Betül Duman…
CHP’de değişim olmasını isteyen isimlerden.
Bu nedenle imza vermişti.
Ancak mevcut yönetimi destekleyenler tarafından
baskı yapıldığı ve bu baskı nedeniyle partiden istifa ettiği iddiaları gündeme geldi.
*
Fakat bize gelen bilgiler, Betül Duman’ın istifasının baskı nedeniyle olmadığını gösteriyor.
Şöyle anlatayım…
Betül Duman imza verdikten sonra, Erman Gölet kendine pay çıkarmış ve “Betül Duman’ın imza vermesini ben sağladım” demeye başlamış.
Yetmemiş, Betül Duman üzerinden hem Ankara’da hem Eskişehir’de güç gösterisi yapmış.
*
Erman Gölet’in bu tavrını öğrenen Betül Duman ise duruma
isyan ederek istifa etmiş.
Çünkü Betül Duman…
Partide disiplin kurulunda görev aldı.
Yöneticilik yaptı.
Aynı zamanda başarılı ve genç bir avukat.
Yani bir başkasının telkiniyle hareket edecek karakterde bir isim değil Betül Duman.
Oldukça yetkin.
Söz konusu imzayı da hür iradesiyle veren bir kurultay delegesiydi.
İşte Erman Gölet’in tavrı karşısında rencide olarak, durumu kabullenemeyerek istifa etti.
Zira Betül Duman’ın istifa dilekçesinde yer alan ifadeleri derinlemesine incelendiğinde, dilekçe büyük anlam taşıyor.
*
Şunu net ifadelerle söyleyebiliriz.
“Attığın imzayı geri çek” demek ne kadar büyük bir saygısızlık ve demokrasi ayıbıysa, “İmzayı ben attırdım” demek de en az o kadar büyük bir saygısızlık ve demokrasi ayıbıdır.
*
Buradan anlaşılıyor ki…
Erman Gölet Betül Duman’ın imza atmasında etkili olmasa da, partiden istifa etmesinde fazlasıyla etkili olmuş.
Ne diyelim?
Genç yaşına rağmen iyi bir siyasi deneyimi olan ve gelecek vaat eden bir kadın avukatı partiden istifa ettirmek her babayiğidin harcı değildir.
Tebrikler Erman Gölet!
Anahtar Büyükerşen’de
Engin Çakmak…
Büyükşehir Belediyesi’nin genel sekreteriydi.
24 Haziran parlamento seçimleri öncesinde CHP’den milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa emişti.
Bununla beraber milletvekilliği listesinde dördüncü sırada yer buldu.
Seçilmesi çok zordu.
Zira seçilemedi.
*
Durum böyle olunca Çakmak’ın Büyükşehir Belediyesine geri döneceği konuşulmaya başlandı.
Ancak dönmeyeceği netleşince şu soru akılları kurcalar hale geldi:
Engin Çakmak’ın planı ne?
*
CHP kaynaklarından aldığımız bilgiye göre Çakmak’ın planı şuymuş…
Çakmak, bir siyasi parti adına politika yaptığı, bu kimlikle halkın karşısına çıktığı, siyasallaşmış bir kişi olarak belediyeye tekrar geri dönmenin doğru olmadığı kanaatiyle
belediye defterini kapatmış.
Şimdilerde hukuk bürosu açmaya hazırlanıyormuş.
Bununla beraber siyasetin içinde kalıp, şansını bir kez daha deneyecekmiş.
*
O zaman…
Önümüzdeki en yakın seçim yerel seçim.
Durum böyle olunca da Çakmak, şansını yerel seçimlerde deneyecek.
Bir belediyeyi gözünü kestirmiş, o belediyeye aday olabilmek için gayret gösterecekmiş.
Tabi bu noktada Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in tavrı nasıl olacak bilemiyoruz.
Ancak Engin Çakmak’ın adaylığının anahtarının, Büyükerşen olduğunu net ifadelerle söyleyebiliriz.
Ölüm kapıda
İbrahim Arslan…
Solun önemli temsilcilerinden.
Uzun yıllardır sol partilerde önemli görevler üstlendi.
Eskişehir’de CHP’de politika yapan on kişiyi saymamız gerekirse İbrahim Arslan, ilk on içerisine kesinlikle girer.
*
Şu anda Odunpazarı Belediyesi’nde meclis üyesi olarak görev yapan Arslan, kişisel twitter hesabından oldukça düşündüren bir paylaşım yaptı.
Fotoğrafı görüyorsunuz…
Fotoğrafta, kafasını kuma gömmüş vaziyette onlarca insan var.
İşte Arslan, o fotoğrafla birlikte ciddi bir
özeleştiri yapmış ve şöyle bir not iliştirmiş:
“İşte CHP’de partinin içine düştüğü ve/veya düşürüldüğü durumu özetleyen temsili durum!”
*
Partiyi tartışmaya açmaktan her zaman kaçınan bir isim olan İbrahim Arslan bile artık isyan etmiş ve kamuoyu önünde partisine ciddi bir eleştiride bulunmuş.
Ne diyelim?
Arslan bile bu hale gelmişse, CHP iyiden iyiye hastalanmış, yatağa düşmüş demektir.
Ve acil müdahale edilmezse, ölmesi yakındır!
İyi ki susuyorsunuz!
Recep Taşel ve Yücel Yenilmez…
Siyasi kimlikleriyle öne çıkan iki isim.
Tescilli CHP’li olduklarını biliyoruz.
Şunu da vurgulayalım…
Taşel Eskişehir Sanayi Odası’nda yönetici, Yenilmez ise Eczacılar Odası Başkanı.
*
Söz konusu isimler twitter hesaplarından, deyim yerindeyse birbirlerine girdiler.
Nasıl mı?
Anlatayım…
*
Recep Taşel twitter hesabından şunu paylaşıyor:
“Delege seçimlerinde sandık başında oturdu, gece karşısındaki listeye müdahale ederek isim sildirdi, belediyede çalışanları üyeyi ablukaya aldı ama dün TV’de ‘benim de kulağıma geliyor bazı belediyelerde bu tür şeyler oluyor, il kongresinde de oldu’ dedi.”
*
Taşel’in bu paylaşımının altına Yücel Yenilmez tarafından şöyle bir savunma geldi:
“Çok komiksin Recep abi. Küstüm oynamıyorum siliyorum sizi diyen bir il başkanını savunmak için şehrin il başkanına laf etmek de büyük değer. Hatta parti önemli değildi ESO önemliydi diyen sen partiyi eleştiriyorsun ya. Yazık oluyor bu partiye.”
“Şehrin belediye başkanına yazacaktım.”
*
Yenilmez’in bu açıklamasının altına Taşel’den anında yanıt geldi:
“Belediye başkanının dokunulmazlığı mı var? Bu konuyu dün TV’de canlı yayında kendisi gündeme getirdiği için yazdım. İl kongresini sürekli gündemde tutarak ne yapmaya çalışıyor. Hiç kimse masum değil. Mesele bu kadar basit.”
*
Taşel’in yanıtının ardından Yenilmez şöyle bir açıklama yaptı ve tartışma bu açıklamayla sona erdi:
“İyi ki başkaları gibi değiliz. Önceliğimiz partimiz. Onun için susuyoruz. Dimi RECEP AĞBİİİİİİİİ”
*
İsimleri verilmese de tartışılan konu, Tepebaşı Belediye Başkanı
Ahmet Ataç ve CHP il eski Başkanı
Sinan Özkar’ın tavırları.
*
Neyse…
Yücel Yenilmez son açıklamasında “İyi ki başkaları gibi değiliz. Önceliğimiz partimiz. Onun için susuyoruz. Dimi RECEP AĞBİİİİİİİİ” diyor ya.
Gülmekten kendimi alamıyorum.
Evet evet iyi ki susuyorsunuz.
Bir de susmasanız CHP’nin hali ne olurdu kim bilir?!
Deniz Kaplan’ın başına gelen…
Deniz Kaplan…
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin özel kalem müdürü ve basın yayın halkla ilişkiler daire başkanı.
Kaplan’ın başına bir şey gelmiş!
*
Deniz Kaplan’ın twitter hesabı yok.
Ancak sosyal medya trolleri, Deniz Kaplan adında bir twitter hesabı açmış.
Kaplan’ın bir de afili fotoğrafını koymuş.
Unvanını da eksiksiz yazmış.
*
Ancak…
Öyle paylaşımlar yapmışlar ki o troller…
Hükümet aleyhinde paylaşımlar.
CHP lehinde paylaşımlar.
PKK ve FETÖ lehinde paylaşımlar.
*
Ancak biliyorsunuz…
Özellikle twitter da, açılan sahte hesapların sahiplerinin bulunması neredeyse imkansız.
Söz konusu trollerin de kim olduğunu bilemiyoruz.
Buradan yurttaşlarımızı uyarıyoruz.
Deniz Kaplan adında açılmış olan bu hesaba ve hesabın paylaşımlarına itibar etmeyiniz.
Dahası, bu hesabı şikayet ediniz.