“Önce Eskişehirspor’dan başladı…”
Sonra Belçika’ya “Emirdağ” denildi…
Ve de “Anadolu Üniversitesi” ile dünyayı sardı…
Ama bugün başka?
Son 15 yılda çağ atladık sanki…
“Büyükerşen’e teşekkür etsek mi?”
……
Tüm bunlara karşın, “bölünmeler- ayrışmalar” devam edip gidiyor…
Türkiye’nin havasına mı uyduk?
Yoksa…
“Eskişehir’in havası mı bir başka!”
Şaka değil, gerçekten Eskişehir’in havasına aldanıyoruz bazen…
Bırakın takvimi, mevsimi, sabah-öğle bile şaşırıyoruz çoğu zaman…
“Doğru, Eskişehir’in havası güven vermiyor…”
……..
Peki, insanları da böyle mi?
“Nisan yağmuru gibi, bir anda dolup, bir anda boşalabiliyorlar mı?”
-Hafif serinletici bir “meltem” gibi görünüp, bir anda “buz gibi” kalabiliyorlar mı?
“Yüzünüze özlenen bahar gibi görünüp, arkalarında iç bunaltan karabulutlarını gizliyorlar mı?”
Ve de çoğu zaman…
“Gökkuşağına bürünüp, kendilerine istediğiniz gözlükle bakabilmenize fırsat tanıyorlar mı?”
………
Bu sorular düşündürüyor insanı…
“Gerçekten, Eskişehirli havası gibi mi?”
Keşke, bir an için “Hayır” diyebilsek!
Ama olmuyor işte…
“Serde Eskişehirlilik var…”
Her şeye karşın, Eskişehirli olmaktan onur duyuyoruz…
“Sıcak su değmiş ya, yeter!”
Cumartesi Öyküsü
Sadrazam elden gitti, devlet bitti
“Ümit Yaşar Oğuzcan” ın beğendiğimiz şiirlerinden biridir…
“Sadrazam hamamda”
-Günlerden bir gün hamama gideceği tutu sadrazam hazretlerinin…
Bir yanda birinci sınıf veziri…
Bir yanda ikinci ve üçüncü veziri…
Sonra efendime söyleyeyim, peşkircibaşısı, nalıncıbaşısı, sabuncubaşısı…
Velhasıl dört yüz kişilik bir kafile…
Peştamal takarak girdiler hamama…
Geçtiler kurnanın başına…
Üçer - beşer, sadrazam derseniz…
Kuruldu göbek taşına, yan gelip yattı…
Memleketin ünlü tellakçıları, sardılar dört bir yanını…
Kimi elini kaptı, kimi bacağını…
Bir keseleme, sürtme faslıdır başlıdır…
Tamam on iki saat, tam on iki ünlü tellak…
İncitmeden keselediler hazreti…
O mübarek vücudundan, öylesine kir çıktı ki, sormayın…
Her biri nah parmağım kadar…
Aman efendim bu ne kir?
Demeye kalmadı keselerin altında eriyip gitti koskoca sadrazam…
Bütün maliyeti erkanı fırladı yerinden…
“Nittünüz Devletliyi?” dediler…
Tellaklar cevap verdi:
“Biz yıkadık, keseledik…”
Devletin kirinden ibaret olduğunu bilemedik!
Suç bizde değil!
Neyleyelim kir bitti…
“Sadrazam da elden gitti…”
Mahkemenin huzuru
Hakim, sanık sandalyesinde oturan adama “Karınızı çekiçle dövmek ile suçlanıyorsunuz” deyince, arka sıralardan bir ses yükselmiş:
“Seni şeresiz seni!”
Hakim devam etmiş:
“Aynı zamanda kayınvalidenizi de çekiçle öldürdüğünüz iddia ediliyor.”
Arka sıralardan aynı ses:
“Seni şerefsiz seni!”
Hakimin sabrı taşmış:
“Mahkemenin huzurunu bozmayın, sizi dışarı atarım…”
Adam ayağa kalkmış:
“Ben bu şerefsizin on yıllık komşusuyum” demiş:
“Ne zaman bir çekiç istesem, yok demiştir şerefsiz!..”
Mümkünse peder!
“Evlenmek istiyorum sayın peder…”
-Kızın yaşı kaç?
“15 efendim, karşıda duruyor…”
-Daha çok küçük, mümkün değil…”
“Biliyorum peder de, bunu kızın yanında duran silahlı adama da izah eder misiniz?”
Günün olayı
PKK’nın tarlalarındaki 600 bin kök keneviri imha edilmiş!
Bunca yıldır “açılım” diye uyuşturucuya da mı göz yumuluyordu? Arif Kökçe
Günün biberi
SAAB “Yerli otomobil yapmak için Türkiye ile anlaştık” diyor.
Merak etmeyin…
Yerli otomobilin markası da belli oldu:
“SEVAB…”
CuK
En az 3 çocuk!:
“Biri PKK’ya, biri IŞİD’e, biri aileye…”
Gerilim
10 Ekim saldırısının aydınlatılması için yasağı delmeye göze alan basın organlarının tirajı ne olursa olsun, etkisi ötekilerden büyük oldu… Mustafa Balbay
Kolsuz Yaşar’dan
“Karım beni resmen dindar yaptı abi!”
-Ciddi misin?
“Evet… Onunla evlenmeden önce cehenneme inanmazdım!..”
Günün incisi
Öfkeyle geçen her dakikanız, mutluluğunuzdan çalınmış 60 saniyedir… Emerson
Kıssa-dan
7 Haziran seçimleri ardından Baykal’ın Erdoğan’a kondurduğu “yaşam öpücüğünü”, kritik 1 Kasım seçimleri öncesinde pekâlâ Alman Başbakanı “Merkel” kondurmuş olabilir… Nilgün Cerrahoğlu
Günün Balı
Üç şey sürekli kalmaz…
“Ticaretsiz mal, tekrarsız bilgi ve cesaretsiz iktidar…”
Özdeyiş
Geçmişi değiştiremezsin ama, gelecek hala avucunun içinde…
Hung White
///////////////////
Kullandığınız alkol…
Eğer harika, güzel, kültürlü, espirili, her işini kendi gören, sizden hiçbir şey beklemeyen, paragöz olmayan ve size deli gibi aşık olduğunu söylediğiniz bir kadın bulduğunuzu iddia ediyorsanız…
“Kullandığınız alkol müthiş kaliteli olmalı…”
Einstein ve Chaplin’den
Sessiz sinema devrinde fizik bilgini “Einstein” ile aktör “Charlie Chaplin” konuşuyorlar…
Einstein diyor ki:
“Sizi çok takdir ediyorum. Tek kelime etmiyorsunuz ama bütün dünya sizi anlıyor…”
Chaplin yanıt veriyor:
“Doğru… Ama sizin başarınız daha büyük… Sizi kimse anlamıyor ama bütün dünya takdir ediyor…”
Müneccim başı
Fransa Kralı “11. Louis” in müneccim başısı kötü bir bilgiçlik etmiş ve kralın sevgilisinin öleceği günü söylemiş… Kadın da o gün ölmüş…
Boş inançlara bağlı kral, kadının ölümü ile müneccim başı arasında bir ilişki kurmuş ve onu öldürtmeye karar vermiş…
Giyotine göndermeden önce de son bir şans vermeyi düşünüp sormuş:
“Ne zaman öleceğini biliyor musun?”
“Evet” demiş adam:
“Sizin ölümünüzden üç gün önce…”
Bu olaydan sonra ömrünün sonuna kadar kral gibi yaşamış müneccim başı…
Günün Şiiri
Çiçekler Getirdin
Çiçekler getirdin bana yaz-kış demeden
Nasıl oldu bilmiyorum ben bunu
Aramayan, hiç güneşle, yağmuru
Hem odada hem bahçede büyüyen
Soğuk, sıcak iş değil onlar için
Çünkü yaşar o çiçekler düşlerde
Beslenir, bizim olan sevilerle
Bahçesinden topladığım, kalbimin
Sarmaşık mı olsun, yaban gülü mü?
Doluşsa da kötü otlarla bahçem
Hep çiçekler süsleyecek düğünümü
Alacaksan çiçeklerimi benden
Soldurma renklerini sakın olur mu?
E. Browing (Varlık - 1967)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...