Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğü ve Diyanet İşleri arasında bir protokol imzalandı. Buna göre her okulumuza bir imam atanacakmış. Konuyla ilgili tartışmalar sürüyor. Ben söz konusu uygulamanın laikliğe aykırı olduğunu düşünmüyorum.
Laiklik demek, din işlerinin devlet işlerine karıştırılmaması demek. Yoksa elbette evlatlarımıza din eğitimi vereceğiz…
Mesela AK Parti iktidarında gençlerimiz, “Bunlar mı Müslüman? Eğer bunlar Müslümansa biz değiliz” diyerek ateist olmaya başladılar. Yapılan kamuoyu araştırmalarına bakacak olursak, “Dindar ve kindar” nesil yetiştireceğiz derken, Ateist ve Deist gençler yetiştirmeye başlamışız… Demek ki yüce dinimizi çocuklarımıza iyi öğretmeliymişiz.
Okullarımızda zaten Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi veriliyor. İslam dininin rüşvet yemeye karşı olduğu, yetim hakkı yiyenlerin cehennemlik olduğu ve devletin malına el uzatanların “Ebu Leheb” gibi ellerinin kuruyacağı anlatılıyor.
Bütün bunlar ortadayken neden okullarımıza imamlar atanıyor? Bir takım cemaatlerin müritleri beytülmaldan ikinci bir maaş alsınlar diye değildir elbette.
Bu imamlar okullarımızda ne iş yapacak? Matematik dersi mi verecekler? Sınıf öğretmeni mi olacaklar? Fizik dersine girip, kuantum dolanıklık kuramını mı anlatacaklar? Beden eğitimi öğretmeni olup, çocuklara amuda kalkmasını mı öğretecekler? Yoksa din dersi mi verecekler? Bunların hepsini yapacak personelimiz var.
O zaman bu protokolün amacı nedir? Sahi protokolün maddeleri nelerdir? Zahmet olmazsa kamuoyuyla paylaşabilirler mi acaba?
Son olarak CHP Milletvekili Jale Nur Süllü de buna benzer bir soruyu TBMM’ye iletmiş. Sayın Süllü Bakalım Ankara ne cevap verecek?
Hayır Sayın Süllü soruyu acaba yanlış yere mi sormuş? Yoksa devletin işleyişiyle ilgili soruları Ankara’ya değil de, yoksa Buhara’ya mı sorması lazımdı?..
Merkez Bankası kabullendi
Maalesef Türk Lirası günden güne değer kaybediyor? Bazı kişiler bunu, “Mehmet Şimşek geldi böyle oldu” diye yorumluyor. Oysa ki gerçekler farklı. Türk Lirası zaten uzun süredir çok değersizdi. Merkez Bankasının açıkladığı “Resmi” rakamlar farklı, piyasadaki rakamlar farklıydı. Mehmet Şimşek’in gelmesiyle birlikte gerçek dolar fiyatı, bankalar tarafından da kabul edilmiş oldu. Hepsi bu…
Münafık olmayın
Eskişehir, Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen ve bu yıl Malta'da düzenlenen ‘Uluslararası Yaşanabilir Topluluklar Ödülleri’nde, dünyanın yaşanabilir 3’üncü kenti olarak seçildi.”
Öncelikle “Dünyanın en güvenli şehri” nedir? Veya “Dünyanın en temiz şehri neresidir?” gibi soruları ayrıca değerlendirmek lazım. Ben bu tarz sorulara verilen yanıtları çok sağlıklı bulmuyorum.
Ancak Eskişehir’in dünyanın en güzel ve huzur dolu şehirlerinden biri olduğunu biliyorum. Bu başarıda hepimizin payı var. Elbette Belediyelerimizin ve Büyükşehir Belediyesi’nin de hakkını yememek lazım.
Daha önce Eskişehir Dünyanın en güvenilir şehirleri arasında gösterilmiş, hemen akabinde de Hamamyolu’nda Tokkal Ailesi katliamı olmuştu. O katliamdan sonra bazı AK Partililerin “Bak gördün mü? Eskişehir o kadar da güvenli değilmiş” diye paylaşımlar yaptığını dün gibi hatırlıyorum.
Eskişehir yaşanabilir bir kent olarak mı gösterilmiş? Bunu çok ciddiye almayın ancak bir gerçeğe değindiğini de bilerek tadını çıkartın.
Hele ki, “Katliam olsun” diye bekleyen münafıklardan olmayın…