Bu tür tartışmaların sığ olduğunu düşünüp içine girmemeye çalışan biriyimdir, ancak sükut ikrardan gelir diye düşündüğüm bir dönemden geçerken sessiz kalmaya da gönlüm razı olmuyor.
Birileri çıkmış, yazılmış dövizleri eline almış ve eminim neyi savunduğunu ya da neye karşı olduğunu tartışacak kadar konudan uzak olmasına rağmen bazı büyük kelamlar ediyor.
Salsa, Tango, Çaça gibi modern dansların ahlaksızlık olduğunu, cinsel içerikli olduğunu ve bunlara Külliye’de izin vermeyeceklerini söyleyerek şehrin tamamı adına da kanaat getiriyor.
Etkinliğin ne olduğunu bilmesem bahsi geçen dansları görmemiş olsam ve gösterilen tepkinin samimi olduğuna inansam bambaşka şeyler düşünürüm.
Zannederim ki içeride Striptiz yapılıyor, dansçı kızlara para takılıyor, masalar kurulmuş insanlar oturmuş içki içiyor.
Ama yaşanan şeyin bununla uzak yakın alakası yok.
Benim modern ve estetik bir dans olarak gördüğüm danslar demek ki kimileri için sadece cinsel dürtüler çağrıştırıyor.
Gerçi tecavüze uğrayan kıza niye mini etek giydin diye hesap sormaya kalkanların bir kısmının da kadın olduğuna tanık olduğum bir ülkede buna şaşırmamam lazım ama ne yapsın saf gönlüm şaşırıyor.
Bir de bu durumu savunmak için iyi niyetli ama bu dansların ahlaksız olduğunu inkâr etmeden yaptığımız savunmalar var.
Orası dini bir mekân değil, siz de defile yaptınız v.s. diye devam eden savunmalar.
Yahu biz bu modern dansları ahlaksız görmüyoruz ki savunalım.
Kaldı ki, ben bu tepkinin samimiyetine inanmıyorum. Bunu her partiden insanların olduğu mahalle sakinleri toplanıp yapsa neyse diyeceğim ama görünen o ki bu son günlerde sıkça eleştirdiğimiz siyasi muhalefetin bir gereği gibi yapılıyor.
İddialar doğru ise gönülleri olmadan getirilen kadınlar ve onlara iş yerinde amirlik yapan hanımefendiye birileri bunu eleştir demiş. Eleştirilse, lisanımünasip bir dil olsa, çözüm önerileri olsa ve gerçekten bu durumdan rahatsız olunsa tamam bir sözüm yok. Ama sıkça dile getirilen gelenek ve görenekler madem o kadar önemli, her eleştiriyi bu adetlere, geleneklere dayandırıyoruz, O geleneklere göre bu durumu kelamlar ile kırıp dökmeden yapmak hatta kusur var ise ortada kusurları örtmede gece gibi davranarak gerçekleştirmek gerekmiyor muydu?
Üstelik 3,5 kişi bir araya gelip şehrin tamamını temsil edemez, tamamı adına kanaat getiremez, seçim yapamaz. Yaptığı ancak siyaset olur. Herkes kendine göre masum, günahkâr, ahlaklı, ahlaksızdır bunu da kişiler değil yaradan bilir. Ben bilirim diyende kul ile yaradan arasına girerek şirk işler. Hele ki bu topluluklar yargıç ve hâkim gibi ceza kesip, yasak koyacağım diyor ise kusura bakmasınlar, günlerce eleştirilir.