Mesele sporun herhangi bir dalı değilmiş. Oynanan oyun Basketbol’da olsa Sakarya için fark etmiyormuş bir kez daha sağlaması ile görmüş olduk Cumartesi günü.
Eskişehir Basket fınal four mücadelesi için 3. Maçında Sakarya deplasmanına konuk oldu. Sakarya kendi evinde biliyoruz ki yenilmez armada, bileğini bükebilecek tek takım Eskişehir Basket ve maç çok çok zor olacaktı. İlkel koşullarda olan salonda seyirci avantajı da Sakarya’da olunca işin zorluğu daha da artıyordu.
İlk 2 periyod denk bir mücadele içinde geçti, heyecan düzeyi de yüksekti ve 3 de 3 yapmamız mümkündü.
Ancak 3. Periyod ile birlikte Sakarya’nın taraftarından, sporcusuna, yöneticisinden, görevlisine daha önceden aşina olduğumuz çirkin yüzüne tanık olduk bir kez daha.
Eskişehir Basket Başkanı Sinan Özeçoğlu’na tribünde saldırdılar, saha da yer alan oyuncular ve teknik ekibimize yabancı maddeler attılar. Üstelik bir kısmı da isabet etti. Kenarda oturan basketbolcularından, yöneticilerine kadar küfürler, hakaretler çıktı ortaya.
O Koşullarda, üstelik takımımız yönetimi olaylar daha da büyümesin diye salonu terk etmek zorunda kalmışken maçı lehimize çevirmek çok zordu. Yenildik ve rövanş için beklemeye başladık.
Şimdi bize düşen evimizde yakın bir zaman da ağırlayacağımız Sakarya’ya taraftar, takım, ev sahipliği nasıl olurmuş göstermek. Oyun ve skorla gereken cevabı vermektir. Bir de Sakarya maçlarını hala o salonda oynayacaksa Basketbol Federasyonu’na da bir sitemimiz olacak. Zira Sakarya sporun da, basketbol kültürünün de deyim yerindeyse ırzına geçiyor.
Rakibin önemi yok, yeneceğiz, çıkacağız!
Eskişehirspor için dönüşü olmayan, telafisi imkânsız bir macera başlıyor. Bu Perşembe 847 km uzakta olan Giresun ile başlayacak süper lig yolculuğu 4 Haziran’da sona erecek.
Bana soracak olursanız en ufak tereddüt, korku, şüphem yok. Mustafa Denizli ve Futbolcularımız için de kendilerini, kalitelerini ve şehre olan, onlara duyulan sevgi ve güven borcunu ödeme vakti.
Bu yüzden ilk tur ve finalde rakip kim oldu, kim gelir, ne yaparız, ne ederiz gibisinden sohbetleri bir kenara bırakıp izlemeye koyulacağız. İzlerken de seyirci gibi değil her zaman ki gibi takımına son saniyesine kadar destek olan, ittiren, kıskandıran taraftarlar olacağız.
Halil Ünal’da dahil olmak üzere kimsede bu maçlar dışında cephane kalmadı. Ya son kurşunları bu maçlarda harcayacak ya da teslim olacağımız için işin sorumluluğu büyük. Bu yüzden birlik içinde gereksiz tartışmalardan uzak ve enerjiyi başka şeylere bölmeden ilerlemek gerekiyor yolumuzda. Özellikle sosyal medya başta olmak üzere yazdıklarımız, konuştuklarımızı lütfen 3 düşünüp 1 dile getirelim.
Bir de içeride dışarıda hiç fark etmez. Oynanacak tüm mücadeleler için siyaset, bürokrasi, iş dünyası şehrin ileri geleni olarak kendini gören kim varsa eksiksiz olarak yerini almalı, desteğini göstermeli ki başka takımlar lobi yaparken biz öylece bakmayalım.
Çünkü son günlerde Eskişehirspor kümeye diye bağıranlardan, ekranda ayar verenlere kadar, Malatya forması ile program sunanlardan, Göztepe diye bağıranlara ve hatta Büyükerşen’i kulüp başkanı sanan ama ekranda kendini donanımı olmadan yer bulmuş Kütahyalı’ya kadar vermemiz gereken cevaplar var.
Fazıl Say ve Harika Çocuklar
12 gün önce Belçika’da Uluslararası bir festivale katıldılar. 3. olarak büyük başarı sağladılar ve bizleri gururlandırdılar. Önceki gün de Fazıl Say ile birlikte AKM Sahnesinde kırk yıllık uyumla, ahenkle izlemeye gelen herkesi bir kez daha mest ettiler.
Tepebaşı Belediyesi 2 elin sesi var çocuk senfoni orkestrasından bahsediyorum. Çıtayı daha ne kadar yükseltebilir dedikçe yükselten harika çocuklardan.
Adı üstünde çocuk onlar. Bilgisayar oyunları oynayıp, bütün gün bisiklet binmek isteyen veyahut kontrol edilmesi, söz geçirilmesi en zor yaşlardalar.
Bize uyum nasıl olur, çok seslilik nasıl tek ses olarak güçlü çıkarın dersini veriyorlar. Defalarca izlediğim halde hayranlığım eksilmiyor, aksine daha da büyüyor.
Başkan Ahmet Ataç etkinlik sonunda Fazıl Say’a teşekkür ederken, Fazıl Say aldı mikrofonu eline.. Asıl dedi tüm Türkiye’nin sizlere teşekkür etmesi gerekiyor. Böylesi bir proje, böylesi bir Tüm Türkiye’de sadece burada yapılıyor ve siz buna örnek oluyorsunuz dedi.
Bunu söyleyen herhangi biri değil. Bu sanatın tüm dünya da kabul görmüş duayen bir ismi Fazıl Say ..
Gururlandık, çok mutlu olduk, onur duyduk.. Eskişehir’li olmak çok güzelmiş dedik bir kez daha. Harika çocuklara, projede emeği geçenlere ve en çok da bu projeye başından beri çok inanan Ahmet Başkan’a çokk teşekkürler. Nice başarılara..