Eskişehir’de meydana gelen ve hububatları vuran Pas hastalığı hakkında bir yazı yazmış, “Görev AK Partili vekillerde” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. İl Tarım Müdürlüğü eleştirilerimizi 4 madde hâlinde toplayıp bir cevap vermiş.
Eskişehir’de meydana gelen ve hububatları vuran Pas hastalığı hakkında bir yazı yazmış, “Görev AK Partili vekillerde” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. İl Tarım Müdürlüğü eleştirilerimizi 4 madde hâlinde toplayıp bir cevap vermiş. Eğer ki biz AK Partili milletvekillerini göreve davet ediyorsak, burada cevabı vermesi gereken yine AK Partililerdir, devletin memurları değil. AK Partili vekilleri savunma işi yine AK Partililerdedir.
Öte yandan ekmeğini birilerini eleştirerek kazanan biz gazeteciler, başkalarının yapacağı karşı eleştirilere de tahammül etmeliyiz.
Şimdi Tarım İl Müdürlüğü 4 madde ile benim iddialarımı çürüttüğünü ileri sürmüş. Eskişehir’de devletimizin en iyi çalışan kurumlarının başında İl Tarım ve Orman Müdürlüğü geliyor. Elbette görevimiz gereği kendilerini eleştirebilirim. Fakat son yazım dâhil onları eleştirdiğim hiçbir yazımı da hatırlamıyorum. Bilakis pek çok yazımda övmüşümdür. Eğer ki Eskişehir’de hububatlara zarar veren bir hastalık varsa, bunun sorumlusu elbette müdürlük olamaz. Aslında hükûmet de olamaz. Sonuç olarak pas hastalığı arada sırada görülen bir illet. Ne yani? Nezle olduk diye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı mı suçlayacağız? Ancak oluşan hastalıktan dolayı bir ekonomik kayıp yaşanacaksa, burada politikacıları da uyarmak işimizin parçası. Üstelik “Çiftçiye verilen devlet desteğini artırın” demenin neresi yanlış?
Şimdi büyük ihtimalle bazı AK Partililer, Tarım İl Müdürünü telefonla arayıp, “Kardeşim şu gazeteci müsveddelerine cevap versenize” demiştir.
Ben AK Partililerin yerinde olsam “Görev AK Partili vekillerde” yazıma hiç cevap vermez, vereceksem de, “Hükûmetimiz vazifesinin başındadır. Dün olduğu gibi yarın da çiftçimizin yanında olacaktır” tarzı bir açıklama yapardım.
Tarım İl Müdürlüğü’nden gelen yanıtı burada özetle tekrarlayıp, hiçbir iddiamın çürütülmediğini savunabilirim. Fakat belli ki kendileri cevap vermeye cesaret edemeyenler, devletin bir kurumuyla gazeteciyi karşı karşıya getirmek istemişler. Dünkü çocuk değiliz; politikacıların bu kurnazlığını fark edecek kadar da tecrübeliyiz.
Bir gazeteci olarak polemik yapmaya alışkınım. İki cihan bir araya gelse, haklı olduğum bir konuda da lafımı esirgemem. Ama duyduğum saygı gereği devlet kurumlarıyla polemik de yapmam. Cesareti olan politikacılar karşıma çıkarsa o zaman iş değişir.
Bu arada sözümün arkasındayım;
Köprübaşına bıraksak AK Parti İl Binasının yolunu bulamaz, taksi çevirmek zorunda kalır…
Her neyse…
Biz gazetecilik adına yine de Tarım Müdürlüğü’nün cevaplarına yer verelim.
Müdürlük ne dedi?
İDDİA -1 : Buğdayda pas hastalığı yüzünden %40'a varan verim kaybı yaşanabileceği iddia edilmektedir..
DOĞRUSU : İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüz sahada görev yapan 19 ekip ve 70 teknik personel ile gerek süne gerekse pas hastalığıyla ilgi gerekli tespitleri yapmış, gereken noktalarda çiftçilerle iletişim sağlanmıştır… İlaçlama yapılmayan alanların %5 ile 10’u arasında bir etkilenme olacağı bunun da toplam buğday ekilişinin yaklaşık %2’sine tekabül ettiği anlaşılmaktadır. Yapılan fenolojik gözlemler, çiftçi beyanları ve ziraat odalarımızla yapılan görüşmeler sonucunda verimin geçmiş yıllara göre % 82 artışla kıraç alanlarda dekara 250-300 kilogramdan 400-500 kilogramlara çıktığı gözlemlenmiştir. Bunun bir göstergesi ve sonucu olarak çiftçilerimizin Toprak Mahsulleri Ofisine ürün satışında referans olarak belirlenen verim tahminlerinin yükseltilmesi talepleri giderek artmaktadır.
Benim Cevabım: Ben yüzde 40 rekolte kaybı yaşandığını yazmadım. Söz konusu hastalığın yüzde 40’a varan hasarlar oluşturabileceğini, dikkatli olunması gerektiğini yazdım. Hatta paniğe kapılacak bir durum olmadığını, ama çiftçimizin de endişe etmekte haklı olduğunu belirttim. Şimdi benim hangi sözümü çürütmüş oluyorsunuz?
İDDİA-2: Türk tarımının plansız yürüdüğü, Buğday üretiminin yıllara göre düşerek 22 Milyon tonlardan 2021 yılında 17.7 Milyon tona kadar düştüğü ve düşmeye devam ettiği iddia edilmektedir.
DOĞRUSU: Buğday üretimimiz yıllara göre ortalama 20-21 Milyon ton civarında seyretmekte olup, yıllık 19 Milyon ton civarında olan tüketimimizi karşılayacak durumdadır. 2021 yılında tüm dünyada yaşanan kuraklık nedeniyle 17.7 Milyon tona düşen Buğday üretimimiz 2022 yılında Bakanlığımızın uyguladığı ve özellikle Atıl durumda bulunan arazilerin üretime kazandırılması amacıyla yürütülen Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi projesi ile çiftçilerimize tohumluk gibi önemli bir girdi için destek sağlanmış ve bu sayede kuraklığa rağmen 2022 yılında Üretim 19.8 Milyon tona çıkmıştır.
Benim cevabım: Verdiğim rakamların tamamen doğru olduğunu bir kere de siz teyit etmiş oldunuz. Dürüstlüğünüz için teşekkür ederim.
İDDİA-3: Karnımızı doyurmak için yabancıya muhtacız.
DOĞRUSU: Yukarıda detaylı Rakamlarla belirtildiği üzere Ülkemiz 20-21 milyon ton üretimimiz ortalama, 19 milyon ton tüketimiyle buğday üretiminde kendi kendine yeter bir ülkedir. Bu üretimimizle dünyanın en büyük un, bulgur ve makarna ihracatçısı konumundayız. İthal edilen ilave buğday bulgur, makarna ve un haline getirilerek katma değeri arttırılmış halde dünyaya pazarlanmaktadır.
Benim Cevabım: Bana verilen gerçeğe en yakın yanıt bu. Türkiye, başta hububat ürünlerde genel olarak pek çok üründe yeterlilik seviyesini yüzde 100 ve üstünde görürken; pirinç, kuru fasulye, soya ve ayçiçeğinde seviye bu oranların altında. Kahve ve diğer tropik ürünleri zaten saymıyoruz. Onları zaten dışarıdan almak zorundayız. Ancak bu durum AK Parti’nin becerisinden değil, atalarımızın kanlarıyla suladığı ülkemizin verimli topraklarından kaynaklanmaktadır.
Bu arada “Yeterlilik” derken kastettiğiniz ülkemizin 85 milyon civarındaki nüfusuna göredir. Buna 13 milyona yakın sığınmacıyı eklerseniz, pek çok üründe kendi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlandığımız ortaya çıkar.
İDDİA-4: Çiftçiye yapılan desteklerin gün geçtikçe azaldığı iddia edilmektedir..
DOĞRUSU: İddianın çiftçilerimize ulaştırılan desteklerden tamamen habersiz bir düşüncenin ürünü olduğu çok açıktır. Sadece basit bir kıyaslama olması açısından Eskişehir ilimizde 2021-2022 tarımsal üretim sezonunda Çiftçilerimize Toplamda 1.224.339.742 TL destek sağlanmıştır. 2022 cari yıl bazında çiftçilerimize ödediğimiz tarımsal destek miktarı 850 Milyon TL ye ulaşmıştır…
Benim Cevabım: Benim iddialarım, çiftçimize ulaştırılan desteklerden tamamen habersiz bir düşüncenin ürünü değildir. Asıl verdiğiniz cevap, enflasyonun ne olduğundan tamamen habersiz bir düşüncenin ürünüdür. 2007 yılında Amerikan Doları 1 lira 30 kuruştu. Şimdi 26 lirayı geçti.
Son Söz: Bu arada şu adresten, benim gibi düşünenlere karşı yapılan eleştirilerin tümüne ulaşmanız da mümkün. Sorumluluk gereği paylaşıyorum.
Sevgili Tarım Müdürlüğü çalışanları. Sizleri seviyoruz. Bazılarınızı şahsen tanıyorum. Elinizden gelen en iyi çalışmaları yapıyorsunuz. Keşke politikacılar da kendi sorumluluklarını sizler kadar iyi bilselerdi.
https://eskisehir.tarimorman.gov.tr/Belgeler/22.12.2020_Kamuoyu/Kamuoyunda%20G%C3%BCndeme%20Gelen%20%C4%B0ddialar%20ve%20Ger%C3%A7ekler.pdf