Soner Yüksel yazdı
Aylardır mutluyum, iyiyim, huzurluyum diye bireysel görüş belirtmemin bile tedirgin ettiği bir dönemden geçiyoruz. Sinirler gergin, sabır taşı çatlayalı çok olmuş ve travmatik bir geçiş sürecinin tüm depresif hallerini yaşıyoruz.
Zenginlik, sağlık, aşk, zafer, başarı inanın anlamsız kalıyor. Toplum bu haldeyken toplam mutluluğa engel, etrafınıza bakıp, yaşananları görüp de bugüne de şükür demek bile yanlış anlaşılabilir kaygısı taşıyorsunuz.
Yaşananlar yetmiyor, bitmiyor ve Ülkenin orta yerinde, Başkentin göbeğinde üstelik devlet caddesi adı verilen ve çok çok stratejik kurumların ortasında patlayan bir bomba ile yine ciğerleri dağlayan bir acıyı idrak etmeye çalışıyoruz.
Onlarca yaralı, 30’a yakın şehit ve ne olup bittiğini anlamaya çalıştığımız bu gerçeğin peşine bu kez Doğu’dan gelen şehit haberleri ekleniyor, hepten çözülüyor, anlamsız, yitmiş, öfke mi, acı mı anlamadığınız bir ruh hali ile etrafı gözlemeye başlıyorsunuz.
İnsanlar ne tepki veriyor, ne diyor, ne düşünüyor diye emsal alabileceğiniz bir davranış bulup içine kıvrılıp uyumak geliyor içinizden…
Üzgünüm, kederliyim ama bir o kadar da öfkeli…
Sadece bu teröre çanak tutan, terör eylemlerini yapan ve dolaylı da olsa bunu görmezden gelenlere değil. Yaşanan her acıyı acı olmaktan çıkarıp siyasi bir saldırı mekanizması haline getiren herkese…
Bunları batı şımartıyor diye öz eleştiri yapmaktan uzak iktidar yalakalarına ..
Bunlar hep İktidar yüzünden diye muhalefet yapacak malzeme bulamayıp her acı’yı muhalefet malzemesi bulmuş gibi organize kullanmaya çalışanlara…
Birleşmenin paydası eskiden bu acılarken şimdi hayatını kaybedenin kim olduğuna göre kalıba giren yitmiş ruhlarımıza…
Öfkeliyim, üzgünüm, suskunum biraz da….
Anlatsam, anlaşılmayacağını bunun bile taraf olmayan bertaraf olur şiarına fanatikçe düşenlerin idrak kapasitesinin dışında olduğunu bildiğim için..
Köşeye sıkışmış, freni patlamış bir kamyon gibi hızlıca uçuruma gittiği çok açık olan ve çaresizlikten eylemlerini şehirlerin ortasında yapacak kadar kahpe bir örgütün bu kutuplaşmadan ve siyasi ötekileştirmenin ganimetini topladığını hissettiğim için…
Üzgünüm, bugün şehre dair bir şeyler yazmak varken bırakın bireyleri, şehirlerin bile bu gündem de önemi kalmadığını bildiğimiz acılara yarın yenisinin eklemeyeceğine emin olamadığım için..