Bir Eylül daha geçti işte...
Çocukluğumuzda cumartesi günleri bir banka reklamına çıkardı Zeki Müren...
Saat 18.00’i sabırla beklerdik...
Tam bir İstanbul efendisi diliyle mest ederdi...
İki şarkı söyler ve bir veda çekerdi ki, hala kulaklarımızdadır :
"Allahaısmarladııııık..."
Bilecik’teki küçük bir sinemada "Bahçevan" filmini unutmayız...
Şarkısını da:
“Deh deh düldül, deh deh düldül..."
…………
Yıllar yılları kovaladı ve sanat dünyamızın güneşi oldu Müren...
Hakkında neler yazılmadı, neler söylenmedi!
Fıkralara konu yapıldı...
"Yoksa sen Zeki gibi misin? denildi...
Ama hiç yılmadı, üzülmedi, halkını da üzmedi...
Bu dünyaya da halkının huzurunda veda etti:
"Allahaısmarladıııııııık…"
………
Ölümünden sonra nasıl sevildiği ortaya çıktı...
Ve sonra..
"Dünyalık konu geldi gündeme...”
"Ne kadar mirası var? Kime bırakacak?"
Günlerce yazıldı, çizildi bu merak soruları...
Sonunda Bodrum’da açıklandı vasiyeti...
Ne yapmış Zeki Müren?
"İki vakfa, o günün parasıyla birer trilyon..."
Ve duygulandıran bir not:
"Bütün mal varlığımı, ülkem için çok yararlı olduğuna inandığım Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vâkfı’na bırakıyorum..."
Yeğenleri de aynı duyguyu paylaştılar:
"Mirastan beklentimiz yoktu. Kendisine yakışanı yaptı. O bizim gururumuzdur…
Gerçek milliyetçi, vatanını, ülkesini, ulusunu bu kadar seven bir insandı Zeki Müren…
“Sanat Güneşimizi saygıyla anıyoruz…”
Ödül kazanan sürücünün yolu
Trafik polisi yolda çevirme yapıyor.
Polis, durdurduğu arabanın sürücüsüne seslenip "Tebrikler beyefendi” diyor:
"Bugün emniyet kemeri takan ilk kişi sizsiniz. Size 1200 lira para ödülü veriyoruz...
Ve soruyor:
Bu parayla ne yapmayı düşünürsünüz?"
Sürücü, "Ehliyet alırım o zaman" diyor.
"Neee? Ehliyetiniz yok mu?"
Sürücünün yanındaki karısı:
"Siz ona bakmayın memur bey" diyor:
"Sarhoş işte, ne dediğini bilmiyor!"
Trafik polisi şaşkın şaşkın bakarken arka koltuktan bir ses geliyor:
"Ben size çalıntı arabayla yola çıkmayalım, polis çevirir demedim mi?"
Polis tam tepki verecekken, bu kez bagajdan bir ses daha geliyor:
"Yahu, hâlâ sınırı geçmedik mi?"
Gece yarısı soygunu
Sokak serserisi gece yarısı orta yaşlı kadını sıkıştırıp üzerinde para aramış ve "Paran yok mu?” diye sormuş... Kadın "Üzerimde yok ama" demiş:
"Böyle aramaya devam edersiniz, size yüklü bir çek yazarım…"
Mesut Bey, "teşekkür" lütfen!
- Eskişehirsporlu taraftarlar Olimpiyat Stadyumu’nda yağan sağanak yağmura rağmen takımlarını desteklemeyi ihmal etmedi. Beşiktaşlı taraftarlar, yağan yağmurda kapalı tribünlere geçerken “Kırmızı Siyahlı” taraftarlar yağmurla baş etmeye devam etti ve takımlarını desteklemeyi sürdürdü...
***
Gazeteniz “ANADOLU”da yayımlanan alttaki fotoğrafın özetiydi bu satırlar...
Hemen her deplasmanda takımlarını yalnız bırakmayan bu taraftara, artık özel bir “teşekkür” gerekir...
Hani AKP İl Başkanı “Dündar Ünlü”, yeni stadın yapımıyla ilgili olarak, “Mesut Hoşcan”dan teşekkür beklediklerini söylemişti ya...
Bu istekten esinlendik...
Dündar Bey, bu çağrısını Eskişehir halkına ve şöyle yapmalıydı:
“Atatürk Stadı’nın ye-
rine AVM yapmaya-cağımız için teşekkür bekliyoruz...”
Hoş... Daha orası da belli değil ya!...
Ama şu bir gerçek ki, Mesut Bey’e yönelik “teşekkür” isteği bir kara mizahtan farksızdı! oldu…
Oysa, bu kadar olumsuz-luklara karşın takımlarını yalnız bırakmayan taraftara sunulacak bir “teşekkür” az bile kalır...
“Mesut Bey”den her zaman olduğu gibi böyle bir açıklama bekliyoruz...
Yazımızdan önce yapıldıysa da, biz teşekkür ediyoruz...
Kıssa-dan
Enflasyon canavarını domates, biber ve patlıcan hortlatmış...
Helal olsun "hıyarlara", faturayı yine başkasına çıkarmayı başarmışlar!
Balthör
Günün İncisi
Deneyim, sadece öğretilebilir olanı öğretir...
Günün Balı
Kimse bizi aldatamaz, biz ancak kendi kendimizi aldatırız...
Goethe
Cuk
Bazı horozlar, güneşin onların yüzünden doğduğuna inanırlar...
Thedor Pontaina
Özdeyiş
Cehaletini itiraf eden bir kez cahillik yapar.
"Cehaletini saklayan, bin kez tekrarlar..."
Japon Atasözü
Gerilim
Size hücum eden düşmanlarınızdan korkmayın. Dalkavuklukla size yaranmak isteyen dostlarınızdan sakının...
İliştirilmiş Türk basın!
Şu Ortadoğu’nun haline bakın…
Oysa, ne güzel rüyalar görüyorduk!
Neymiş?
"Arap Baharı…"
Dünya lideri ile yıkıyoruz ortalığı!
Türkiye, ne yazık ki ortalığı kışkırtan ajan provokatörleri ve Arap Baharları artığı paralı askerleri besleyen, silahlandıran karanlık güçlerin yanında yer aldı.
Taşımacılığını üstlendi.
Tüm bu olanları aylardır dünyadaki özgür basın izliyor, yazıyor, söylüyor…
Dünya lideri de yalanlıyor!
Ve de ne yazık ki…
"İliştirilmiş Türk basını, Erdoğan konuşurken boş salonu foto-montajla doldurup okurlarını kandırmaya devam ediyor…"
Ne de olsa..
"İleri demokrasi…"
Günün Şiiri
Irmak
Zamanı düşünüyorum boşuna harcadığımız
Ama neden düşünüyorum acılar
Yanılmalar neden huzur koymuyor içimde
Her şey bizden kopup gidiyor
Çocukluğumuz ilk eğilimler gençlik bahçemiz
Unutuş ırmağının suları altında kayıp
Gecenin bu pişmanlıkla
Dolu pişmanlıkla duruyorum
Sessizce akıyor derinde doymamış
Süregelen unutuluşlar kötülükler yanılmalar
İş dünyamızı bunca değiştirirken
Günlük hayatın basitliğine dayanmak güç
Acılarımla anlıyorum yoksul aşkını
Bize göre değil fazlasını istemek
Mehmet Ajlan (Varlık-1958)
Günün Olayı
Onlarca işçinin yaşamını yitirmesinden sonra alınan karar:
“İş güvencesi, hükümetin güvencesi için süresiz ertelenmiştir…”
Balthör
Günün Biberi
Özal haklıymış... Her şeye alıştık...
Medyamız boyalı ve çok renkli...
Ne yazık ki..
"Düşünceler hep siyah-beyaz!"
Günün Sözü
Değişmeyen gerçek...
Devletin derinliği, hükümetin sağlığıyla doğru orantılıdır!
Balthör