Dün AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü, Teşkilatlardan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Civelekler, Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı İlhan Arslan ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Özlem Yalçın ile birlikte ES Group’u ziyaret ettiler…
Dündar Ünlü siyasete 2002 yılında AK Parti Muttalıp Kurucu Belde Başkanı olarak başladı…
Daha sonra merkezden İl Genel Meclis üyesi, 2009 yılında ise Tepebaşı İl Genel Meclis üyesi olarak görev yaptı…
İl Genel Meclisi 1. Başkan Vekilliği görevi de yapan Ünlü,2013 yılında AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı olarak atandı. 2014 yılında ise AK Parti Eskişehir İl Başkanlığı görevine getirildi…
Kendisini siyasete ilk adım attığı günden beri takip ediyorum…
Siyasete atılmadan önce de tanıyordum…
Siyasete atılıp 15 yıldır ülke yönetimini tek başına iktidar olarak üstlenen AK Parti’nin İl Başkanlığı görevine geldiği günden beri çizgisinde herhangi bir değişiklik olmadı…
2002 yılı öncesindeki Dündar Ünlü ne ise bugünde aynı…
Ilımlı bir siyaset yapmayı tercih ediyor…
Bu politikasından dolayı kendisini CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’de beğeniyor…
Yazımın girişinde belirttim…
Dün ziyaretimize geldiler…
Bir saate aşkın sohbet ettik…
Kendisine birçok sorular sorduk…
Ancak aklımıza gelmeyen soruyu ES Group Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş sordu:
“Gelecekte bir makama adaylığı düşünüyor musunuz?”.
Bence en çarpıcı soru buydu…
Çünkü siyasete girerek merkez ile başkanlığı, il başkanlığı gibi önemli görevleri üstlenenler belediye başkanlığı veya milletvekilliği gibi görevleri hedefler…
Görev süreleri içerisinde genellikle hedefleri buralardır…
Çalışmalarını da ona göre yaparlar…
Dündar Ünlü açık seçik söyledi:
“Ben siyasete bir makam sahibi olabilirim diye girmedim. Bunun hesabını yapmadım. Kısmet oldu İl Genel Meclisi üyeliği yaptım. İl Genel Meclisi Başkan Vekilliği. Daha sonra Tepebaşı İlçe Başkanı ve İl Başkanlığı. Yaptığım tüm görevlerimde partimin başarısı ve insanlara hizmet etmek için çalıştım. İl Başkanlığı önemli bir makam. Geçmişte yaptığım görevler sırasında da şimdi de il başkanı olarak gelecek hesabı yapmıyorum. Bir yerlere adaylığı da düşünmüyorum. Yarın il başkanlığımı tamamlarım. O zamanda partime bir üye olarak il başkanlığında nasıl çalıştıysam, aynı tempoda çalışmaya devam ederim.”
Kendisini gelecek hesapları yapmadığı için kutluyorum…
Bana göre başarılı bir il başkanlığı yapıyor…
Zaten gelecek hesabı içerisinde olsaydı, hedef orası olduğu için il başkanlığında başarılı olamazdı…
Eskişehir’in var olan sorunlarının çözümü konusunda Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı ve Milletvekilleri Emine Nur Günay ve Harun Karacan, Tepebaşı ve Odunpazarı İlçe Başkanları ile kafa yoruyorlar…
Ilımlı çizgisi ile gerek kendi partilileri gerekse diğer partililer tarafından seviliyor…
Kendisini kutluyor, Eskişehir’in gelişmesi, sorunlarının çözüme kavuşturulması adına atacakları her adımı şahsım adına sonuna kadar destekleyeceğimi ifade ediyorum…
*-*******
Alpay Hoca ve hakem hataları
Eskişehirspor Teknik Direktörü Alpay Özalan’ı ES TV’de 90+3 programında izledim…
Kendisiyle karşılıklı bir sohbetim olmadı…
Ancak Siyah-Kırmızılı Kulübe geldiği günden beri kendisini yakından izliyordum…
Gerek antrenmanlarda gerekse maç sonunda verdiği demeçlerle kanat takarak uçmadığını söyleyebilirim…
Ayakları yere basıyor…
Eskişehirspor bugün her ne kadar TFF 1. Ligde mücadele etse de Türkiye’nin önemli markaların başlarında gelir…
Futbol oynadığı yıllarda kendisini beğendiğim bir futbolcu idi…
Futbolu bıraktıktan sonra da futboldan kopmadı…
Birçok yerli yabancı ünlü hocalarla çalıştı…
İlk Teknik Direktörlük sınavını yukarıda da belirttiğim gibi Türkiye’nin ünlü markalarının başlarında gelen Eskişehirspor’da vermesi kendisinin kariyeri açısından çok önemli…
Eğer sezon sonunda Eskişehirspor’u belirlenen hedef olan şampiyonluğa ulaştırırsa Türkiye’de herkes Alpay Özalan’ı konuşacak…
Hedefi olmayan bir takımı da seçebilirdi…
Alacağı para siyah-kırmızılı kulüpten aldığı paraya eş değer olurdu…
Ama o hedefi olan Eskişehirspor’a gelerek, hedefe ulaştırmayı tercih etti…
Zor bir görev üstlendi…
Ancak ES TV’de kendisini dinlediğimde Kulüp Başkanı Halil Ünal,yönetim kurulu üyeleri ve futbolcularla birlikte hedefe kilitlendiğini gördüm…
“Ya başaracağız, ya da başaracağız” diyor…
Zaten inanmak başarmanın yarısıdır…
Şu sözü daha çok dikkatimi çekti:
“Her ne kadar Teknik Direktörsem de bende insanım. Benim de hatalarım olabilir. Bunları yapıcı olarak söylerseniz dikkate alırım. Hatta zaman zaman Eskişehirspor’da futbol oynamış ve hocalık yapmış ağabeylerimle bir araya gelerek geçmiş maçları tartışabilir, hatalarım varsa bundan ders çıkarmayı da kendime görev sayarım.”
İşte bu sözler Alpay Hoca’nın ayaklarının yere sağlam bastığının kanıtıdır bence.
Kendisini yükseklerde görmüyor…
Geçtiğimiz 6 maçta hakem hataları yine canımızı açıttı…
Puanlarımız gitti…
Ancak buna takılı kalır isek hedeften saparız…
Hakem bir golümüzü vermezse siyah-kırmızılı formayı giyen futbolcular ikinciyi, üçüncüyü atmalılar…
Bunları da iptal edecek değiller herhalde…
Hedef galibiyet ve hem de farklı galibiyet olmalı…
Son söz olarak Alpay Hoca’ya tahammül edemeyenler Skibbe’ye nasıl tahammül ettiğinizi hatırlatırım…
Hem de yaptığı birçok yanlışlara rağmen.