Türkiye’de ‘Pişmiş Toprak’ denilince Türkiye’de ilk akla gelen şehirlerin başında gelir Eskişehir…
Anadolu, yüzyıllar boyunca çeşitli uygarlıkların yeşerdiği bir kültür mozaiğidir. Bunun doğal sonucu olarak da özgürlüğünü yitirmeden gelecek kuşaklara aktarılması gereken bir kültür mirası kalmıştır.
Bu miraslara sahip illerden birisidir Eskişehir…
Bazı bilgilere göre 100 yıl, bazı bilgilere göre de 150 yıl önce kiremit ve tuğla ocaklarının açılmasıyla Eskişehirlilerin pişmiş toprakla tanıştığı belirtilmekte…
Çocukluğumda şehrin pek çok yerinde özellikle tuğla ocakları vardı…
O yıllarda şehir bugünkü kadar gelişmemiş, nüfusu ise 300-400 binler civarında idi…
O tuğla ocaklarında çalışanların yaşları 16 ile 18 civarında idi…
Yaşları büyük olanlarda vardı…
Ben çalışmadım ama mahallemdeki komşu çocuklarından gidenler vardı…
Bu tuğla ocakları zamanla kapandılar…
Çok yakın zamana kadar ESPARK AVM’nin olduğu arsa ile bugün hala durmakta olan Kılıçoğlu Tuğla ve Kiremit Fabrikası faaliyetteydi…
Tepebaşı Belediyesi’nin bu yıl 10’ncusunu düzenlediği “Pişmiş Toprak Sempozyumu”nun 8’ncisine kadar bu sempozyum iki yıl önce yoğun kar yağışına dayanamayarak yıkılan eski Kurt Kiremit Fabrikası alanında yapıldı…
Bu nedenle sempozyum daha çok anlam kazanıyordu…
Önceki gün Tepebaşı Belediyesi’nin düzenlendiği “Pişmiş Toprak Sempozyumu”nun 10’ncusu başladı…
İnşallah nice 10 yıllar değil, 100 yıllar devam eder…
Etmesi de gerekir…
Yukarıda da belirttiğim gibi ‘pişmiş toprak’ Eskişehir’de yaşatılması gereken kültürlerden birisi…
9 yıldır yapılan sempozyumlarda, ulusal ve uluslar arası sanatçıların yaptıkları bir birinden değerli ve anlamlı eserler Tepebaşı İlçesinin çeşitli bölgelerinde sergileniyor…
Bu eserleri sanat severlerde yakından inceleme fırsatı buluyorlar…
Tepebaşı ilçesine bu eserler farklı bir canlılık kazandırdı…
10’ncu başlayan “Pişmiş Toprak Sempozyumu”nun açılışında konuşan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Tepebaşı bölgesinin açık hava pişmiş toprak müzesi haline geldiğini, bugüne kadar sempozyuma katılan 90 sanatçının (bu yılki sanatçılar hariç) Eskişehir’e 105 tane eser kazandırdıklarını vurguladı…
Bu sayede Eskişehir Tepebaşı bölgesi açık hava pişmiş toprak müzesi olduğunun da altını çizdi…
Sempozyumun açılışında konuşan Gürcü sanatçı Nato, ‘Ben bütün dünyayı geziyorum, böylesini görmedim. Eskişehir sanatı çok iyi anlamış ve bunu çok iyi uyguluyor. Sizleri kutluyorum’ dedi…
Bir yabancı sanatçının bu sözü ifade etmesi önemli…
Dile kolay bir ilçe belediyesi tarafından düzenlenen ve maddi boyutu da çok ciddi olan bu sempozyumun aralıklarla da olsa 10 yıldır devam etmesi önemli…
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile bu yılda dahil olmak üzere Eskişehir adına çok büyük önem arz eden “Pişmiş Toprak Sempozyumu”na yıllardır ana sponsorluk yapan Başak Kiremit’in Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Karık’a ve bu yılda ana sponsor olan POLİMEKS’e Eskişehirli olarak teşekkür borçluyuz…
Bu sempozyumun uzun yıllar yaşaması için Eskişehirliler sahip çıkmalı…
Ataç, 3 yıl sonra “artık ben yok um” diyerek nokta koyarsa gelecek başkan devam ettirir mi? Bilemem…
Ben Ahmet Ataç’ın gelecek yıllarda, eğer tekrar bir yerlere aday olmazsa bu sempozyumun Eskişehir Türk Dünyası Vakfı tarafından sürdürülmesinin daha anlamlı olacağını düşünüyorum…
*-*******
Bu kez beğendim!
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal’ı belki de en çok eleştiren gazetecilerden biriyim…
İnsan olarak değerli bir isim…
Eskişehir’e ne zaman gelse halimi hatırımı sorar…
Kendisinden büyük olduğumdan dolayı bir makam sahibi de olsa, saygıda kusur etmez…
Genç ve çokta deneyim yaşamadan Demokrat Parti’nin Genel Başkanı oldu…
Acemi daha doğrusu tecrübesiz olduğu her halinden anlaşılıyordu…
Halka hitabını beğenmiyordum…
CD çalara konulmuş bir CD gibiydi…
Belki de bana Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığını yapan Süleyman Demirel gibi, Tansu Çiller gibi halka hitap güçleri kuvvetli isimlerin ardından Demokrat Parti’nin başına gelmesinden, o isimlerin yerini dolduramadığını düşünüyordum…
Geçtiğimiz Pazar günü Eskişehir’e gelerek parti binasında partililere hitap etti…
Akşamda ES TV’de bana konuk oldu…
Gerek partide gerekse ES TV’deki programda yaptığı konuşma ve hitap şekli ilk kez hoşuma gitti…
Çekingenliğini atmış, konuşma kabiliyetini artırmış…
Kendisini dinleyen insanları ikna etmeye başlamış…
Bugüne kadar hitap gücünü beğenmediğim, insanları ikna kabiliyetinin zayıf olduğunu düşündüğüm DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, ilk kez söylemleri ile beni tatmin etti…
İlk kez içimden “Demirel veya Çiller’in hitap gücüne ulaşmışsın” dedim…
Yarın seçim olsa, seçmenin karşısına çıktığında insanları hitabıyla ikna edeceğine inanıyorum…
Ancak bu insanlar sandığa gittiklerinde DP’ye oy verirler mi?
Onu bilemem…
Ama eğer genel merkezdeki kadrosunu daha güçlendirir, parti tabanının görmek istediği isimleri katarsa, milletvekili, belediye başkanı ve belediye meclis üyelerini yapılacak ön seçim ile belirlenmenin önünü açarsa, barajda yüzde 10’dan yüzde 5-6’ya çekilirse, DP 2019’da olmazsa bile 2023 seçimlerinde yeniden TBMM’ye adım atar…
*-*******
Tabelaları takan yok
Yenikent Mahallesindeki Diş Hastanesi’nin önü ve karşısındaki kaldırımların kenarları açık oto parka dönüşmüştü…
Karşılıklı iki sıra halinde yapılan araç parkları yüzünden mahalle halkına hizmet veren belediye ve Özel Halk Otobüsleri ne de minibüsler duraklarda yolcu indirip bindiremez duruma geldiler…
Bu karışıklığı önlemek için UKOME Diş Hastanesi önü ve karşısına “Park Yapılmaz” kararı aldı…
Bu karar doğrultusunda “Park Yapılmaz” tabelaları da dikildi…
Ancak bu tabelaları takan yok…
Dün sabah gazeteye gelmek için bindiğim belediye otobüsünün sürücüsü park yasağına rağmen park etmiş araçlar yüzünden kaza yapacaktı…
Dün kaza ucuz atlatıldı…
Ama yarın belki atlatılamaz…
İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürü, Diş Hastanesinin önüne hafta içi bir motorlu polis görevlendirir ise ancak bu yasak parkın önüne geçilebilir…
Polis yoksa tabelaları da takan yok…
Günün Sözü : İnsanlar işine gelince değil de vicdanına değince iyilik yapsalardı; bugün çıkar ilişkileri değil, gerçek sevdalar yaşanırdı!
Dedem diyor ki: Düşüncelerin neyse hayatın da odur. Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir.