Son günlerde içimiz dışımız politika oldu..
Yazdığımız her yazıda..
Yaptığımız hemen her konuşmada:
“Politika” diyoruz..
Bir başka deyişle:
“Politikayla yatıp, politikayla kalkıyoruz”
--//--
Genel seçime üç aydan az bir süre kaldı..
İktidar önde, muhalefet ardında.
“Koşuyorlar.”
Yandaşlar da zaman zaman aynı ana yola giriyorlar.
Sanki kazanan ve kaybeden bir başka ülkenin yöneticisiymiş gibi..
İnsanlar bir kavganın içine sokulmaya çalışılıyor.
Gittiğim her yerde.
Konuştuğum her kesimde bunu görüyorum.
--//--
Önceki gün dinledim.
Aynı apartmanda oturan aileler üçe ayrılmışlar.
Bir kısmı AKP’li, bir kısmı CHP’li, bir kısmı MHP’li.
Bu durumu anlatan bakkala sordum:
“Hiç konuşmazlar mı?”.
“Bırakın konuşmayı” dedi gülerek..:
“Selam bile vermezler”
Anlattım bakkala.
Demokrasinin barış olduğunu söyledim
Gülerek şöyle dedi:
“Biliyoruz. Ama gelinde anlatın bazılarına..
---//--”
Bu çok basit bir örnek...
Ülkemizde demokrasiyi tersinden anlıyoruz galiba..
MİT Müsteşarı Hakan Fidan değişik yorumlar altında ilkin istifa ettirildi. Ardından gene değişik yorumlar altında, aynı göreve döndü.
Tarafsız olarak (!) görevini yapıyor.
Her neyse izliyoruz.
Ortalık toz duman.
Uzun uzun yazmıyorum.
Ülkedeki son gelişmelere bakın.
İlkin Cumhurbaşkanı sayın R. Tayyip Erdoğan.
Ardından Başbakan Yardımcısı sayın Bülent Arınç konuştu.
Yetmedi:
“Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek veryansın etti”
PKK, APO ve HDP gündemden inmez oldu.
İmralı ziyaretleri ardı ardına sürüyor..
---//--
Buyurun çıkın içinden.
Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli makam sahipleri konuşuyor.
Üstelik konuşmaları birbirini tutmuyorsa.
Ne yapmak gerekir?
Vatandaş hangisine inanacak?
Dün yakından tanıdığım bir okurum sordu:
“Bu işin sonu nereye varır?”
“Hiçbir yere varmaz” dedim gülerek:
“Araba bir yerde mutlaka duracaktır...”
---//---
Tekrarlıyorum.
Genel seçime üç aydan az bir süre kalmış...
“Seçim için” demokrasinin tecellisi dediğimize göre,
“Nedir bu olanlar?”
Niçin vatandaşın zaten karışık olan aklını karıştırıyoruz.
Sandık başına gidecek insanlara Türkiye için umut olacak şeyler söylesek olmaz mı?
--
Günlerin Getirdiği-
-CHP’de aday adayları—
CHP’de milletvekilliğine 23 aday adayı var. Politik yorumcular çetele üstüne çetele tutuyorlar. Önceki gün konuştuğum CHP’liler ilk üç için farklı isimler söylediler. Ve çok ilginç.. Adaylıkta sac ayağının birisi varıp “Büyükerşen’e dayanıyor”
CHP’de Prof. Dr. Gaye Usluer’i boş geçen yok. Kimisi bir diyor, kimisi iki. Son günlerde öne çıkan isimler arasında CHP’nin il eski Başkanı Nihat Çuhadar yer almaya başladı. Sorduğum yorumcular “Prof. Dr. Gaye Usluer bir olursa, Nihat Çuhadar ikinci, Cemal Okan Yüksel” üçüncü olur yorumunu yapıyorlar. İlk üçe girecek isimler arasında Muharrem Şenel’in adı da çok geçiyor. Politik yorumcular dışarıdan gelecek aday için ise “Eğer böyle bir uygulama yapılırsa, CHP’nin Eskişehir’den çıkaracağı aday sayısı düşer” diye konuşuyorlar. CHP’de bir başka yorum ise Orhan Kesikoğlu’nun durumu.. Kesikoğlu’nun durup dururken kendiliğinden aday adayı olmadığını söyleyen yorumcular “Kesikoğlu ilk beş arasında sürpriz yaparsa şaşmamak lazım” diye konuşuyorlar. Bekleyip göreceğiz. Yorumlar tutacak mı? Yoksa sürpriz isimler aday olacak mı?
---AKP’de Fikret Dönmez ve Poyraz---
AKP’nin milletvekili aday adayları arasında yer alan İbrahim Poyraz partinin ilçe başkanlığını yapmış bir isim. Fikret Dönmez ise il başkanlığına aday olmuş, Osman Yüksel’e karşı seçimi kaybetmiş bir partili. Daha sonraki yıllarda her ikisi de dar politikadan uzak durmuşlar ve isimlerine politik kirlilik bulaştırtmamışlardı. Önceki gün mini bir toplantıda kulaklarını çınlatan partililer “Dönmez ve Poyraz aday olmakla, AKP’li olduklarını ve partiye bağlılıklarını ortaya koymuşlardır. Birileri gibi küsüp bir kenara çekilmemişlerdir. İçinde bulunduğumuz ortamda AKP’den milletvekili aday adayı olmuşlar. Ve bu davranışları ile AKP’ye olan bağlılıklarını göstermişlerdir” yorumunu yaptılar. Bu yorumu yapanlara “Poyraz ve Dönmez’in ilk altı arasında şansı var mı” diye sorduğumuzda ise “Politika bu. Hiç belli olmaz” diye konuştular. Doğru olan, bu politikada kimin nerede yer alacağını kestirmek gerçekten zor...