Eskişehirspor İkinci Başkanı “Ahmet Yalçın” ne demişti?
"Bazı yazarlar başta olmak üzere, ceza almamıza sevinenler var..."
"Kimler bu yazarlar?"
Genç yöneticiden hala bir yanıt yok...
"Cihan Yıldırım" diyor ki:
“Ahmet Yalçın’a katılıyorum, sevinen yazarlar var...”
"Sadi Seda" da üzerine alınmış soruyor:
"Beni mi kastettiniz?"
Hayır Sadi... Açıklayalım artık o sevinen yazarları...
………….
Birincisi, araştırmacı yazar…
“Ahmet Atuk..."
İstanbul’daki bir "Kartal" maçından dönerken, canlı yayında TV muhabiri ve kameraman "Abdullah Bayraktar" sormuştu:
"Takımı nasıl buldunuz?"
"Çok iyiydi ama, yine de 4 takviye lazım!"
Oysa, maçı bile izlememişti Ahmet abi!
"Sevinmez mi!.."
…………..
"Mehmet Önel..."
Her derdin, her yazarın belalısı!
Adını bir yanlış yazın, kıyamet kopar!
Ama kim?
"Nerede, nasıl, kalem kimde?"
“Sevinmez mil!..”
…………….
"Rüştü Bozkurt..."
Tıpkı rahmetli eski belediye başkanı "Sezai Aksoy" gibi...
"Topu görse kabak sanır!"
"Sevinmez mi!..
"Katibim" köşe başlığı ile tanınan "İsmail Hakkı Demirci..."
Hali Ünal'ın can dostudur!
"Sevinmez mi!"
………..
“Can Hacıoğlu…”
Gürcistan’da şeker ilacı yokmuş…
“Sevinmez mi!”
Bütün bunlar yalan mı?
“Sevgili Ahmet Yalçın!..”
1923’ten 2014'e Eskişehir...
-İşgalden bu tarafa Eskişehir Belediyesi yanmış, yıkılmış, harap bir şehrin tanzimi, planlaştırması, imarı gibi büyük bir yük altına girmiş bulunuyordu...
Şehrin ne muntazam bir kaldırımı, ne içilecek bir suyu, ne de temiz bir oteli vardı...
Bilhassa, 1923'de iş başında bulunan belediye reisi ile son defa intihap edilen belediye heyeti, derin bir mesuliyet sevgisi ile çalıştılar.
"Önce şehrin haritası ve plânı yapıldı."
"Köprübaşı"nın sahası genişletildi.
İstasyon Caddesi'ne ve çarşı boyuna parke kaldırımı döşetildiği gibi, küçük caddelerin çokları da yeniden tanzim edildi.
Su mecrası islâh edilip, Porsuk'un iki tarafındaki sazlıklar kurutuldu.
"Yalaman Adası’na da güzel bir gezinti yolu açıldı..."
…………….
Yukarıdaki satırları, Eskişehir Halkevi tarafından çıkarılan "Halkevi" dergisinin 1933 yılı Temmuz-Ağustos sayısından aktardık.
Peki, neden gerek duyduk?
Biliyorsunuz, “Kerbela” yakıştırması bile yapılmıştı…
"15 yıl önceki Eskişehir'i düşünüp de, bugünün Eskişehir'in değerini anlayabilmek için..."
Tam 81 yıl önce Eskişehir'e nasıl bakmış Eskişehir halkı görüyoruz...
Ya bugün?
"At gözlüğü ile bakmasını seviyoruz!"
Günün İncisi
Başkalarına karşı zafer kazanan kuvvetlidir, kendi nefsine karşı zafer kazanan ise kudretlidir...
Lao-Tzu
Günün Sözü
Kral olup paramı dilenci gibi harcamaktansa, dilenci olup paramı kral gibi harcamayı tercih ederim.
Robert G. Igersol
Kolsuz Yaşar'dan
"Kadın-Erkek" eşitliğinde İran ve Suriye bizi geçmiş.
Bizi hâlâ geçemediyse yazıklar olsun
"Suudi Arabistan"a !..
Özdeyiş
Para, ya bağımızın belası ya da bizim hizmetkârımızdır.
Horatlus
Günün Balı
Kendi ahırındaki eşek, yabancı evdeki alimden çok bilir...
Yahudi Atasözü
Cuk
Doktor, bazen hastalıktan çok daha tehlikelidir...
Fransız Atasözü
Doktor Robert ve hastası
İki kadın bekleme salonunda oturuyormuş. Derken tanışıp konuşmaya başlamışlar...
"Bir çocuğumun olması için neler verirdim!.."
"Ah, ben senin ne hissettiğini çok iyi anlıyorum" demiş diğeri :
“Bizim de derdimiz aynıydı. Çok şükür atlattık, onun için buradayım. İki ay sonra doğum yapacağım da..”
-Tanrı aşkına, nasıl yaptın bu işi?
"Doktor Robert çözümledi..."
“İyi ama kocamla birlikte tam 6 aydır tanıyoruz doktoru, bir şey olmadı..."
Çocuk bekleyen kadın dayanamamış artık:
"Aptal, yalnız gelsene!.."
Utangaç Temel
Temel suyun kenarında otururken önüne bir şişe gelmiş ve kapağını açınca da içinden "cin" çıkmış... İyice büyüyüp devleştikten sonra da sormuş:
"Dile benden ne dilersen?"
Utangaç Temel, ezilip büzülmüş ve şişenin kapağını açtığına pişman olmuş:
"Özür dilerim.."
Günün Şiiri
Yorgundu develer
Güneşler içinde bir sabah
Bulutlar yağmur dolu
Ve deniz özleminde orkinoslar
Hızlı yaşa çabuk öl
Cesedin fiyakalı çıksın
Davul tozu arayanlar adına
İpe çekilen demokrasiler
Ve yorgundu develer...
Ayhan Hünalp (Varlık-1968)
Günün Olayı
Kendi makinesini üretebilecek teknojileri yaratabilir hale gelmemiz, sektörün geleceği açısından hayati önem taşıyor.
"Merkez Bankası faizleri şu kadar düşürmeliydi" demekle Ekonomi Bakanı olunmuyor!
Murat Muratoğlu
Günün Biberi
Bilmiyorum, kime ah, beddua ediliyor!
Bir eliniz yağda bir eliniz balda. Aklınız fikriniz, dolarlarda, Euro’larda. Unutmayın, Allah var yukarıda!..
M.İbrahim Özkan
Bir tuhaf hayal
Bir gün göz dedi ki :
"Bu önümüzdeki ovaların ötesinde lâcivert bir sise bürünmüş bir dağ görüyorum. Ne kadar güzel değil mi?"
Kulak, bunları duyduktan sonra, bir an için dikkatle dinledi, "Ama nerededir o dağ? Ben hiçbir şey duymuyorum ki" dedi...
Biraz sonra “El” konuştu:
"Dağ falan yok, onu hissetmiyorum..."
Göz, onlara sırtını çevirdikten sonra da tümü birden gözün o tuhaf hayali nedeniyle dedikoduya başladılar:
"Herhalde Göz’de bozuk olan bir şey olsa gerek..."
Halil Cibran