Askerler, Polisler, Savcılar, Eğitimciler, Bürokratlar, Sağlıkçılar, İş adamları, Sendikacılar, STK’lar, Gazeteciler, Gösteri insanları, Odalar… Şöyle bir bakıyoruz da, FETÖ’yle ilişiği olmayan, içinden FETÖ üyesi çıkmayan bir alan, kol, kısım kalmadı gibi.
Bu yüzden bugüne kadar yukarıda saydığım alanlarından hepsinden açığa almalar, gözaltılar ve tutuklamalar gerçekleşti. Belki az belki çok alakadar olanlar ve belki de kurunun yanında yanan yaşlar oldu.
Şimdi ise sıra siyasete geldi. Partilere, örgütlere, teşkilatlara geçmiş ya da bugün içinde aktif ya da pasif görev yapmış siyasetçilere…
Bu kadar uzantısı olan bir örgütün siyasetten uzak olmadığını da bal gibi biliyor ve özellikle 17- 25 Aralık sürecine kadar bir tehlike olarak gözükmediği için, 30 yılı aşkındır diyalogların çok iyi olduğu hemen her liderin oluruyla, siyasi partilerin içinde yer almalarının mümkün olduğu ortada.
Ülke genelinde bazı şehirlerde bu parti içinden temizleme işinin başladığını duyuyor ve haliyle gözlerimizi Eskişehir’e çeviriyoruz. Duyduklarımız burada da inceleme sürecinin çoktan başladığı yönünde.
Öncelikle Dündar Ünlü’nün işinin çok zor olduğu ortada. Vekil Karacan ile birlikte sırt sırta verip Eskişehir’deki demokrasi nöbetlerini nasıl başarılı götürdüyse, bu işin de altından kalkacaktır. Ama sabırla yapılacak bu işin zaruriyetine ve ivediliğine bakınca bir hayli ter dökeceği kesin.
Biliyoruz ki; 17-25 Aralık’tan sonra da FETÖ ile ilişkileri kesilmemiş, hatta o süreçte ne olur ne olmaz diye sessizce beklemiş ve ancak sular çekilip süreç geçtikten sonra, dönemin Başbakanı olan Erdoğan’ın yanındayız mesajı verenler. FETÖ’den dolayı görevden alınan, gözaltı ve tutuklama yapılan isimlerle yedikleri içtikleri ayrı gitmeyenler. Demokrasi nöbetlerine katılarak FETÖ’ye lanetler yağdıran ama samimi olmadığı herkesçe bilinen partililer de mevcut.
Hele ki bazıları gündem değiştirmek, insanları başka yere odaklamak için oturmuş sosyal medyalarından cadı avcılığı yapıyor. FETÖ ile mücadeleyi Atatürk ile ya da muhaliflerle mücadeleye çevirmeye çalışıyor. Böylece biz işin içinden sıyrılıyoruz diyorlar. Hatta yıllarca tek bir hamlelerini görmememize rağmen, yıllardır FETÖ ile mücadele ediyordum diyen o kadar çok isim var ki…
Sizin anlayacağınız bu iş gerçekten kolay olmayacak. Ünlü’nün üstünde ciddi bir yük var ve sıra siyasete geldi ama bu temizlik işini sabırla ve sağlamca yapmak gerekiyor. Acele iş sıkıntı yaratabilir.
Öte yandan evet İktidar gücü olduğu için yoğunluk orada olabilir ama bunu sadece Ak Parti içinde değil tüm partilerde yapmak gerektiğini de belirtmek lazım. Zira öyle tahmin ediyorum ki; merhum Erbakan’ın şiarından sapmadan yıllardır FETÖ ile mücadele ettiklerini çok net bildiğimiz Saadet Partisi dışında hemen her yerde FETÖ’cülerin olması muhtemel. Bulmak ise biraz araştırmayla çok zor değil.
Facebook ve Twitter’den geçmişi silmekle silinmiyor bazı şeyler. Bu yüzden bazı çabalar boşa gibi ya... Hayırlısı bakalım. Bekleyeceğiz, göreceğiz…
Tebrikler Ayhan Taşçı
Demokrasi Nöbetlerinde ufak bir sunucu kazası yaşanmış ve ardından mikrofonu eline alan Ayhan Taşçı 25 gün aralıksız sunmuştu bu nöbet programlarını.
Antrenör, Köşe yazarı, Tv yorumcusu, Siyasetçi diye sıralanıp giden ünvanlara bir de sunuculuğu ekledi. Gayet de başarılı, sağduyulu, birleştirici yaptı işini. Kutsal değerlere, alanda toplanan, toplanmayan herkesin hassasiyetine sadık kalarak tamamladı süreci. Biz de yaptığı güzel iş ve başarısından dolayı tebrik edelim istedik. Ne de olsa bir koltukta birkaç karpuz taşımak iltifata tabidir değil mi?