Sevinci kursakta bırakmayın lütfen !

Eskişehir yeni stadyum ismine seviniyor günlerdir. Atatürk isminin TOKİ tarafından yapılan bir sunumda "Yeni Atatürk Stadyumu" olarak belirtilmesi şehrin insanlarının zaferi olarak yorumlanıyor.
Bu konuyla ilgili şehrin sesine kulak verdiği ve bu yönde emek harcadığını düşündüğümüz tüm AK Parti teşkilatına teşekkür de ettik.
Gel gelelim şehrin son derece önem verdiği bu isim konusunda iktidar partisinden tek açıklama yok. Hatta birileri ‘Bu geçici isim, TOKİ eski ile karıştırılmasın diye öyle bir isim koymuş ama bu isim değişecek’ iddiasında da bulunuyor.
Pek ihtimal vermesem de bu iddiaların, dedikodu hızıyla yayıldığı ve sevinçlerin kursakta kaldığı bir duruma gidiyor yeni stadyum.
Dündar Ünlü mü, Harun Karacan mı bilemem ama birilerinin çıkıp konuyla ilgili net bir açıklama yapması lazım. Dedikoduların bitmesine üzülecek miyiz, sevinecek miyiz net olarak idrak etmemiz lazım. Yalnız bu kadar oturmuş, yakışmış ve herkes sevinçle karşılamışken, gelin bu sevinçleri kursaklarda bırakmak yerine perçinleyin de zor günlerde tesellimiz olsun.
 
Bu tablo birilerini üzebilir
Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyeleri aynı partinin Belediyeleri. Aradaki rekabeti birbirine düşman gibi algılayan ve altını besleyenlerin desteği ile Kazım Kurt ile Ahmet Ataç'ı birbirinden nefret edermiş gibi lanse edenler de bir kesim üzerinde ciddi başarı sağlamış. Bu yüzden Ataç ile Kurt'un bir yürüyüş programında ya da bir ilçe ziyareti sebebiyle bir araya geldiği fotoğrafları görünce şaşıranlar var. Bu duruma ‘İşte böyle olmalı’ diye sevinenler de var. Ama ‘Hayır, olamaz araları iyi olursa bizim işimiz olmaz’ diye üzülenler de var.
Rekabet, daha iyi iş yapma isteği, gelecek beklentisi eşyanın tabiatır. Kimse kendi hedefinden ya da beklentilerinden vazgeçecek değil. Aile içinde bile bu rekabet olurken siyaset arenasında olmaması beklenemez. Ancak bu sürecin olağan dışı algılatılıp, kimin ellerini ovuşturup, kimin süreci kaygıyla izlediğini de Başkanların iyi gözlemesi gerek. Herhangi bir vesile ile 3 metre yakınlaşmaları ya da aynı kareye girdiler diye, özellikle bu duruma üzülenleri tespit etmek bile kafidir hatta. 
 
Hasan, Dorukhan, Enes, Kaan Gül
Eskişehirspor deyince akan sular duruyor bizde. Hele ki bu sene içinde bulunduğumuz duruma rağmen şampiyonluğun favorisi olmak bambaşka bir duygu. Gel gelelim Es Es deyince aklan gelen ilk isimler Erkan Zengin, Uğur İnceman, Semih Şentürk, Hürriyet Güçer, Kaan Kanak, Kamil Ahmet, Bruno Mezenga diye devam eden, gerçekten kimisi çok önemli yıldız isimler. Ama ısrarla altını çiziyorum ki; benim bu sene yıldız adaylarım bu tablonun dışındaki isimler. Başlıkta ismi yazan genç, 2'si altyapımızdan çıkmış ve yüreğiyle oynayacak isimler. Hasan Hüseyin bu sene döktürüyor, Dorukhan zaten geçen seneden beri kalitesini tescilledi, Enes kimi zaman eleştirilse de kumaşını gösterdi bir kere ve resmi maçlarda izleme şansımız olmasa da Almanya'dan gelen Kaan Gül... 2 kere izleyip hayran kaldığım bir isim oldu. İnanıyorum ki; sene sonunda bugün bazılarınıza yabancı gelen bu isimleri hepimiz daha iyi tanıyor olacağız. Bu yüzden bu gençleri şimdiden tarihe not düşüyorum. Şampiyonluk kutlarken bu yazıyı tekrar paylaşabilmek adına.