Tarihleri önemli değil ama hatırlamakta yarar var..
“Sıcak sular bölgesi” tartışmaya açılmıştı..
Unutmuyorum..
Dönemin Belediye başkanı rahmetli Sezai Aksoy olayı Belediye meclisine taşımış ve Meclise Anadolu Üniversitesi rektörü:
“Prof Dr. Yılmaz Büyükerşen’i davet etmişti.”
Konu:
“Sıcak sular bölgesiydi”
Büyükerşen konuşmuş..
Yapılması gerekenleri anlatmıştı.
Büyükerşen mecliste konuk olarak konuşurken, bazı ANAP’lı meclis üyeleri karşı çıkmışlardı.
Yanılmıyorsam karşı çıkanlardan biri,
“ANAP’lı Meclis üyesi, Nazmi Üner’di”..
---//--
1984-1989 dönemi sona erdi..
Sıcak Sular Bölgesi bir daha gündeme gelmediği gibi,
“Büyükerşen’in önerileri de dikkate alınmadı”
Hatırladığım..
Sıcaksular Bölgesine vurulan ve daha sonra kapatılan sondaj olmuştur..
---//--
Dün bir okurum sordu..
“Sıcak Sular Bölgesine neden değinmiyorsunuz?”
Ardından da gülerek:
“Siz geçmişi bilirsiniz.. Bir değinin bakalım.. Altından neler çıkacak?”
Değindim..
Altından gerçekten çok şey çıktı..
Hamamlardan birinin tam:
“Bin bir varisi” varmış..
Bazı binalara da:
“Koruma Kurulu kararları çıkarılmış”
Sorduğum bir usta dedi ki:
“Sıcak sular bölgesi parsellendi.. Herkes biri el atsında mülk sahibi olalım diye bekliyor.”
Ardından da ekledi:
“Eskiciler ayakkabı tamir ediyor.. Bıçakçılar bıçak satıyor.. Boş alanlarda araba parkı oldu..”
---//---
Gerçekten ilginç..
Yalnız Sıcak Sular Bölgesi değil..
“Bayat Pazarı” dediğimiz bölgede de aynı sıkıntı yaşanmadı mı?
İş Bankası’ndan başlanıp yeniden yapılması planlanan “sahil şeridi” engellenmedi mi?
Bu şeridin bırakın Porsuk tarafını..
Kentin en güzel yanına bakan yüzünde, çirkin görüntüler halen durmuyor mu?.
Şimdi depo olarak kullanılan boş odalar için:
“Halkevi” diye mahkeme kararları çıkarılmadı mı?
--//--
“Hani derler ki:
“Bir dokun bin ah işit..”
Okurumun sözleri de beni yıllar ötesine götürdü..
Bakalım bu tarihi olaya:
“Neyin nesiymiş” diye bakan olacak mı?
Yoksa ”Sıcak sular akacak, insanlar bakacak mı?”.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Günlerin getirdiği
-Doğruyol doğruyu buldu galiba?—
Şadi Doğruyol ve ailesi, Eskişehir’in saygın işadamlarındandır.. Gerek iş dünyasında ve gerekse sosyal ilişkilerde sevilir ve sayılırlar.. Şadi Doğruyol AKP’nin kurulduğu yıllarda politikaya heves etmişti.. Ve yanılmıyorsak bu partinin kurucu il yönetiminde görev almıştı.. Parti içinde ki gelişmelerden memnun olmayan Şadi Doğruyol, Odunpazarı Belediyesinde Burhan Sakallı’nın Belediye Başkanlığı sırasında meclis üyesi olarak görev alan Doğruyol ve arkadaşları nedense, aralarında Ayhan Aslan’ında bulunduğu bazı partililerle birlikte partiye küsmüşlerdi. AKP’den soğuyan bu ekip bir daha partiye fazla sokulmamışlar, partiye eskisi gibi gidip gelmemişlerdi.. Şadi Doğruyol
İçinde bulunduğumuz günlerde AKP’li olsa da, partinin girdisi çıktısına karışmayan, işiyle meşgul olan bir yapı içinde çalışmaktadır. Önceki gün bir
mini toplantıda kulağı çınlatılan Şadi Doğruyol bu yorumları nasıl değerlendirir bilemiyoruz. Şunu belirtelim, kendisi halen. AKP içinde yorumlanıyor. Ve bu yorumların hiç biri olumsuz değil..
--Bir daha politikaya dönerler mi—
Köşeme üç ismi konuk edeceğim.. Birincisi Orhan Kesikoğlu.. İkincisi Selçuk Erşan.. Üçüncüsü ise Halil Ünal..
Kesikoğlu’nu tanırsınız.. Hüsamettin Cindoruk’a en yakın isim olarak tanınan Orhan Kesikoğlu uzatmaya gerek yok.. Uzun bir çekişmeden sonra, DYP’den birinci sıra milletvekili adayı olduğunda Halil Ünal’da ikinci sıradaydı.. Yoğun bir çalışma dönemi yaşayan Orhan Kesikoğlu ve Halil Ünal’ın gücü, DYP’nin Eskişehir’den milletvekili çıkarmasına yetmemişti. Seçimlerin ardından Orhan Kesikoğlu partisine dönmüştü.. Derken Halil Ünal spora merak salmış ve politikayı bir yana iterek Eskişehirspor Başkanı olurken, Orhan Kesikoğlu’da, Yılmaz Büyükerşen’le konuşarak. DSP’den Belediye Meclisi üyesi seçilmişti. İşin sonuna gelince.. Politikada kimin ne olacağı belli olmuyor ya.. Kesikoğlu meclis üyeliğinden istifa ettikten sonra politikadan uzak kalmıştı.. Eskişehirspor başkanı olan Halil Ünal ise yapılan kongreyi kaybederek Eskişehirspor Başkanlığından ayrıldı. Dedik ya.. İşin ucu nereye baksanız politikaya dayanıyor.. Şimdi gerek Kesikoğlu’nun ve gerekse Halil Ünal’ın hangi politik kulvarda koşacağını kestirmek kolay değil..
Selçuk Erşan’a gelince.. ANAP’ın en güçlü olduğu yıllarda politikaya giren Selçuk Erşan o günlerde Zafer Sabuncuoğlu ile çok hızlı bir yarışa girmişti.. Kimi zaman yenmiş, kimi, zamanda yenilmiş olan Erşan, politika da ayakta kalmayı başaran isimlerden biri olarak tanındı, bilindi.. Erşan’nın şansızlığı, ANAP’ın güçlü zamanda kaybetmesi, zayıfladığı zamanlarda da yönetimleri almasıydı. Dedik ya.. Selçuk Erşan renkli bir politik yaşam sürdü.. Eğilmedi, bükülmedi.. Yanılmıyorsak, en son CHP’ye geçen Erşan, içinde bulunduğumuz günlerde işine bakıyor.. Kolay gelsin diyorum hepsine.. Şunu da belirteyim.. Onların döneminde galiba politika daha renkli ve güzeldi..