Seçim yenilenmeli

Seçim bitti, üzerinden 5 gün geçti tartışması hala devam ediyor. Daha da devam edecek. Ne kadar daha sürer tahmin etmek zor.

İl Seçim Kuruluna yapılan itiraz sonucu seçimi 1 oy fark ile Sinan Özkar kazandı. Ancak itirazlar sürüyor. Delege olmamasına rağmen bir kişinin oy kullandığı iddia ediliyor.

Oy sayımı yapılırken sayım yapılan yerde sadece görevliler olmaması gerekirken, görevli görevsiz herkes sandık kurulunun yanında idi.

Sandıktan çıkan sonuçlara göre sandık başında görevli olmamasına rağmen bulunan kişilerden bir veya birkaç kişi oy pusulası üzerinde oynama yapmış olabilir.

Çünkü bir karambol yaşandı. O karambol de biri veya birileri oy pusulası üzerinde oynama yaptıysa kimsenin fark edeceğini sanmıyorum!

SEÇİM YENİLENMELİ

Cumartesi günü yapılan seçimde olmaması gereken birçok olay yaşandı. İddialara göre,”Blok Liste” ile mi yoksa,”Çarşaf Liste” ile mi seçim yapılması oylamasında salonda bulunan delegelerin dışındaki görevlilerin de “Blok Liste” ile seçim yapılması konusunda oy kullandıkları.

İkincisi yukarıda da yazdım.

Oy sayımı yapılırken sandık görevlilerin dışında orada kimse olmaması gerekirken Sinan Özkar taraftarlarının büyük bölümü adeta sandık görevlileri abluka altına almışlardı. O kargaşa da listeler üzerinde oynanma olmuş olabilir.

Üçüncüsü Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın anlattıkları seçimin iptali konusunda dikkate alınması gereken iddialar.

Kongre oy sayımından sonra saat 19.00’da bile yönetim kuruluna kimlerin seçildiği, kimlerin ne kadar oy aldığı  bu konuda bir tutanak hazırlanmadı.

Seçimin yapıldığı salonda yeniden oy sayımı yapılsaydı kuraya kalanların çekimi de orada yapılır bu sıkıntılar olmazdı.

İşte Ahmet Ataç’ın rahatsızlık duyduğu konu:

“Daha önceden kongre divan başkanlığı için Atila Sertel’i önerdik, Genel merkez Sertel’i Bursa kongresine görevlendirmiş. Bunun üzerine Parti Meclisi Üyemiz ve Milletvekilimiz Prof. Dr. Gaye Usluer’i divan başkanlığı için istedik, ancak İbrahim Arslan’ı istediler. Kongre başlamadan önce ayak oyunlarına başladı. Görevliler ile kongre delegelerin kartları aynıydı, bu oyunlar hoş değil.  Bu olaylara, konuşmalara sıkılıyorum, üzülüyorum. Gerçekten üzülüyorum. Ne yapmak istiyorlar. Benim demokratik  hakkımı kullanmamı bile skandal olarak yorumluyorlar. Bunu söyleyenlerin yaptıkları skandalları burada anlatmaya gerek yok. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, dilekçe ile blok liste başvurusunu yapıyor bu demokratik hak oluyor ben hakkımı aradığımda skandal oluyor. Böyle haksızlık mı olur.”

KILIÇDAROĞLU ESKİŞEHİR’E

MÜFETTİŞ GÖNDERMELİ

Atilla Sertel Eskişehir çocuğu. Eskişehir’den yetişmiş. Sonra İzmir’e gitmiş. Kendisini Eskişehir’de herkes tanır. Özellikle CHP’liler.

Çünkü CHP adayı olarak girdiği 1 Kasım seçimlerinde İzmir Milletvekili seçildi.

Atilla Sertel’in Eskişehir’e gelip Eskişehir İl Kongresini yönetmesi kimi rahatsız ederdi?

CHP Genel Merkezi küçük illerde yapılan kongrelere bile genel merkez yöneticilerinden birisini görevlendirirken Eskişehir İl Seçimine bir tek kişinin bile görevlendirilmemesi düşündürücü değil mi?

Eğer sandıktan Sinan Özkar veya İlker Özokcu 15-20 farkla seçimi kazanmış olarak çıkmış olsalar bir sıkıntı yoktu.

Yapılan itirazlar sonunda seçimin 1 oy farkla kazanılması, ama kafalardaki bazı soruların yanıtları tam olarak alınamaması seçimin içerisine “şüphe” düşürdü.

Kiminle konuşsam,”seçimin gerçek galibi kim?” diye soruyorlar.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kongrede bulunan partinin en düzey yöneticilerinden birisi olan Parti Meclis Üyesi Gaye Usluer’den kongre ilgili bir rapor istemeli.

Veya taraflı olabileceği iddialarına karşı her iki il başkanından da ayrı ayrı değerlendirmeler de almalı.

Hatta partiden 2-3 müfettiş göndererek konuyu enine boyuna araştırmalarını istemeli.

Sonra bu raporları detayı ile inceleyip kararını vermeli.

İddia ediyorum bu saatten sonra ne Sinan Özkar ne de İlker Özokcu İl Başkanlığı koltuğuna otursalar da hep bir diken batacak. Koltuk ikisini de rahatsız edecek. Birileri koltukta oturan kim olursa olsun “hak ederek kazandı” gözüyle bakmayacak.

Kongre öncesi ve sonrasında yaşananlar parti içerisinde büyük sıkıntı, aynı zamanda telafisi gerçekten zor olabilecek bir sıkıntı da yarattı.

Geçtiğimiz cumartesi günü açılan yara 2019’da yapılacak seçimlere kadar tedavi edilip iyilileştirilemez ise, CHP’nin seçimlerde beklentisinin gerçekleşmesi çok ama çok zor olur.

*-*******

Kulüp Başkanları “Hoşgörülü” olmalı

Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mesut Hoşcan, dün kulübün resmi internet sitesine açıklama yapmış.

Giderayak! Hala birilerini suçluyor.

Hiçbir Eskişehirspor taraftarı, Eskişehirspor’u seven kastettikleri kişiler kim ise çocuğu, eşi, kardeşi, hatta annesi-babası kadar sevdiği siyan-kırmızılı kulübe zarar gelmesini kesinlikle istemez.

Bu insanların ağzından kötü sözler çıkıyorsa, bugünkü yönetimin yaşattığı travma yüzünden.

Çocuğunun mamasından keserek, evine alacağı yiyecek-içeceğinden tasarruf yaparak takımı desteklemek için her maça soğuk-sıcak, yağmur-kar demeden gelen taraftarlar destek verdiği takımının başarılı olmasını ister.

Mesut Hoşcan’ın kendisine hakaret ettiğini iddia ettiği kişilerin kulüp başkanı olmadan önce ağızlarından kötü bir söz çıkıyor muydu?

Geçmişte Halil Ünal’a da ağza alınmayacak küfürler edildi, hakaretler yapıldı. Hatta ‘hırsız’ yakıştırması yapıldı. Bu ithamlar yüzünden eşi ve çocukları aylarca evden dışarıya adım atamadılar.

Bu çok ağır ithamlar karşısında Halil Ünal ağzını açıp taraftarlara veya kendisi hakkında olumsuz yazan bir tek kişiye bile “seninle hesaplaşacağız” demedi.

Taraftar her zaman haklıdır.

Yukarıda yazdım hangi şartlar altında stadyuma gelerek takımına destek verdiğimi.

Bu nedenle kulüp başkanları biraz “Hoşgörülü” olmalı. Kulaklarını tıkamalı.

FB taraftarları Aziz Yıldırım’a, Gençlerbirliği taraftarları İlhan Cavcav’a adeta ”peygamber” gibi tapıyordu.

Bugün ise ağır şekilde eleştiriliyorlar. Ama onlar kulaklarını tıkamış, bu eleştirileri duymazdan geliyorlar.

9 Ocak’ta kongre de kim başkan olur bilemem.

Ama şunu biliyorum. Kim başkan olursa olsun, aynı sportif başarısızlıkları onlarda yaşatsın. Onlara da aynı hakaretler geleceğini unutmayın.