finansmanına engel olmaktır. Araç ve ekipmanların terör eylemlerinde kullanılmasına izin vermemektir.”
Sayın Yapıcı, siz Ahmet Ataç’ı yoksa PKK’ya destek veren HDP’li belediye başkanları ile mi karıştırıyorsunuz?   
Şunu mutlaka bilmelisiniz Sayın Yapıcı; Belediyelerin görevleri sadece asfalt, kaldırım, yol, park yapmak değildir…
Tabi ki bu hizmetleri yapacaksınız ama sosyal belediyecilik ilkelerini de unutmayacaksınız. Kültür, sanat etkinlikleri de düzenleyeceksiniz…
Bakın bu yazdığımı iyi okuyun…
Hatta okuduğunuzu çevrenizdekilere de anlatın.  
Sanırım 2 yıl önce idi…
Sayın Ahmet Ataç, Çanakkale kültür gezilerinden birisine beni de davet etmişti…
Feribot ile deniz ve kara muharebelerinin yaşandığı Gelibolu’ya geçtik…
Burada bizzat yaşadığım aşağıda yazdığım olayı unutmam mümkün değil…
Büyük Önderimiz Mustafa Kemal’in Kurmay Albay rütbesiyle zafer kazandığı Gelibolu yarımadasına Tepebaşı Belediyesinin “Kültür Gezileri” adı altında götürdüğü 75 yaşındaki bir kadın Başkan Ahmet Ataç’ın önüne geçti…
Eline sarıldı ve tam alnına götürürken yani öpecekken Ataç, elini çekti…
 Ve Ataç’ın elini neden öpmek istediğini şöyle açıkladı:
“Oğlum ben 75 yaşıma geldim. Bu yaşıma kadar Eskişehir dışına bir kez dahi çıkmadım. Senin sayende, yıllardır TV’lerde ve gençliğimde sinemalarda gördüğüm denizi ilk kez gördüm. Senin sayende gemiye de ilk defa bindim. Çok önemli savaşların yapıldığı Gelibolu’yu gördüm, gezdim. Artık ölsem de gözüm açık gitmez. İşte bu nedenle elini öpmek istedim.”
Bu yaşlı kadının önüne dünyaları serseniz bu kadar mutlu olamazdı…
Ki belediye çalışanları bu gezilerde buna benzer anıları çok yaşadıklarını söylüyorlar…
Sayın Yapıcı, bütün bunlardan bihaber olduğunuz belli.  Yoksa Ataç’ı bu kadar sığ bir şekilde eleştirmezdiniz…
Bakın istersen bir kez de ben söyleyeyim; “Bu tür kültür gezilerine harcanan paralar belediyeyi zarara uğratmaz…”
Belediye kamudan aldığı kaynağın küçük bir kısmını kamu yararına harcıyor…
Ataç, HDP’li belediye başkanları gibi kamunun parasını terör örgütüne aktarmıyor, halktan aldığı vergiyi halka harcıyor…
Bu nedenle teşekkür yerine Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı eleştirmenizi size yakıştıramadım…
Gölge etmeyin başka ihsan istemez…
Tepebaşı Belediye Başkanı Ataç’ı bu şekilde yıpratamazsınız…
Eskişehirliler kendisini seviyor, sayıyor…
Bunu da her fırsatta her ortamda gösteriyor…
Tepebaşı Belediyesi yapması gerekeni yapıyor…
Yani ilçe halkını kültürel hizmetlerden mahrum bırakmıyor!