Hepimiz yaşadık çocukluğu...
Pek çok bayramlarda göklerimizin yaşardığını biliriz...
Hele "rap-rap" asker geçerken...
Geçit Resmi’nde şeref tribününe selam duruşları yok mu, titretiyor insanın içini...
"Aynı şerefi, şimdi taşıyor mu tribünler?" Asker uğurlama törenleri de o kadar heyecan vermiyor artık...
Ama onuru yeter...
Hele o büyük koro yok mu?
"En büyük asker bizim asker..."
……
Bugün 23 Nisan...
Artık eskisi gibi neşe dolamıyor insan...
TRT’deki "Halit Kıvanç"ın sunduğu "Dünya Çocukları" programı nasıl heyecan veriyordu...
Evde bir fotoğrafa takılmıştık bir gün...
Büyük torun "ATA" da yanımızda...
Soruyor tek tek:
"Bu kim, bu kim?"
"Bu halan, bu baban?"
Şaşırıyor çocuk!
Kendinden küçük babasının fotoğrafına bakıyor, bakıyor ve yine soruyor:
"Peki, ben neredeyim?"
……
Yıl 1959...
Yine bir 23 Nisan’dı...
Edebali İlkokulu'nun büyük bayrağını bize vermezler mi?
Bilecik’in ana caddesinden meydana doğru gelirken soluk soluğa kalmıştık...
Bir öğretmen gelip elimizden almaya çalışmıştı bayrağı... Vermedik...
"Bu sevgiyi kim aşılamıştı acaba?"
……
Dünya dönüp gitmiş nerelere gelmiş...
"Put" denilip çok yerde yıkılıp-kırılmış "ATA"nın büstleri... Bugün yeni anayasa ile neler değiştirilmek istendiğini de biliyoruz artık...
“Şehitlerimize söz düşer mi acaba?”
Fotoğrafa bakıp soruyordu “ATA” :
“Ben neredeyim?”
Atatürk'ü anlatmaya çalışmak
Dünyayı gezdi desek yalan olmaz,rahmetli "Aziz Bolel” için... ES ES’in kurucu ilk başkanı…
"Çocuklara bile bayramı düşünen bir büyük adam daha olur mu?" demişti bir gün...
Yaşamı boyunca hemen her yerde "Atatürk ve Yunus"u anlattı...
Özellikle de bütünleştirmek için çaba gösterdi bu iki insanı...
Ama en büyük sorunu "Atatürk"ü anlatmakta yaşadığını söylerdi. Hem de yakınarak:
"Hadi Urfa'yı, Yozgat'ı Erzurum'u geçtik... Bir Çanakkale'de Atatürk'ü anlatmak bana mı düşer?"
İşte iki büyük anısı:
-Kayseri'deki konferanstan sonra bir ilahiyat profesörü yanaşmış yanına:
"Cennetle cehennemi nasıl birlikte taşıyabiliyorsunuz?" .
Şaşırmış Bolel!
Adam devam etmiş:
"Yani Atatürk'le Yunus'u nasıl birlikte taşıyabiliyorsunuz demek istemiştim..."
Kahramanmaraş'taki konferanstan önce de yine bir profesör gelmiş yanına:
"Aman Atatürk'ten fazla söz etmeyin..." Çok şaşırmış Bolel ama hiç sesini çıkarmamış... Konferanstan sonra aynı profesör gelip tebrik etmiş:
"Bravo, korkmadan anlatabiliyorsunuz!"
Bir 23 Nisan'da böyle anmak istedik Bolel'i...
İyi ki, Atatürk'ün daha çok silinmeye çalışıldığı bu günleri görmedi...
Yine yanıp tutuşurdu:
"Atatürk'ü anlatmaya çalışmak bir tüccara mı düşer?"
12 yıl toprak altında
Bir ağustosböceği doğmadan önce toprağın altındaki bir larvada ortalama 12 yıl beklermiş.
12 yıllık hapisten sonra dünyaya gelen garibanın ömrü adında yazılıdır: "Ağustos.."
Yani topu topu bir ay...
Şarkı söyleyen yalnızca erkek ağustosböceğidir. Çünkü dişi, en güzel şarkıyı söyleyeni kendine eş seçecektir.
Düşünsenize, 12 yıl toprağın altında bekle, çık dışarı, ömrün bir ay...
"Siz olsanız, çalışır mıydınız?"
Emekli askerler
Son Ağrı olayı dahil, artık ekranda eskiden olduğu gibi emekli askerler pek görünmüyor. Askeri konuları da “her konuya maydanoz”, iktidardan onaylı siviller tartışıyor.
Buraya nereden mi gelindi?
Afyon'dan... 2012 yılında Afyon'daki cephanelik patlamasından sonra ekrana çıkan askerlerin görüşleri zamanın Başbakan'ını çok sinirlendirmişti:
"Maalesef bazı emekli askerler, geldikleri ocağa ihanet ediyorlar. Sizin göreviniz bu mu ya?" diye ateş püskürmüştü.
Kanallar, Erdoğan'ın gazabından korktular ve emekli askerleri sildiler...
Adem ile Havva'dan
Bir Fransız, bir Alman ve bir Türk müzede "Adem ve Havva Cennet Bahçesinde" tablosuna bakıyorlarmış.
Alman, "Bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız demiş:
"Adem ile Havva mutlaka Alman olmalı."
Fransız, hemen karşı çıkmış :
"Havva ne kadar güzel, Adem ne kadar yakışıklı. Bu denli çekici olduklarına göre, hiç kuşkusuz Fransız olmalılar..."
Türk, tabloyu uzun uzun izledikten sonra, "Bunlar kesin Türk'tür" demiş:
"Baksanıza, üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok, ama hâlâ kendilerini cennette sanıyorlar..."
Hamile balık!
Adam sabah kahvesini yudumlarken karısı yumuşak bir ses tonu ile "aşkım" demiş:
"Hani geçen Nisan ayında bir haftalığına balığa gitmiştin ya.."
"Eeee?" demiş adam..
Karısı devam etmiş:
"Dün gece o balık seni aradı bitanem, hamileymiş tatlım!.."
Günün Şiiri
Mustafa Kemal'in Saçları
Aslan yelesi say, rüzgar de
Kahraman dalgalarla sırmalı
Gün vurdukça pırıl pırıl yalazlanır
Mustafa Kemal'in saçları
Çınar dalları say, başak da
Haşmetli, bereketli, ince
Erir bütün yorgunluğumuz
O saçlara değince
Dağ çiçekleri say, güneş de
Bulutlarda, karda
Bütün canlılığı tüter hayatın
Bu saçlarda...
Arif Hikmet Par (Varlık-1951)
Günün Olayı
"Olayları saptırma, algı yönetiminin bir başka yoludur."
Seçimler sırasındaki elektrik kesilmelerini "trafoya kedi girmiş" diyerek insan aklıyla alay eder gibi saptırmak, bunlara örnektir.
Erdal Atabek
Günün Biberi
23 Nisan TBMM'nin 95'inci kuruluş yıldönümü.
Dinleyeceklerimizin bir bölümünü peşinen yorumlayabiliriz:
"Yalandan kim ölmüş ki?"
Günün Sorusu
Yüksek sesle okudunuzsa kulağınıza pek de yabancı gelmediğine kalıbımı basarım,
"Türkiye'nin yeni Abdülhamit’lere gereksinimi var mı?"
Orhan Erinç
Gerilim
Direnilirse, halk istemezse...
AKP iktidarının ömrü, Akkuyu ve Sinop'a nükleer santral kurmaya yetmeyecek. Tıpkı diğerleri gibi...
Serdar Kızık
Özdeyiş
En büyük düşman kendi içimizdedir...
Hanri Benazus
Günün Sözü
Hayat, gelecek planları yaparken yaşadıklarımızdır...
John Lennon
Günün İncisi
Cenneti yaratan zenginlik değil, saf ve pürüzsüz duygulardır...
Kolsuz Yaşar'dan
Her ekrana çıkan "Şu anda bizi 77 milyon izliyor" diyor...
Yalan söylüyorlar..
"Ben izlemiyorum..."
Cuk
Sınırlı miktarda sunulmamış "saygı" sahibinden kiralıktır.
Emekli bürokrat
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...