Tepebaşı esnafı, Odunpazarı’na gitmez

4 Ekim 2016 10:12
A
a
Sütiş Eskişehir
Büyükşehir Belediye Meclisinde geçen hafta 1/25 binlik Nazım İmar Planı görüşülüp, oy birliği ile kabul edilmişti…
Planlar görüşülürken Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın isteği üzerine planda Tepebaşı İlçesi sınırları içerisinde kalan Satılmışoğlu Mahallesinde “Küçük Sanayi Çarşısı” için yer ayrılması teklifi Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile bazı CHP’li üyelerin ‘ret’ oyu vermelerine rağmen AK Partili meclis üyelerinin desteği ile kabul edilmişti…
Büyükerşen,”Şehirde Organize Sanayi de, Küçük Sanayi de bir bölge de olmalı. Odunpazarı ilçesinde Organize Sanayi ile Küçük Sanayi Çarşısı var. Baksan Sanayi Sitesi’ndeki esnaflarda Odunpazarındaki  Küçük Sanayi Sitesine gelsinler. Odunpazarı İlçesi, Organize Sanayi ve Küçük Sanayi de gelişir. Tepebaşı ise Kültür, Turizm yönünde gelişir. Satılmışoğlu Mahallesine kurulacak Sanayi Çarşısı’nın atıkları Sarısu’yu kirletir” diyerek Satılmışoğlu Mahallesinde “küçük sanayi” için planda yer ayrılmasını eleştirmişti…
“PORSUK’U KİRLETMESİ
SÖZ KONUSU OLAMAZ”
Geçtiğimiz Cuma günü akşamı Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı ES TV’de “Eskişehir Gündemi” programıma davet etmiştim…
Başkan Ataç’a, canlı yayında sordum:
“Başkanım Satılmışoğlu Mahallesine kurulacak olan Küçük Sanayi Sitesi”nde yer alacak esnafların çevresel atıkları Sarısu’ya karışıp oradan da Porsuk Çayını kirletmesi söz konusu olur mu?”.
Bu soruma şöyle cevap verdi:,
“Biz neden çevreyi zehirleyelim? Asıl kirletme Çukurhisar’daki bir vatandaşın aracının tamiri için 20 km yol gidip gelmesiyle olur.  Satılmışoğlu Mahallesinde kurulacak sanayi sitesi de kesinlikle porsuk’u kirletmeyecek. Bugünkü gelişmiş teknoloji ile eğer kirlilik yaratacak ise çözmek mümkün. Hocam merak etmesin, gerekli önlemler alınır. Endişeleri doğru olabilir ama bizim de çevre konusunda çok ciddi iddiamız var. Yenilenebilir enerji konusunda Türkiye’nin lider belediyesi. Akıllı Şehirler Projesi’ni kazanan tek belediyeyiz. Karbonu azaltmak için pek çok projemiz var. Biz neden çevreyi zehirleyelim?”.
Ataç haklı…
Bugünkü teknoloji ile artık atıklar kurulan arıtma tesisleri ile geri dönüştürülebiliniyor…
İçerisine her türlü atıkların karıştığı porsuk çayının suyu nasıl arıtılıp şehre kullanma suyu olarak (kimileri çay demliyor, yemek yapıyor, içme suyu olarak kullanıyor) şehir şebekesine veriliyorsa, Satılmışoğlu Mahallesine kurulacak küçük sanayi sitesine de eğer atık çevreye zarar veriyorsa, arıtma tesisleri kurularak sorun çözülür…
“YILMAZ HOCAMA
SAYGIZLIK YAPMAM”
Programda Ataç’a, “Yılmaz Hoca ile aranızda son günlerde soğuk rüzgarlar esiyor. Aranıza kara kedi mi girdi?” diye sordum.
“Yılmaz Hoca bizim büyüğümüzdür. Hep söylüyorum, ona saygım her zaman sonsuzdur. Bu konu (ihanet tartışması) geçti sonra düzeltti kendisi. Bence orada bir sorun kalmadı.  Bunu artık kaşıyarak büyütmenin veya tartışmanın devam etmesini sağlamak hiçbirimize yarar getirmez. Ben basın toplantısında da kavga amaçlı değil Hoca’nın söylemlerinde eksikleri var onları düzeltmek adına yapıyorum dedim ve öyle yaptım. Hakaretim ve saygısızlığım olmadı. Bu bir plan tartışmasıdır. Siyasi bir tartışma değildir. Ben bu gözle bakıyorum. Plan bir ihtiyaçtır. Tepebaşı’nın ihtiyacı nedir? Tepebaşı’nın belediye başkanı olarak bunu belirtmek zorundayım. Orada sıkıntılar varsa teknoloji onu çözer. Ben esnafımın Tepebaşı’nda kalmasını istiyorum. Baksan için rezerv alan talep ediyoruz. Bütün talep bu. Üç dört yıldır mobilyacıların ciddi bir talebi var. Bunları bir araya toplamak adına küçük bir sanayi istedik. Ticaretin gelişmesi, atılım yapması adına bir yere saklamak, horlamak değil.”
Cuma günü Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile yaptığım programdan sonra, Ataç’ın “Yılmaz Hoca büyüğümüzdür. Çok eski yıllara dayanır ağabey-kardeşlik ilişkilerimiz. Aramızda bir sorun yok” diyerek aralarındaki buzları eritmeye çalıştı…
Ahmet Başkanın uzattığı zeytin dalını Yılmaz Hoca’nın kabul ettiğini düşünüyorum…
 
*-*******
 
Dere geçerken at değiştirilmez
 
Eskişehirspor süper ligde yıllarca top oynayan futbolculardan kuruldu…
Futbolcuların her birine baktığımızda süper ligde çok rahat futbol oynayacak kapasiteye sahip…
Siyah-Kırmızılı takımda forma giyen futbolculardan Erkan’ın, Semih’in, Tarık Çamdal’ın, Kaleci Boffin’in, Uğur İnceman’ın, Kaan Kanak’ın, Kamil Ahmet Çörekçi,’nin Bruno’nun bonservis bedellerine baktığınızda transferleri zordu…
Ama efsane başkan Halil Ünal, zoru başardı ve süper ligde ilk beşe oynayacak futbolcuları siyah-kırmızılı kulüpte topladı…
Eskişehir’e gelen TFF 1. Lig takımları, bu ünlü futbolcu kadrosuna sahip Eskişehirspor’dan “bir puan bile alabilirsek büyük başarı olur” düşüncesi ile sahaya çıkıyorlar…
Bu ünlü futbolculara öncelikle top oynatmamak, gerekirse sakatlamak ve böylelikle bir puanı koparabilmek için mücadele ediyorlar…
Rakibin bu oyun düzeni Eskişehirsporlu futbolcuların iyi futbol oynamak, bu futbol ile üç puan almak hesabını bozuyor…
Buda puan kayıpları yaşamasına neden oluyor…
Bu futbolcu kadrosuna sahip Eskişehirspor’dan her maçtan üç puan alma beklentisi içerisine giren taraftarlarda, altı maçta 2 galibiyet alınmasına haklı olarak tepki gösteriyor…
Pazar günü Bolu Spor karşısında alınan beraberlik bardağı taşıran son damla oldu…
Bazı taraftarlar, Eskişehirspor’un genç Teknik Direktörü Alpay Özal’an ile futbolcuların PTT 1. Ligini tanımadığını bu nedenle tecrübesizliğinin kurbanı olduğunu, kimileri ile yolların ayrılarak bu ligi daha iyi tanıyan teknik direktör ile yola devam edilmesini istiyor…
Evet puan kayıpları önemli…
Şampiyonluk yolunda kaybedilen bir puan dahi ileride sıkıntı yaratabilir…
Ancak rakiplerimize baktığımızda bizden daha iyi değiller…
Aradaki puan farkı da çok önemli değil…
Şimdi kazanan rakiplerimiz hiç puan kaybı yaşamayacak mı?
Dere geçerken at değiştirilmez…
Kaldı ki Alpay Hoca da, başarısız sayılmaz…
Ligin namaglup takımıyız...
Dere geçilirken at değiştirilmez…
Gelecek hoca neyi değiştirecek?
O da mevcut futbolcularla yola devam edecek…
Toplama takım olduğumuz için daha uyum sorunu devam ediyor…
Milli maç nedeniyle liglere verilen ara, bu uyum sorunu konusunda Es Es için ilaç gibi olacak…
Önümüzdeki hafta 11 puanla 5. Sırada yer alan Giresun Spor ile karşılaşacak siyah-kırmızılar…
Bu karşılaşmada puan kaybı yaşamaz ve üç puanı cebine koyarsa yoluna devam eder.
8. haftada Göztepe deplasmanına çıkılacak…
Giresun dan üç puan alınamaz ise, Göztepe maçı sıkıntılı geçer…
 
*-********
 
 
 
 
Onu göz önüne koymak önemli. Böyle yaparsak ticaretimiz kazanır. Ben bunun tarafındayım. Bir yerlere gizleyelim, bu gözükmesin gibi bir düşüncem yok. Aksine gözüksün. Bu hiçbir yere zehir akıtmayacak. Hocam merak etmesin, gerekli önlemler alınır. Endişeleri doğru olabilir ama bizim de çevre konusunda çok ciddi iddiamız var. Yenilenebilir enerji konusunda Türkiye’nin lider belediyesi. Akıllı Şehirler Projesi’ni kazanan tek belediyeyiz. Karbonu azaltmak için pek çok projemiz var. Biz neden çevreyi zehirleyelim? Asıl kirletme Çukurhisar’daki bir vatandaşın aracının tamiri için 20 km yol gidip gelmesiyle olur. Baksan esnafının Odunpazarı’na taşınmasına gönlüm razı olmaz. Tepebaşı’nın menfaatlerini koruyorum. Satılmışoğlu Küçük Sanayi’ne ihtiyacımız var.
 
Benim en doğal hakkım
Hoca olmazsa tartışmasını birileri söylüyor. Ben açıkça söyledim. Yeni de değil, daha önce de söyledim. Hoca olmadığı takdirde adayım. Birileri gibi arkasını dolanıp söylemedim. Açıkça söylüyorum. Ve bu benim en doğal, demokratik hakkımdır. Eğer ben ona saygısızlık yaparsam karşıma dikilip söylesinler. Ben terbiye çerçevesinde demokratik haklarımı her zaman korur, kollarım. Siyaseti iyi bilen bir insanım. Siyaseti ahlaki olarak yaptım. Bundan sonra da ahlaki olarak yapacağım. Kimse endişe duymasın. Eskişehir halkı bunu biliyor, bilmeyenler de öğrensin.
 
*-*******
 
 
FIKRA:
Rahatsız etmeyelim dedik
Temel doktoru gece yarısı aradı. 
Anlattığı şeyler de, hiç de o saatte uyandırmayı gerektirecek şeyler değildi. 
Doktor kızgınlıkla: 
"Yahu kardeşim, bunun için sabah arasaydınız ya..." dedi. 
Temel'in yanıtı şöyle oldu: 
"Sabah sabah rahatsız etmeyelim dedik...

Günün Sözü: Hayat zamanda iz bırakmaz, bir boşluğa düşersin bir boşluktan. Birikip yeniden sıçramak için. Elde var hüzün. Attila İlhan
Dedem diyor ki: Ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak, hiç doğmamayı isterdim ama bir kere doğmuşum ölmek yasak.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi