Sosyal demokratları, Cumhur ittifakına çağırdı!

MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak, AK Parti’yle MHP’nin neden bir arada yer aldığına ve MHP’nin, çizgisinden çıkıp çıkmadığı konusunda gündeme gelen tartışmalara şöyle karşılık verdi:

OSLO, ÇÖZÜM SÜRECİ VE HABUR

“15 Temmuz hadisesinden önce, bizim partimiz, kendi başına bir partiydi, AK Parti’nin de durumu farklıydı. Biz, birbirimize muhalefet ediyorduk. Çözüm süreci olsun, Oslo görüşmeleri olsun, Habur kapısı olsun ve buna benzer şeylerde bizim fikrimiz değişmiş değil. Biz bunlara, bugünde karşıyız, yarın da karşıyız ve bu fikirlerimiz devam ediyor. Bizim yönümüzde bir sapma olmamıştır.

AYAKLARIMIZ YERE BASIYOR

15 Temmuz’da, ‘AK Parti bir idrak süreci yaşadı’ diyoruz. AK Parti, bizim yolumuzla birleşti. AK Parti, ülkenin beka sorununu kabul etti, idrak etti. Biz 15 Temmuz’u milat aldık, ondan sonra tepede de genel başkanlar anlaşınca geriye bir şey kalmıyordu. Zaman zaman, her an olabilecek ufak tefek sorunlar olsa bile, genelde her şeyde anlaşıyoruz. Yani bizim ayaklarımız yere basıyor. Hatta biz bu ittifakı, kuvvetlendirerek götürmek istiyoruz. Hatta sosyal demokratları da bu ittifakın içine katmak istiyoruz. HDP haricinde, terörle işbirliği içerisinde olmayanları, bu memleketin hayrına olacak bütün insanları bir arada görmek istiyoruz.” (ES TV’deki konuşması)

*

MHP’li Vekil Sazak, Türkiye’nin neden gelişmiş ülkeler arasına giremediğine, ülkemiz içerisinde yaşayan insanların neden ayrıştığına ve bu ayrışmanın gün geçtikçe neden arttığına ilişkin de dikkat çeken ifadeler kullandı.

Şöyle ki:

TÜRK KİMLİĞİ SİYASİ VE HUKUKİ

Türkiye’nin sıkıntısı şu: 1938’den sonra bazı değerlerimizi yıpratarak bugünlere geldik. 1938’den sonra Türkiye, kalkınma alanında hamleler yapamadı. Ve 1944 olaylarını hatırlayın… Türk milletinin kimliği olan Türkçülüğe bir darbe vuruldu. Türkçülük, kafa taşçılığa indirgendi. Bizim Türkçülüğümüzü, kafatasçılığa kadar getirdiler. Atatürk ne demişti? ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ demişti. Ama 1944 olaylarına baktığımız zaman, Türkçülük, sanki ırkçılıkla eş değer tutuldu ve bizim Türk kimliğimizi zedelediler. Yani biz bunu, siyasi ve hukuki bir üst kimlik olarak kabul ediyoruz. Ve bunun içinde Çerkez’i, Tatar’ı, Lazı’ı, Kürt’ü… Hepsini de, bu siyasi ve hukuki kimlikte birleştiriyoruz. Bu birleştirici bir kimliktir, yani aidiyet duygusu… İşte bizi bir araya getiren kimliğimizi, 1944’lerde kırmaya başladılar.

ÜRETİM HAMLESİ YAPMALIYIZ

Sonrasında, laikliği dinsizlik olarak göstermeye çalıştılar. Dini eğitim verilecek, dini eğitim verilmeyecek diyerek de, dini de öyle parçaladık. Kalkınma alanında da olanları biliyorsunuz. Nuri Demirağ’lar, Devrim Otomobilleri… Yani kalkınma alanındaki her hamlemiz budandı. Bunları gördüğümüz zaman, bize bir yerlerden ellerin, ayakların müdahale ettiğini görüyoruz. Bizim haricimizde, bize sahip olan mercileri hissetmemiz lazım. Artık farkına varıp, bir araya gelip, bunlardan kurtulmanın yoluna bakmamız gerekir. Yani onun için 15 Temmuz MHP için bir milat oldu. Milli bir hareket içerisinde kalkınmanın yollarını bulmamız için bu Cumhur İttifakını kurduk. Bakın, uygarlığımız için teknolojide nerede kaldık? Millet, endüstri 4.0’ı, 5.0’ı konuşuyor. Biz hala 3.0 içerisinde geziyoruz. İşte teknolojiyle ilgilenmemiz gerekirken hala kendi içimizde sorunlar çıkaranlarla, ötekileştirenlerle uğraşıyoruz. Yanlış yerdeyiz. O nedenle bizim bir an önce bir araya gelip, ülkemizin kalkınması için her alanda üretim hamlelerini yapmamız gerekiyor. (ES TV’deki konuşması)

‘Volkan kardeşimizi destekliyoruz’

Cumhur İttifakının AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Volkan Doğan, MHP tabanına hitap eden dikkat çekici bir proje sundu. Bu noktada dedi ki: “Alparslan Türkeş Millet Bahçesi inşa edeceğim.” Tabi bu çıkış üzerine bazı çevreler Volkan Doğan’ı popülizm yapmakla suçlarken, bazı çevreler de alkışladı. Peki, MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak bu konuda ne düşünüyor? Sazak’ın ES TV’deki ifadeleri, aynen şöyle: “MHP tabanıyla beraber Volkan Bey’i, Volkan kardeşimizi destekliyoruz. Sonuçta o da bize bir jest yaptı.” Sazak’ın bu ifadeleri, MHP tabanının, Doğan’ın bu projesine sıcak baktığı izlenimini veriyor.

*

SAKALLI’DAN İSTEĞİ VAR

Tabi MHP’li Vekil Sazak’ın, Cumhur İttifakının AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhan Sakallı’dan da bir isteği var. Sazak söz konusu isteğini ilk kez ES TV’den açıkladı, Sakallı da ES TV’den öğrendi. Sazak’ın ifadeleriyle, işte o istek: “Burhan Sakallı Bey’den, Kül Tigin Anıtlarını, Orhun Kitabeleri’ni istiyorum. Eskişehir’de heykellerimiz var. Orhun Kitabeleri’nin de Eskişehir’de olması en azından Türk çocuğunun nereden geldiğini, en azından o heykele bakarak anlamasını ve hissetmesini isterim. Burhan Sakallı’dan Eskişehir’in güzel bir yerine Orhun Kitabeleri’ni kazandırmasını isteyeceğim, talep edeceğim. Türk çocuğu bunu görsün.” Bakalım bu istek karşısında, Burhan Sakallı’nın hamlesi ne olacak?

CHP’li kadınların ‘Emek’ izlenimi

Geçtiğimiz günlerde, bir iddiayı araştırmak üzere Emek Mahallesine gittim. Araştırmam bittiğinde, siz değerli okurlarımıza aktaracağım… Mahalledeki işim bittikten sonra, Ertaş Caddesinden aşağı doğru biraz yürüyüş yaptım. O sırada mahallede çalışma yapan CHP’li kadınlarla karşılaştım. Haliyle sordum: “Emek’te vaziyet ne?” Kadınların ortak cevabı şu oldu: “2014 yerel seçimlerinde bizim yüzümüze bakmayanlar, evinin kapısını dahi açmayanlar, şimdi bizi gördüklerinde, kendileri davet ediyorlar. Yine oy vermeyebilirler belki ama, bu bile bizim için büyük bir gelişme. CHP için umut veren bir gelişme.” CHP’li kadınların Emek izlenimi böyle. Eğer doğruysa, bu tabloda, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un önemli payı olmalı. Tabi, CHP’li kadınların bu izleniminin ne kadar doğru olup olmadığını, 31 Mart akşamı hep birlikte göreceğiz.

Sakallı bu projeyi yaptı

Cumhur İttifakının AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhan Sakallı, her an yeni bir proje açıklıyor. Son günlerde konuşulan iki projesi mevcut. Bir tanesi Odunpazarı’nda, bir diğeri ise Tepebaşı’nda. Aslında iki ilçeye de ‘yapacağım’ dediği projeler, birbirine benzer nitelikte. Şöyle ki… Sakallı, her iki ilçeye de, yeni bir mahalle kazandıracağını vaat ediyor. Mahallelerin isimleri bile belli. Odunpazarı’ndaki mahallenin ismi ‘Portakal Çiçeği’ olacak, Tepebaşı’ndaki mahallenin ismi ise ‘Zirve’ olacak. Sakallı’nın bu projeyi yapmasının amacı ise evi olmayan yurttaşlarımızın ev sahibi olabilmesini sağlamak. Tabi, Sakallı, bu konuda çok deneyimli. Zira Odunpazarı Belediye Başkanı olduğu yıllarda, Karapınar, Vadişehir ve Ihlamurkent mahallelerini Odunpazarı’na kazandırmış, evi olmayan birçok yurttaşımızın ev sahibi olmasında gözle görülür bir katkı sağlamıştı. O nedenle, Sakallı’nın bu vaadi, ayakları yere basan ciddi bir vaat ve yapılmaması için hiçbir neden yok. Çünkü yukarıda da aktardığım gibi, bu proje, Burhan Sakallı tarafından daha önce denenmiş ve başarılmış bir proje.

Aklımıza geldikçe anıyoruz!

Alpu Belediye Başkanı Rafet Demirtaş’ı, Eskişehir’e kurulması planlanan garabet niteliğindeki kömürlü termik santrali destekleyen mantıksız açıklamalarıyla anıyoruz. Demirtaş, çıtayı yükseltti. Artık iki kabul edilemez davranışıyla da anmaya başladık Demirtaş’ı. İlki, 11 aydır işçisine maaş vermeyen bir belediye başkanı olarak anıyoruz. İkincisi ise, “benim seçim almam için çalışırsanız maaşlarınızı veririm” dediği iddiasıyla anıyoruz, Demirtaş’ı. Ama çok güzel anıyoruz. Harika anıyoruz. Aklımıza geldikçe bol bol anıyoruz!

Ruhsar Demirel nerede?

MHP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir eski Milletvekili Ruhsar Demirel, daha düne kadar partisinin en aktif isimlerindendi. Daha düne kadar diyorum, çünkü Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili olduğu günlerin üzerinden pek de uzun süre geçmedi. Ancak partisi, Demirel’e, ne zaman prestijli bir görev vermedi; Demirel, adeta ortadan kayboldu. Hiçbir yerde göremiyoruz. Hele ki 31 Mart gibi kritik bir seçim süreci orta yerde dururken ve Demirel’in, partisiyle birlikte sahada olması beklenirken, kendisinden küçük bir yaşam belirtisi dahi göremiyoruz. Öyle ki, sosyal medya hesabı bile uzun süredir aktif değil. Demek ki neymiş? Prestijli bir görev olursa canhıraş çalışılıyormuş. Demek ki neymiş? Sade üye olunca, yani partinin emekçisi olma görevi verilince, burun kıvırılıyormuş!

Sol, Odunpazarı’nı kaybetti!

Şöyle arşivi karıştırınca, şu an okuduğunuz yazının içinde yer alan fotoğrafa denk geldim. Fotoğraf, 20 Mart 2009’da çekilmiş. Yani 2009 yerel seçimlerinin hemen arifesinde çekilen bir kare. Fotoğrafın kahramanları ise Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı CHP’li Ahmet Ataç ile CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü. Söz konusu üç isim, gördüğünüz üzere, 2009’da DSP’den belediye başkan adaylarıydı ve fotoğraftaki mekan, DSP’nin seçim bürosuydu. Büro, tam olarak, Adalar’da, Venedik Pastanesinin arkasında kalan dükkanın orası. O seçimlerde Yılmaz Büyükerşen ile Ahmet Ataç zaferle çıkmıştı. Ancak Jale Nur Süllü, seçimi kaybetmişti. Süllü’nün seçimi kaybetmesinin önemli bir nedeni vardı. Erman Gölet’in CHP’den Odunpazarı Belediye Başkan Adayı olmasıyla beraber ‘sol’ oylar bölünmüştü çünkü. Bu da tarihe, ‘solun ayrışması yüzünden 2009 seçimlerinde Odunpazarı kaybedildi’ şeklinde yazıldı.

Castro, Aliya ve Nabi Avcı…

Geçtiğimiz haftalarda AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’nın bereli bir fotoğrafına rastladım. Haliyle Küba Devriminin öncüsü olan Fidel Castro aklıma geldi. Durum böyle olunca, Avcı ve Castro’nun bereli fotoğraflarını yan yana getirdim, “Yakışmış bence, olmuş” şeklinde bir de not yazarak Twitter hesabımda paylaştım. Bunun üzerine Avcı’nın Özel Kalem Müdürü Murat Nedirli, Bosna Hersek’e bağımsızlık yolunda liderlik eden, ülkenin ilk Cumhurbaşkanı, Bilge Kral olarak anılan Aliya İzzetbegoviç’in bereli fotoğrafıyla Avcı’nın bereli fotoğrafını yan yana getirip, “gördüğünüz gibi, Hocamızın beresi Aliya’nın hatırasından mülhemdir” notunu da ekleyip paylaştı. Nedirli’nin aynı paylaşımında, Avcı’nın taktığı berenin, Aliya’nın kızı Leyla Akşamiya tarafından hediye edildiğine ve hediye edilen berenin, Aliya’nın savaş yıllarında kullandığı bere olduğuna dikkat çekildi. O berenin, Avcı açısından çok önemli ve değerli bir anı olduğunu Nedirli’den öğrendim. Son söz: Castro’da önemli bir lider, Aliya’da önemli bir lider. Nabi Avcı’nın, bereli her fotoğrafını gördüğümde, ülkesinin bağımsızlığı için mücadele eden bu iki lider aklıma gelecek.

Tek derdimiz şu: Halk kazansın

Han Belediye Başkanı CHP’li Erdal Şanlı’yı, Atatürkçü duruşuyla tanıyoruz. Erdal Şanlı, yüz hatları ve gözleriyle de, zaman zaman Atatürk’e benzetilir. Şanlı, sosyal medya hesabından bir fotoğraf paylaşmış ve “Bizim en büyük projemiz, kendi aile çıkarlarımız değil, halkımızın çıkarları; tek derdimiz, Han kazansın, hemşerilerim mutlu olsun” notunu iliştirmiş. Şanlı’nın paylaştığı fotoğraf, Atatürk’ün önde gelen fotoğraflarından birini anımsattı bana. Ben de iki fotoğrafı yan yana getirerek MIH sütunlarında aktardım, gördüğünüz gibi…