733. Ertuğrul Gazi’yi Anma Şenliklerinde, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ardından MHP lideri Devlet Bahçeli konuşmuş.. Törene katılan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye, söz verilmeyince, tören alanı karışmış.. Protokol tribününde arbede yaşanmış..
Ardından Destici tören alanını terk etmiş.
Eskişehirli Milli Eğitim Bakanı Prof.Dr. Nabi Avcı bakmış ortalık karışık. BBP liderinin gönlünü almak için yanına gitmişse de kırgınlık ortadan kalkmamış.. Hatırlarsınız TV’lere yansıyan” Söğüt’te ki kürsü devirme olayı” vardı ya..
Olayın özeti işte böyle..
Söyleyin bakalım;
Bunlara gerek var mıydı?
Bir partinin Eskişehirli Genel Başkanına yapılan uygulama böyle mi olmalıydı..
Söğüt’te bu olayın dallanıp budaklanmasını kim ve bundan sonra nasıl önleyecektir..
Gelin de birilerine anlatın..
--//--
Önceki gün duydum..
AKP’nin Tepebaşı İlçe Başkanı Ertuğrul Dindar ile bir okul müdürü arasında basit bir tartışma olayı yaşanmış.
Ertuğrul Dindar, şimdi politikacı olsa da..
Yıllarını milli eğitime vermiş bir eğitimcidir.
Önceki gün okudum...
Dindar bir okul müdürünü “öğrenci kaydı için” arıyor..
Karşılık bulamayınca da verip veriştiriyor..
“Terbiyesiz seni..”
“Ben şu kadar yıl milli eğitim müdürlüğü yaptım.”
“Şimdi yanına geliyorum ..”
Öğretmenler üzgün diyorlar ki:
“Buna gerek var mıydı?
“ Yıllarca milli eğitim müdürlüğü yapmış bir kişiye bu sözler yakıştı mı?”
Yakışmadı elbette.
Özellikle yakından tanıdığım Dindar’a hiç yakışmadı.
Ne var ki bunu, gelinde muhataplarına anlatın..
--//--
Aman diyorum beyler..
Sosyal bir bilim olan Politikayı, duygularımıza kurban etmeyelim.
İşi “imam- cemaat” deyimine bağlamayalım..
Politikanın temelinde insan vardır çünkü..
Politikayı kötüye kullanan insan sevmiyor demektir..
Gelişmelere birazda böyle bakalım..
Adımlarımızı buna göre atalım..
Günlerin getirdiği
-Zeki Ünal’ın yerine—
Bir zamanlar TBMM en genç üyesi olarak adından söz ettiren Zeki Ünal, bir dönem milletvekilliği yaptıktan sonra, ileri geri koşturdu. Ve baktı olmuyor, politikadan çekilip kendi anlattığına göre ”yağlı boya “resim yapmaya başladı. Tablolarını başka tablolara bakarak yapan Zeki Ünal” Her çıkışın bir temeli vardır. Şimdi bende başka resimlere bakmadan yağlı boya resim yapabiliyorum. Açtığım sergilerde ilgi görmeye başladı” diyormuş. Akşamdan sonra maç seyreden Ünal için arkadaşları”gündüzleri kahveye gider.. Bol anastra ve maça kızı oynar.. Yorulduğu zamanda resim yapar”
Zeki Ünal bundan sonra kesinlikle politikaya dönmeyeceğini arkadaşlarına söylerken “Oğlum Ali politikaya meraklı Şimdilik hayır demiyorum.. Gittiği yere kadar gitsin istiyorum.” diye konuşmuş.. Bekleyip göreceğiz.. Bakalım delikanlı Ali, babasının yolundan gidecek, politika hayalini, gerçekleştirecek mi?
-Torba yasa çuvallarsa—
Torba yasa çıktı.. Bazı kurumlar karıştı.. Dün arayan bir bayan okurum anlattı. Dershanede çalışıyormuş.. Dedi ki ”okulun müdürü bizi çağırdı Torba yasaya girmek istemiyorum diye imzamızı istedi.. İmzalamayanları işten çıkaracağını söyledi. Ben burada sekiz yıldır çalışıyorum.. Benimle çalışan iki arkadaş imzaladı. Ben imzalamadım.. Bunun üzerine bana çıkış verdi. Diğerlerini torba yasaya dâhil etmeden çalıştırmaya devam ediyor. Çünkü onlardan imza aldı.. Bu durumda bizim hakkımızı kim ya da kimler koruyacak.. Sekiz yıllık çalışmamız boşa mı gidecek. Hakkımızı kim koruyacak?”
Bir hayli ilginç değil mi? Torba yasa çıkmadan, tabir yerindeyse ”çuvallamış oluyor.” Okurumuzun anlattığı konu çok ilginç .. Benzeri durumda olan kaç kişi var? Çalışanların iş güvenliğini sağlamak için çıkan yasaya karşı işveren böyle bir uygulamaya giriyorsa sonuç ne olacak? Sosyal Sigortalar Kurumu bu şekilde ortaya çıkan uygulamalar için nasıl bir uygulama yapacak? Dedik ya. Anlatılan bhu olay çok ilginç geldi bize. İşsizliğe çara olsun diye çıkan yasa, işsizliğe yol açacaksa buna kim dur diyecek?
-Temiz Politika yapmıştı—
Önceki gün bir mini toplantıda söz eski milletvekillerinden açılınca, AKP’den bir dönem milletvekilliği yapan Sayın Fahri Keskin’in kulağı çınlatılmış. Fahri Keskin için” politikayı lekesiz yaptı.. Kimseye zararı dokunmadı. Bazıları gibi tekrar milletvekili olacağım diye çabalamadı” diyen bir eski politikacı ”Fahri beyi tanırım. Milletvekilliğinde olsun, daha sonra ki yaşamında olsun, kimseyi kırmadı.. Elinden geldiğince insanlara ve çevresine yardım etmeye gayret gösterdi. İşine baktı.. Çağrıldığında gene partisine gitti. Çizgisini kaybetmedi. Örnek bir politikacı olarak yaşamını sürdürüyor ”diye konuşunca sormuşlar” Fahri bey acaba politikayı tekrar dener mi? Milletvekilliğine adaylık düşü
nür mü?” Keskin’i tanıdığını söyleyen arkadaşı şöyle bağlamış sözlerini ”Sanmıyorum..” Fahri bey bu rahat yaşamını bozmaz.” Evet, Sayın Fahri Keskin fazla konuşmayı ve özellikle politik tartışmaları sevmez. Ama, görüyorsunuz insanlar” güzel olayları kolay kolay unutmuyorlar.”