AK Parti’nin çiçeği burnunda Tepebaşı İlçe Başkanı İbrahim Yılmaz Kaynarca, tartışmalara sebep olan Bursa yolu üzerindeki Satılmışoğlu Mahallesine yapılacak olan küçük sanayi çarşısına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Tepebaşı’na sanayi çarşısı şart” demiş…
Aynı sözleri Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ta söylüyor…
İbrahim Yılmaz Kaynarca, Tepebaşı İlçe Başkanlığına her ne kadar yeni atanmış olsa da, teşkilatın içerisinden gelen bir isim…
Tepebaşı İlçe Başkanı olmadan önce İl Başkan Yardımcılığı görevinde bulunuyordu…
O nedenle gerek 1/25 binlik planlar gerekse Tepebaşı İlçesi Satılmışoğlu Mahallesinde kurulması için Satılmışoğlu Mahallesinde ‘Küçük Sanayi Sitesi’ için ayrılmış alan hakkında yeteri kadar bilgiye sahip…
Kaynarca, YeniGün Gazetesinden sevgili Gökhan Koçal’a yaptığı özel açıklamada hem Odunpazarı hem de Tepebaşı ilçelerinde Küçük Sanayi Sitesi olmasından yana olduğunu vurgulamış…
Kaynarca’nın yaptı açıklamanın özeti şöyle:
“İki ilçede farklı farklı sanayi kollarının oluşması taraftarıyım. Sanayinin şehrin bir noktasına toplanması doğru değil. 350 bin nüfuslu Tepebaşı’nın bir sürü organizede çalışan işçisi, amiri var. Bu insanların oraya taşınması tekrar Tepebaşı’na dönmesi… Zaten trafik probleminin korkunç olduğu bir şehirde yaşıyoruz. Mesela yeriyle ilgili bir araştırma yapılabilir. Çok fazla Tepebaşı’nın dışına çıkmadan yeterli bir alanda sanayinin kurulmasını doğru buluyorum. Tepebaşı’nda Baksan ve Keresteciler sorunu var. Tamamen bloklar arasında kalmış bir ortam var. Burada hiç kimsenin gönlü kırılmadan çözülmesi gereken bir yol gerekiyordu. Bizim büyükşehir meclisindeki arkadaşlarımız ve teşkilattaki mekanizmanın çalışmasıyla birlikte 1/25 binlik planla ilgili bir plan değişikliği sunuldu. Bu değişikliklerden şehrimiz ve Tepebaşı faydalandı. Öyle bir alanın yapılması gerekiyordu. Doğruya biz muhalefet yapmıyoruz. Büyükşehir’de onlarca şeye destek verdik. Biz orada böyle bir alanın yapılması ve sanayi alanı oluşmasıyla ilgili bir fikir söyledik o da kabul gördü.”
Zaten 1/25 binlik planlar Büyükşehir Belediye Meclisinde görüşülürken, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın “Tepebaşı ilçesinde de Küçük Sanayi Sitesi” olsun görüşüne AK Partili Meclis üyeleri “evet” oyu ile destek vermişlerdi…
Satılmışoğlu Mahallesine, Baksan Sanayi Sitesi’ndeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin taşınmasına, buranın Küçük Sanayi Sitesi olarak imara açılmasına AK Parti sıcak bakıyor, hatta destekliyor…
Ancak CHP içerisinden bir grup ise hem Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç hem de AK Partililerin, Baksan da bulunan küçük ve orta ölçekli işletmelerin Satılmışoğlu Mahallesinde ayrılan alana taşınmasına sıcak bakmıyorlar…
Yani CHP ikiye bölünmüş…
Kendi aralarında fikir birliği sağlayamadıklarından dolayı da, Ataç’ı AK Partililerle işbirliği yapmakla itham ediyorlar…
İşbirliği değil, doğru olan bir düşünce…
Ahmet Ataç’ın yaptığı birçok icraata sıcak bakmayan AK Partili Belediye Meclis Üyeleri, Baksan’ın Satılmışoğlu Mahallesine taşınması ve buranın Küçük Sanayi Bölgesi olarak imara açılmasına sıcak bakmalarına bazı CHP’liler kabullenememişler…
O yüzden de ‘Ataç, AKP’lilerle fikir birliği yapıyor’ diye eleştiriyorlar…
Aklın yolu bir…
Demek ki Ahmet Ataç ile Tepebaşı Belediye Meclisi doğru bir almış ki, bu kararı Büyükşehir’de 1/25 binlik planlar görüşülürken AK Partililerde destek vermişler…
Yazımı noktalarken bir telefon geldi…
Telefonun öbür ucundaki kişi, 1/25 binlik planlarla ilgili önemli bir gelişme olduğunu söyledi…
O gelişmeyi de Salı günü yazacağım…
*-*****
Bir elinde direksiyon, bir elinde telefon
Dün İsmail Duru adındaki okurum telefon etti. Yenikent Mahallesinde oturduğunu, Özel Halk Otobüsünde gördüğü bir olumsuzluğu aktarmak istediğini söyledi…
“Buyurun anlatabilirsiniz” dediğimde başladı konuşmaya…
“Sadi Bey sizi şahsen tanıyorum. Komşu sayılırız. Bu nedenle sizi aradım. Dün saat 13.50 sularında Yenikent Sağlık Ocağı durağından 26 H 018 plakalı 32 hattına çalışan Özel Halk Otobüsüne bindim. Yeni yapılan düğün salonu ve işyerlerinin karşısında bulunan durakta sürücünün cep telefonu çaldı. Sürücü cep telefonunu açtı. Odunpazarı durağından bir durak öncesi sanıyorum Akarbaşı durağı. Bu durağa kadar sürücü telefonda sohbet etti. Bu durakta inmek için düğmeye basan yolcunun bastığı düğmeyle yanan “Duracak” ışığını da görmedi. Otobüsün içerisinden bir yolcu “şoför bey kesin artık şu telefonla konuşmayı da düğmelere bakın. Otobüsün içi dolu, ‘hepimizin can güvenliği size emanet’ diye çıkışınca telefonu kapatmak zorunda kaldı. Daha önce de Özel Halk Otobüsü sürücülerinin cep telefonlarıyla konuştuklarına da şahit oldum. Bu sürücülerin mal sahibi olduklarını düşünmüyorum. Büyük ihtimalle şoför. Sizden ricam bunu yazarsanız yarın olası bir kazanın da önüne geçmiş olursunuz. Özel Halk Otobüsleri sürücülerinin bu konuda dikkatleri çekilmeli. Telefon belki bir ihtiyaç, uzun uzadıya sohbet etmek için kullanılmamalı. Var ise bir sorun bir iki dakikalık konuşmayla çözülür diye düşünüyorum.”
Telefon eden okurum haklı…
Ben de geçmişte görmüş ve yazmıştım…
“Efemdim o cep telefonları acil durumlarda kullanılacak” denmişti…
Ama ben bir kez bile acil bir ihtiyaç için cep telefonun kullanıldığına şahit olmadım…
Telefonu eline alan sürücü, karşı taraftaki insan kimdir bilemem ama, dakikalarca konuştuklarına dün telefon eden okurum gibi şahit oldum…
Bu yazımdan sonra Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı veya Genel Sekreter Sayın Engin Çakmak’ın konuyla ilgileneceklerine inanıyorum…
*-******
FIKRA:
Adamın biri bara gider. Üç tane viski içer. Hesabı ödeme sırası gelince barmene der ki:
- Benim hiç param yok! Ama istersen sana 25 santimlik bir piyanist verebilirim.
Barmen adama inanmaz. Adam cebinden piyanisti çıkarır. Gerçekten de 25 santimlik bir piyanist piyano çalmaktadır. Barmen şaşırır:
- Bunu nerden buldunuz?
Adam, yaşlı bir lamba cininin onu yanlış anladığını söyler. Cebinden içinde yaşlı cinin yaşadığı lambayı çıkarır. Barmen:
- Bir dilek dileyebilir miyim?
Adam bıkkınlıkla lambayı barmene uzatır. Barmen:
- Bir çift yeni ciğer istiyorum... Benimkiler barda çalışırken hastalandı.
Yaşlı cin sihirli hamlesini yapar ve ortaya bir yeniçeri çıkar... Barmen şaşırır:
- Ben yeniçeri istemedim ki!
Adam gülerek cevap verir:
- Sen benim 25 santimlik piyanist istediğimi mi sanıyorsun?...
Günün Sözü: Kıyamet Günü’nü böyle adlandırmamızın nedeni ancak bizim zaman kavramımızdandır; aslında o bir tür sıkıyönetim mahkemesidir. Franz Kafka
Dedem diyor ki: Uşak olmayı istemediğim gibi, uşak kullanmayı da sevmem; benim demokrasi anlayışım budur.