Bazıları 6’lı masanın boş işler yaptığını, zeytinyağlı dolma sarıp altın günü yaptıklarını ileri sürüyordu. Belli ki muhalefet partileri son bir senedir bir saniyelerini boş geçirmemişler. Son olarak milletin karşısına yeni bir anayasa taslağı getirdiler.
Bazıları 6’lı masanın boş işler yaptığını, zeytinyağlı dolma sarıp altın günü yaptıklarını ileri sürüyordu. Belli ki muhalefet partileri son bir senedir bir saniyelerini boş geçirmemişler. Son olarak milletin karşısına yeni bir anayasa taslağı getirdiler.
Eğri oturalım – doğru konuşalım. Elimizdeki anayasa 12 Eylül askeri vesayetçi anayasası. Bu anayasa yeni bir vesayet rejimi kurmak isteyenlerin de çok işine geldi. Daha önce AK Parti bu anayasayı 3 kere değiştirdi. Birinde Fetöcüler, “Mezardakileri kaldırıp destek verin” dedi, birinde ‘Dağdaki kardeşlerimiz” diyerek açılım süreci başlatıldı, birinde de tek adam rejimi inşa edildi. Yani yapılan üç değişikliğin üçü de fiyaskoyla sonuçlandı.
Özetlemek gerekirse elimizdeki anayasa, Kenan Evren’in hazırlattığının ardından rahmet okutur…
Şimdi muhalefet partileri son derece özgürlükçü bir anayasa hazırlamış. Dört bir yanı umutla dolu harika bir tasarı. Hazırlayanları tebrik ederim.
Benim bu taslakta gördüğüm iki kusur olduğunu da kayda geçeyim. Birincisi Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi. Cumhurbaşkanları devletin başıdır. Halk oylamasına gitmeleri demagogları üretir. Politikacılar oy almak için laf ebeliği yapar. Dindar olmayan Cumhurbaşkanı adayları dindar taklidi yapar. Milliyetçi olmayanlar milliyetçi taklidi yapar. “Benim yüzde ellim, senin yüzde ellin” dönemi başlar. Netice itibarıyla cumhurun başkanını, cumhurun seçtiği milletvekillerinin belirlemesi en hayırlısıdır.
İkinci sıkıntı ise denetleme görevinin TBMM’ye verilmesi. Aslına bakarsanız TBMM’nin şu anda da denetleme görevi – güya – bulunuyor. Ancak herhangi bir milletvekilinin “Sayın Bakan! Falanca ihaleyi nasıl oluyor da enişteniz alıyor?” demesi mümkün değil. Özetlemek gerekirse iktidarın kontrolündeki bir TBMM’nin iktidarı denetlemesi çok zor. Bu işi iktidar tarafından kontrol edilemeyen ayrı bir kuruma devretmek gerekir. Tıpkı 1961 anayasasındaki Senato gibi bir kuruma…
Sonuç olarak süz konusu anayasa taslağının son zamanlarda politikacıların çıkardığı en hayırlı tasarı olduğunu düşünüyorum.
Suat Er tehlikeyi gösterdi
Esnaf ve Sanatkar Kredi ve Kefalet Kooperatif Başkanı Suat Er, Eskişehirli esnafın hiçbir dönemde olmadığı kadar çok kredi başvurusunda bulunduğunu söyledi. Faizlerin 7 puan olması, limitin 500 bin olması ve yatırım kredisinin 1 milyon 500 bin olması çok iyi bir şey elbette. Ancak bu kadar “Ballı” kredinin esnafımız tarafından yatırım olarak kullanıldığını düşünmeyin. Zira esnaf bırakın yeni yatırım yapmayı, borçlarını çevirmek için kredi başvurusunda bulunuyor.
Esnaf zaten borçlarını ödeyemezken araya pandemi girdi. Pandemiyle birlikte esnafın borçları ötelendi. Daha sonra hükûmet eliyle borcunu ödeyemeyen esnafa yeni borçlar verildi. Şimdi bu yeni borçların üzerine yepyeni borçlar ekleniyor.
Merkez Bankasında para basıp, piyasaya sürerek o ülkenin ekonomisi yönetilmez. Bu testi eninde sonunda kırılmak zorunda.
Suat Er yaklaşan büyük tehlikeye işaret ediyor. Umarız bir dinleyen olur.