Eskişehirspor İcra Kurulu, geçtiğimiz günlerde toplanarak önemli kararlara imza attı. İlki, aidatların erken ödenmesi. Buna göre üyeler, 10 Aralık’a kadar aidatlarını yatırmalılar. İkincisi ise, üç yıldır aidatlarını ödemeyenlerin üyeliklerinin düşürülmesi kararı. 10 Aralık’a kadar, geçmiş dönem borçlarını ve bu yılki aidatını ödemeyenler, üyelikten düşürülecekler. Üçüncüsü ise, kulüp üyeliği artık koşulsuz herkese açıldı, yani kimsenin beklemesine gerek yok. 500 TL giriş aidatı ve 240 TL 1 yıllık üyelik aidatı olmak üzere toplam 740 TL ücreti makbuz karşılığı kulübe ödeyenler üye olabilecekler. O zaman, kulübe borçlu ya da borçsuz üyeler ne yapıyor? 10 Aralık’a kadar paraları yatırıyor. Üye olmak isteyip de olamayanlar ise, gururla ‘artık bende üyeyim’ diyebilmek için üyelik başvurusu yapıyor.
TÜLOMSAŞ DİRENEREK KAZANIYOR!
TÜLOMSAŞ, bugün hak ettiği değeri görmüyor. Hak ettiği biçimde çalıştırılmıyor. Ancak buna rağmen, köklerinden gelen güçle direniyor, tarihine yakışır üretimler gerçekleştiriyor ve uluslararası platformlarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin göğsünü kabartıyor. Bu noktada TÜLOMSAŞ, hibrit manevra lokomotifi yaptı. Tam anlamıyla yerli ve milli bir lokomotif bu. Böylelikle Türkiye Cumhuriyeti, böyle bir tasarım yapan, üretim gerçekleştiren ve teknoloji geliştiren dünyadaki dördüncü ülke olma özelliği kazandı. Söz konusu lokomotifin, Almanya’da, dünyanın önde gelen fuarlarından birinde görücüye çıkması da, bizleri ayrıca onurlandırdı. İşte o hibrit lokomotif, ‘Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’ töreninde tasarım ödülüne layık görüldü. Tebrikler TÜLOMSAŞ! Tebrikler Hayri Avcı!
BAŞKA BÜYÜKERŞEN YOK!
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, Tepebaşı Belediyesi’nin düzenlediği programda kitaplarını imzaladı, söyleşi yaptı. Tabi Eskişehir’e gelmişken Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’le de görüştü. Görüşme sırasında İstanbul’un Büyükerşen gibi bir belediye başkanına ihtiyacı olduğunu ifade eden Berberoğlu, “Çok iyi bir İstanbullu olmama, bir İstanbul aşığı olmama rağmen söylüyorum. Bir gün inşallah İstanbul’un kaderinde sizin gibi bir başkanımız olur, bizi de sizin gibi yönetirler. Biz de Eskişehir gibi çevreye, insana saygılı bir kent yönetimine kavuşuruz diye düşünüyorum. Umarım bu sefer olur, hatta eminim bu sefer olacak” ifadelerini kullandı. Berberoğlu’na katılmamak mümkün değil ancak Büyükerşen gibi bir başka isim daha yok maalesef. Tavsiyem şu: CHP İstanbul’u alırsa, Yılmaz Büyükerşen İstanbul’un Ombudsmanı olsun!
YA EMOJİLER OLMASAYDI?
Teknolojinin gelişmesi ve özellikle sosyal medyanın sıkça kullanılmaya başlanmasıyla yüzyıllar sonra tekrar ortaya çıkan emojiler, günlük hayatta kelimelerin yanı sıra duyguların da yerini almaya başladı. 3 bine yakın görselden oluşan emojiler, duyguların karşı tarafa doğru aktarılması noktasında kullanıcıların imdadına yetişir oldu. Konuya ilişkin açıklama yapan Uzman Psikolog Aslı Özsoy, “Genel olarak erkekler kadınlara göre daha fazla emoji kullanımı yapıyor. Emojiler, eğlence
olarak görülebiliyor. Yine karşıdaki insanı daha iyi anlama veya anlaşma aracı olarak kullanılıyor. Kültürel farklılıklar da olabilir kullanımda, bu tamamen bizim algımızla alakalı. Örneğin bizde dua etme işareti olarak kullanılan emoji, pek çok yerde karşılıklı iki elin çarpması olarak kullanılıyor” şeklinde konuştu. Bir düşünsenize… Şu an emojiler olmasaydı ne yapardık?
TÜRKAN SAYLAN'LAR TÜKENMEZ!
Prof. Dr. Türkan Saylan… Türkiye’de çağdaşlaşmanın öncülerinden olan, ekonomik durumu dezavantajlı binlerce çocuğumuzun eğitim almasını sağlayan, direnişçi ruhuyla örnek teşkil eden, tüm baskılara rağmen ilericilikten ödün vermeyen bir bilim insanı. Odunpazarı Belediyesi, ciddi bir vefa örneği göstererek O’nun adını, Vadişehir’de bulunan parka ve halk merkezine verdi; Türkan Saylan’ın felsefesini yansıtan bir de anıt dikti. Belediye Başkanı Kazım Kurt yaptığı
açıklamada, “Türkiye’nin başöğretmeni Mustafa Kemal Atatürk, ama kadınlarımızın başöğretmeni de Türkan Saylan diye düşünüyorum. Kendisine yapılan işkenceler, baskılar onu yıldıramadı. Son nefesine kadar bu mücadeleyi sürdürdü. Biz de ona olan saygımızı göstermek için bu adımı attık. Umarım, bu anıt gerçekten Türkan Saylan felsefesini yansıtan bir anıt olarak kabul edilir” diye konuştu. Ne diyelim? Bu topraklar, nice Türkan Saylan’lar yetiştirmeye devam edecek!
NİHAYET!
Şehrimizin önemli bir toplu taşıma sorunu vardı. Saat gece yarısını geçtikten sonra hiçbir toplu taşıma aracı çalışmıyordu. Taksiye muhtaç kalıyorduk. Büyükşehir Belediyesi bu soruna nihayet el attı ve 01.00 ile 05.00 saatleri arasında ring seferleri başlattı. Yeni seferler sayesinde; Otogar, Şehir Hastanesi, Yunusemre
Devlet Hastanesi, Tren Garı ve Odunpazarı arasında gece ulaşımı sağlanacak. Yeter mi? Bence yetmez. Belki imkanlar zorlansa, birkaç tramvay da bu saatler arasında çalıştırılabilir. Hiç olmazsa en yoğun hatlardan olan Otogar-SSK ve Osmangazi Üniversitesi-SSK arasında saat başı seferler başlatılabilir.
ANAYASAYASI KİM TAKIYOR!
CHP Odunpazarı İlçe Kadın Kolları üyeleri, Eskişehir’e kurulması planlanan kömürlü termik santrale karşı eylem yaptı. Santralin kurulmak istendiği Beyazaltın Mahallesi’ne giden kadınlar, ihalesi beş kez ertelenen projenin iptal edilmesi için çağrıda bulundu. Başkan Sibel Yeşildal ise açıklamasında, “Santral kurulursa 3 bin 200 kişinin ölümüne neden olacak. Yılda ortaya çıkaracağı 2 milyon ton kül ve 10 bin ton kükürt, tarım alanlarını yani gıdalarımızı zehirleyecek. Yılda 2 bin olimpik havuza eşdeğer su kullanarak, su kaynaklarımız üzerinde baskı oluşturacak. Anayasamızın 56. Maddesi uygulansın, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkımız elimizden alınmasın” dedi. Sibel Yeşildal doğru söylüyor. Anayasa’ya göre davranılmalı. Ancak Anayasa’yı takan kim?!
KOSKOCA BAKANLIK?
Utku Çakırözer Plan Bütçe Komisyonu görüşmelerinde Eskişehir Alpu Ovası’na kurulması planlanan kömürlü termik santrale ilişkin Danıştay’ın Toprak Koruma Kurulu Kararıyla ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdiğini ve açılacak kömür madenlerine ilişkin “ÇED raporu gerekli değildir” kararının iptal edildiğini hatırlatarak, “yargı
kararlarına uyacak mısınız” diye sormuştu. Bakanlık ise bu soruya, “bahse konu davalarda bugüne kadar aleyhte herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı Bakanlığımıza tebliğ edilmemiştir” şeklinde cevap verdi. Böyle bir cevap olur mu? Koskoca Bakanlık, mahkeme kararını nasıl bilmez? Soru sorulduktan sonra nasıl araştırmaz? Hani bazen isyan ediyorlar ya, “burası muz cumhuriyeti mi” diye. Her neyse…
FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: İyi hoş diyorsun da Volkan, Yılmaz Hoca’yla görüştün mü?
CHP Seyitgazi Aday Adayı Volkan Kılıç: Pidecide oturduk, ağzı doluyken bir şeyler söyledi ama pek anlamadım.
CHP Genel Bşk. Yrd. Seyit Torun: Hoca da herkesi pideciye götürüyor…
KARİKATÜR
Karikatür: Krzysztof GRZONDZIEL
BİR TWEET
Hey beyler! CHP Eskişehir İl Başkanının, A. A. olacağı söyleniyor…
DÜNYA İNSANLARI
Fotoğraf: James Nachtwey/1994
Ruanda’da bir genç, Tutsi isyancılarıyla konuştuğu gerekçesiyle askerler tarafından bu hale getirildi…
AFİŞ
AMADEUS
1984 yapımı filmde dünya müzik tarihine yön veren Amadeus Mozart, gündelik yaşamında gerçek bir arıza karakter olarak, yaşamdan kopuk bir hayat tarzı sürdürmektedir. Yeteneğini dışa vurmak için ilginç bir yol seçen sanatçı, tutarsız davranışlarda bulunmayı alışkanlık edinmiştir. Yaşamı ile müziği zıt kutuplarda ilerleyen Mozart, yeteneğini sergilemek için mantıksız hareketlerde bulunur. Adeta bir ‘tutunamayan’ profili çizen Mozart, bu sağlıksız yaşamı yüzünden Antonio Salieri’yi endişelendirmektedir. Çok daha disiplinli ve müzik konusunda hırslı olan Antonio, müziğin tanrısı kadar başarılı olamamaktadır. Bu düşünceler zamanla farklı bir ilişki kurmalarına neden olur. Müzik konusunda yüce bir yeteneğe sahip olan Amadeus Mozart ile Antonio Salieri’nin ilişkisine odaklı bir başyapıt olan film, sanat ile sanatçının kişiliği arasındaki ilişkiye de odaklanıyor.