Eğer ki kötü bir büyücü gelse ve Eskişehir’deki şeker pancarı üretimini bitirecek büyü yapsa, hâlimiz harap olurdu. Gerçi korku filmlerindeki gibi kötü bir büyücümüz yok. Ancak bunun yerine pancar üretimini yarı yarıya azaltacak hükûmetimiz var.
Eğer ki kötü bir büyücü gelse ve Eskişehir’deki şeker pancarı üretimini bitirecek büyü yapsa, hâlimiz harap olurdu. Gerçi korku filmlerindeki gibi kötü bir büyücümüz yok. Ancak bunun yerine pancar üretimini yarı yarıya azaltacak hükûmetimiz var.
İYİ Parti Sivrihisar İlçe Başkanı Recep Toptaş, ilçelerindeki şeker pancarı üreten çiftçi sayısının yarı yarıya azaldığını belirtti. Şeker pancarı üretimi Eskişehir ekonomisinde önemli bir rol oynuyor. Meseleyi sadece çiftçinin kazandığı para olarak görmeyin. Şeker üretemediğimiz için yurt dışına çıkan paralarımızdan tutun, hayvancılığa kadar ekonominin pek çok alanında gerilemiş oluyoruz.
Peki neden şeker pancarı üretimimiz bu kadar azaldı? İYİ Partili Recep Toptaş bunu ülkemizdeki yanlış tarım politikalarına bağlıyor ve “Devletin uyguladığı kota sistemi, yeterli teşviklerin verilmemesi, girdi maliyetlerindeki anormal artışlar ve buna bağlı olarak yüksek tohum, gübre, mazot, elektrik giderleri, şeker fabrikalarının satılması ve düşük fiyat uygulaması sonucunda çaresiz kalan pancar üreticileri üretimi bırakmak zorunda bırakılmıştır” ifadelerinde bulunuyor.
Maalesef rakamlar yaşadığımız felaketi – tartışmaya yer olmayacak şekilde – açıkça ortaya koyuyor. Sadece Sivrihisar’da 2021 yılında 1.287 olan pancar üreticisi sayısı 2022 yılında 677 ye düşerek yarı yarıya azalmış.
Recep Toptaş konuyla ilgili yayınladığı basın açıklamasında neler yapılabileceğini de ayrıntılarıyla belirtiyor, “Pancar üreticisine uygulanan kota sistemi kaldırılmalıdır. Verilen teşvikler artırılmalı, girdi maliyetleri düşürülmeli ve üretecinin hak ettiği ücret verilmelidir” diyen Toptaş, “Pancar üreticisi ne kadar ekeceğini, ne kadar maliyetle ekeceğini, ne kadara satıp ne kadar kazanacağını bilerek ekim yapması sağlanmalıdır. Üreticinin talepleri karşılanarak pancar üreticisi sayısı artırılmalı, ülkemizin de şekerde dışa bağımlılığına son verilerek kendi üreticimizin kazanması sağlanmalıdır” diye devam ediyor.
Aslında çözümün ne olduğunu herkes biliyor. Evvela kafayı değiştirmemiz lazım. Yoksa bu kafayla buğdayı Rusya’dan, mercimeği Kanada’dan, fasulyeyi Meksika’dan, şekeri Amerika’dan almaya devam ederiz. Bu kafayla devam edersek bir lokma ekmek için namerde el açmaya devam ederiz.
EYT’den sonra EMT
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) sorunu kuş kadar maaş vermek yoluyla çözüldü. Şimdi nur topu gibi EMT, yani Emeklilikte Maaşa Takılanlar sorunumuz başladı.
Elin Avrupalı emeklisi Türkiye’ye tatile gelir, şiş kebap ve rakıları devirir. Bizim emeklimiz ise evden çarşıya inecek dolmuş parası bulamaz.
Şimdi açıkladığı verilerle Nasrettin Hoca fıkralarını aratmayan TÜİK, altı aylık enflasyonun yüzde 15,4 olduğunu açıkladı. Buna göre memur emeklilerine yüzde 16.5 SSK ve Bağ – Kur emeklilerine de yüzde 15,4 zam gelecek. Artık emeklilerimiz bozdurup bozdurup harcarlar.
Tabii bu zammın üzerine bir de refah payı eklenecek. Nitekim Memur – Sen “Refah payı istiyoruz” açıklamasında bulundu. Memur – Sen’ciler böyle bir lafı edecek cesareti bulamaz. Demek birileri kulaklarına, “Refah payı da eklenecek” demiş ki ek zam talep etmişler.
Refah payı ile birlikte emekli maaşları ne seviyeye gelecek? Hep birlikte göreceğiz. Ancak içimden bir ses emeklinin yine hayal kırıklığına uğrayacağını söylüyor.