Şehri Derya, rezil vaziyette!

Eskişehir-Kütahya yolu üzerindeki Orman Fidanlığı ihaleye çıkarılmış, ihaleyi CHP’li Odunpazarı Belediyesi alınca, söz konusu ihale apar topar iptal edilmişti. Gerekçe olarak da, ‘orada bilimsel çalışma yapılacak’ denmişti. Sonrasında ne oldu? Orman Fidanlığındaki ağaçların kesildiği, alanın çöp içinde bırakıldığı ve bakımsızlık nedeniyle kent mobilyalarının çürüdüğü görüldü.

*

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, bu vaziyeti şöyle yorumladı:

HALKA HİZMETİN ÖNÜNÜ KESTİLER

“Bize, ‘bilimsel çalışma yapacağız’ diyerek ihaleyi iptal ettiler. İşte bu, ihaleyi iptal etmenin kılıfıdır. Şimdi, şunu soruyorum: 3 yıldan bu yana, hangi bilimsel çalışma yapılmıştır? Hangi ağaçlar korunmuştur? Hangi ağaçlar tescil edilmiştir? Ama oraya gidip baktığınız zaman, oradan çekilmiş fotoğraflara baktığımız zaman, ağaç kalmamış, kesmişler. Kestiler ağaçları. Zaman zaman biz de gidip bakıyoruz ve inceliyoruz. Orman Fidanlığı harabe durumda şu anda. Dolayısıyla bu tamamen bir yalan, tamamen Odunpazarı Belediyesi’nin halka yönelik hizmetinin önünü kesmek.

ÇÖP, PİSLİK, BAKIMSIZLIK…

Tıpkı Şehri Derya Parkı’nda olduğu gibi. Orada da biz, halka her anlamda ücretsiz ciddi bir hizmet vermeye başlamıştık. Ama bizi oradan çıkardılar, kapısına kilidi vurdular, insanlarımız şu anda oradan yararlanamıyor. Şu anda orası rezil bir vaziyette duruyor. Çöpü, pisliği, bakımsızlığı cabası…
DSİ’nin de, Orman İşletmesinin de bu tür yerlere ayıracak bir kuruşluk bütçesi yok.”

Kazım Kurt: İçişleri Bakanlığı teröristi müdür yapar mı!

Geçtiğimiz hafta gündeme gelen bir mesele var ve hala gündemdeki yerini koruyor.
Nedir o mesele?
Odunpazarı Belediyesi’nin Özel Kalem Müdürlüğü harcamalarına ve Özel Kalem Müdürüne ilişkin çok konuşulan iddialar…

*

Belediye Başkanı Kazım Kurt’un, bu iddialara ilişkin söyleyecekleri var.
Şöyle ki:

BUNLAR FASA FİSO

“Bu yapay bir gündem maddesidir. Bu iş, vatandaşın umurunda değil. Niye umurunda değil? Bu işin yalan olduğunu vatandaş biliyor. Bir kere Özel Kalem Müdürümüzle ilgili çıkarılan haber, iki yıl öncenin haberi. Başka bir malzemeleri olmadığı için, eski defterleri kurcalayıp bunu tekrar gündeme getirmeye çalışıyorlar. Bakın Özel Kalem Müdürleri, İçişleri Bakanı tarafından devlet memuru yapılır. Kazım Kurt tarafından yapılmaz. Kazım Kurt sadece önerir. Bu öneriden sonra İçişleri Bakanlığı her türlü araştırmayı yapar. Temizse, İçişleri Bakanı imzalayarak atamasını yapar. O zaman, İçişleri Bakanı, bir teröristin müdür olmasını mı sağladı? Böyle bir şey olabilir mi? Bu mümkün değil. Dolayısıyla bunlar fasa fiso, uyduruk bir takım iddialar.

TÜRK DÜNYASI’NI HATIRLATTI

Ben, halkımızın bu işlerle ilgilenmediğini ancak şu işlerle ilgilendiğini biliyorum. Eskişehirliler diyor ki: ‘Türk Dünyası Kültür Vakfı’nın hesaplarından ne haber?’ Yani burada kim kimin kasası? Kim kime fatura kesti? Kim hangi eylemdeki organizasyonu yaptı da para kazandı? Kim Eskişehirspor’un paralarını harcadı? Kim nasıl kısa sürede zengin oldu? Halkımız bunları merak ediyor, soruyor ve bazılarını da biliyor. Benim etrafımda kimler var, ben politikayı kimlerle yapıyorum, seçim çalışmalarımı kimlerle yürütüyorum, halkımız bunu biliyor. Ama vatandaşlarımız, bazı adayların etrafındakileri görünce, ‘ooooo, bu bilmem ne şirketinin başına gelmiş, bu bilmem ne kurumunun başına geliyormuş, bu falanca yeri işletecekmiş’ diyorlar.”

Siyaseten ödenen elektrik faturaları!

Alpu Belediye Başkanı Rafet Demirtaş merkezli skandallar silsilesi, kent kamuoyunda en çok konuşulan gündem maddeleri içerisinde. Bu noktada en son meydana gelen skandal iddia, yenilir yutulur cinsten değil. Şöyle ki: Rafet Demirtaş, Kaymakamlığa gidiyor ve ‘elektrik faturası ödeyeceğim’ diye Sosyal Yardımlaşma Fonundan para istiyor. Kaymakam bu isteği kabul etmeyince olay çıkıyor. Polisler, Demirtaş’ı belediyeden uzaklaştırıyor. Sonrasında ise devletin kaymakamı, siyasi bir gerekçeyle sürülüyor!

*

Olayın yakın takipçisi Kazım Kurt, Rafet Demirtaş merkezli son iddiaya ilişkin şu görüşlere yer veriyor:

MUHTAÇLAR İÇİN ÇIKARILAN GENELGE

“Alpu Belediye Başkanı Rafet Demirtaş, zaten kendi kendine bir vaka. Bu sadece Alpu’ya özgü bir şey değil. Bakın, elektrik harcamalarıyla ilgili, Cumhurbaşkanı’nın, seçim öncesi yayınladığı bir genelge var. Cumhurbaşkanlığı, ‘Sosyal Yardımlaşma Fonundan, muhtaç olanların elektrik giderlerini ödeyiniz’ diyor. Sadece Alpu Kaymakamlığı ödemiyor onu. Eskişehir’deki Odunpazarı Kaymakamlığı da çok ciddi anlamda elektrik faturaları ödüyor. Tepebaşı Kaymakamlığı da çok ciddi elektrik faturaları ödüyor. Diğer kaymakamlıklar da ödüyor ama gerçekten muhtaç olanların elektrik faturalarının ödenmesi gerekiyor. Eskişehir’de, AKP adaylarının gösterdiği kişilerin elektrik faturaları ödeniyor. Bu çok net bir bilgidir. Bir kez daha söylüyorum. Kaymakamlıklar tarafından, AKP adaylarının gösterdiği seçmenlerin elektrik faturaları ödeniyor. Alpu’da da aynı şeyi istiyor Başkan Rafet Demirtaş. ‘Eskişehir’de ödeniyor da burada niye ödenmiyor’ diye gidiyor Kaymakama. Kaymakam bey de, bunu kabul etmediği için bu kavga çıkıyor.

‘ARAŞTIRACAĞIM’ DEDİĞİ İÇİN SÜRÜLDÜ

Peki, niye ödemiyor Alpu Kaymakamı? Çünkü ‘ben araştıracağım’ diyor. ‘Genelgeye uygun mu, değil mi, gerçekten muhtaç mı, değil mi, bu ödenebilir mi bizim fonumuz tarafından’ şeklinde araştırma ve soruşturma yapmam lazım diyor. İşte Kaymakam Bey, bu araştırmayı ‘yapacağım’ dediği için suçlanıyor. Rafet Demirtaş ise ‘araştırma yapmadan tıkır tıkır öde’ diyor. O nedenle bu kavga ortaya çıkıyor ve gece de Sayın Kaymakamın tayini çıkıyor. Bu şunu gösterir. Artık bu devlet, parti devletidir. Bu devleti yönetenler, ilçe başkanlarıdır, il başkanlarıdır. Kaymakamlar ve Valiler de bunların emir eridir. Onlar ne derse onu yapmak zorundadır. Eğer bunu yapmazlarsa, sonucu, Alpu Kaymakamı gibi olacaktır. Yani bakın, bu arkadaşlar devletin sahibi olduğunu zannettikleri için, her şeyi yapmayı hak görüyorlar. Nitekim de belediye başkanı haklı görülmüş ki Kaymakam sürülmüş.”

Çadır krizi!

Cumhur İttifakı AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Volkan Doğan, Atatürk Bulvarı üzerine bir çadır kurdu, ortalık karıştı. CHP İl Başkanı Abdülkadir Adar, ‘o çadır kaçak’ şeklinde açıklama yaptı; Volkan Doğan ise ‘çadırın kurulu olduğu alanın sahibinden izin aldık’ diyerek kendini savundu.

*

Söz konusu çadırla ilgili ilk kez konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ES TV ekranlarında şunları söyledi:

TAHRİK ETMEM

“O çadır, Tepebaşı Belediyesi’nin oradaki AVM’nin karşısındaki sirk çadırından farklı değil. Bir kere kanunsuz bir şey, kanuna aykırı bir şey. Bu kenti yönetmek isteyenler öncelikle kurallara uyacaklar. Yani biz, şu anda, Odunpazarı Belediyesi olarak, orada yasalara aykırı bir yapılaşmanın olduğunu tespit ettik, mühürledik. Mühürden sonra, demokratik ülkelerde, hukukun üstün olduğu ülkelerde, muhatabı kurallara uyar ve geri çekilir. Ama ne yazık ki bu arkadaşlarda böyle bir anlayış olmadığı için devam ediyorlar. Buna Odunpazarı Belediyesinin zabıta gücü yeterli değil. Ayrıca orada gidip, yıkıp, herhangi tahrik edici bir işlem yapma pozisyonunda değilim.

MUHATAP BULAMADIM

Biz orada uyarımızı yapmışız, yasaya aykırı bir iş yapıldığı için tutanağımızı tutmuşuz ve mühürlemişiz. Muhatabımız yok. Kim muhatap? AK Parti İl Başkanı mı? Nabi Avcı mı? Yoksa bu aday arkadaş mı? Partinin tüzel kişiliği adına mı yapıldı? Parti adına mı yapıldı? Yani burada yanlış yapıldı, tespitimizi yaptık, suç duyurusunda bulunduk. Bizim nasıl billboardlardaki, duvarlardaki afişlerimiz kalkıyorsa, bunun da kalkması gerekir. Orada bir yapılaşma var. Ben zabıtayı gönderdiğim zaman, orada bir muhatap bulamadım. Orada başka şeyler duyduk. Kentin yöneticileri, ‘Kazım Kurt bizi arasın’ demiş. Aradık ancak kimseye ulaşamadık. Dolayısıyla hukuka aykırı bir işlem devam ediyor. Orada insanlar balık kuyruğunda beklerken, çıkıp yukarıdan nutuk atmak da insanları aşağılayan bir anlayıştır ve doğru bir iş değildir.

HUKUKA AYKIRIDIR

Ama muhatapları, bu konuda, ısrarla, sanki bir zafer kazanmış gibi ‘biz yaptık, duracak’ gibi bir anlayıştalar. Birkaç tane hukuksuz iş var orada. Bir kere mülk sahiplerinin izni yok. Bizim tehdit ettiğimizi söylüyorlar, öyle bir şey yok, tehdit yok. Ama mülk sahibini arayanı biliyorum. Sadece bir günlük bir çadır kurmak üzere izin alınmış. Mülk sahibi, ‘ertesi gün kalkacağını zannediyordum’ dedi, bize. Ama kalkmadığı için ve sizin yayınlarınızı da izlediği için İstanbul’dan geldi. Bizimle de görüştü, diğerleriyle de görüştü ve muvafakatının olmadığını, olmayacağını söyledi. Ben de dedim ki, ‘kendileri bilir.’ Yani gasp ederek, insanların haklarını ihlal ederek ve çiğneyerek, güç gösterisiyle bir çadır kurmak, gerçekten o sirk çadırına benzer bir hamledir. Mesela, bu çadırın elektriği nereden alınıyor? Mesela oranın suyu nereden alınıyor? Oranın pislikleri, çöpü, nereye dökülüyor? Şimdi Eskişehir’de, idarelere ekstradan bir külfet yükleyecek işlem hiç kimse tarafından onaylanmaz. Tamamen hukuka aykırıdır. Eğer Allah muhafaza bir belediye kazansalar, belediyelerdeki yetkilerin ne kadar kötüye kullanılacağının işaretidir bu.

YARGILAMA SEÇİMDEN SONRA DEVAM EDECEK

Mülk sahibinin şikayet etme konusunda çekinceleri var. Çünkü Sayın Nabi Avcı aramış mülk sahibini. Sayın Bakan aradığı için ‘bir günlüğüne izin verdim’ dedi mülk sahibi ve uzun süreli olacaksa muvafakatının olmayacağını, yazılı bir izin vermeyeceğini bana söyledi. Yani demokratik kurallar içerisindeki bir yarışta, diğer adaylarla eşit olmayan bir ortam yaratmaya çalışmak, sonra seçime kadar burada o çadırı tutmak ve Eskişehir’i yöneten idarelerin de buna göz yumması hukuksuzluktur, hukuku çiğnemektir. Bunun yargılamasına, seçim sonrasında devam edilecektir.”

Camilere siyasi ilan!

Kazım Kurt, seçim sürecinde, yasal olmadığı halde kamu kurumlarına ve camilere asılan siyasi ilanlara ilişkin de açıklama yaptı ve dedi ki: “Hukuka uymayan, daha seçilmeden hukuku tanımayan, ‘ben her istediğimi yaparım, ben her reklamı yaparım’ diyen bir adaya, bu işlerin faydası olmaz.”

ESES, Başakşehir gibi paraları alabilse keşke…

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ES TV ekranlarında, Eskişehirspor yönetiminin AK Parti’yle iş birliği yaptığına ilişkin iddialar üzerine de konuştu ve şöyle bir yorum yaptı: “Eskişehirspor bu kadar bu işin içine girince, Başakşehir gibi paraları alabilse keşke… Alamıyor da ne yazık ki…”
Ardından şunu ekledi Kazım Kurt: “Ben taraftarı seviyorum. Çünkü ben de Eskişehirspor taraftarıyım. Eskişehirspor taraftarının da beni sevdiğini biliyorum, kim ne derse desin. Bu seçimde göreceğiz. Eskişehirspor taraftarı, bize, bu seçimde, çok büyük ölçüde destek olacak. Çünkü herkes, Eskişehirspor’a kimin ne ölçüde destek verdiğini biliyor.” NOT: Eskişehirspor tesislerine, AK Parti’nin üst düzey isimleri gideceği için, tesislerin temizlenmesi gerekiyormuş. Kazım Kurt, her şeye rağmen, Odunpazarı Belediyesi’nin Eskişehirspor tesislerinin temizliğini yaptığını ifade etti.

MHP’li Candemir, CHP’li Kurt...

MHP İl Başkanı İsmail Candemir’in, Başkan Kazım Kurt’a ilişkin çok konuşulan bir açıklaması vardı. Özetle, Kurt’un en başarılı belediye başkanı olduğuna dair bir açıklamaydı bu. Detayı ise şöyleydi: “Üçünün arasında dersek (Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt, Ahmet Ataç), en başarılı belediye başkanlığı yapmış isim Kazım Kurt. Ama üçünün arasında... Benim ölçülerime göre çok başarılı değildir. Ama üçü arasında baktığımız zaman, belediyecilik açısından, Kazım Bey’i daha başarılı olarak görüyoruz. Yani, kimsenin de hakkını yemeyelim.”

*

Peki, Cumhur İttifakı partilerinden olan MHP’nin etkili ve yetkili bir isminin, böyle bir açıklama yapmasını Kazım Kurt nasıl değerlendiriyor? Okuyalım…

SADE VATANDAŞ RAHATSIZ OLMAZ

“Tabi bu görüş, İsmail Bey’in görüşüdür. Ben kendimi övmek gibi bir pozisyonda değilim. Bakın biz, 5 yılda, Odunpazarı’ında, sosyal demokrat ilkelere uygun, katılımcı, demokrat, halkçı, hesap verebilen ve şeffaf bir belediyecilik uyguladık. Ben düşündüğüm gibi bir belediyeyi uyguladığım zaman, bundan, AKP’li sade vatandaş hemşerim rahatsız olmaz. MHP’li sade vatandaş hemşerim rahatsız olmaz. İYİ Partili ya da sosyalist, HDP’li hemşerim rahatsız olmaz. Çünkü biz, insanların yaşamını kolaylaştıran bir belediyecilik yapmak istiyoruz.

KEŞKE İDEOLOJİLERE GÖRE OY VERİLMESE

Onların her türlü sıkıntısını çözen, çözmeye çalışan ve bunu yaparken de ‘sen AK Partili misin, gök partili misin’ demeden bu işi yapan bir belediyeyiz. Dolayısıyla da bu gözleniyor demek ki. Ama keşke herkes şunu diyebilse: ‘Evet partisi şöyledir ama bu doğru bir belediyedir, doğru bir başkandır, uygulamaları doğrudur, helal olsun, devam etsin.’ Yani ben, doğru belediyecilik yaptığımı düşünüyorum.”