Yaşamın İçinden
Parti içinde kırgınlık
Önceki gün eski bakanlardan Fikri Sağlar’ın Eskişehir’i ziyarereti dikkatimi çekti.
Sağları kimileri öne çıkardı, kimileri görmezden gelince sordum:
“İşin altında bir iş mi var?”
Belli olmasa da varmış..
Ya da ben öyle anladım..
Kimbilir sayın Sağlar’ın haberi yoktur..
Birileri “kontenjan” filan diyesiymiş.
Ama ben inanmadım..
Olsa olsa..
Böylesi yorumlara..
Öküz altında buzağı aramak denir..
--//--
Kontenjan denince ..
Eskişehir’de dikkatimi Prof.Dr. Süheyl Batum çeker hep..
Tutarlıdır..
Konuları iyi yorumlar..
Alanında yeterlidir..
Ama ilk yıllar olumlu giden işler sonradan gevşedi nedense?
Kimilerine ağır geldi..
Kimilerine hafif..
Bana göre bunun nedeni, dışarıdan gelenlerin, parti tabanını tanımayışından kaynaklanmıştır.
Prof.Dr. Süheyl Batum olayı da böyle oldu..
Parti içinde ki gelişmelerde tarafsız olamadı..
Örneğin Erman Gölet olayında..
Geçerli olmayan anketlerden söz etmesi..
Tek yanlı konuşmaları..
Halende aynı çizgisini sürdürmesi..
Sayın Batum ile parti tabanının arasını açtı..
Bu durumun genel merkeze kadar yansıdığını bilmeyen yok..
Hatta Kazım Kurt olayına da bu gelişmelere katmak mümkün...
--//--
Kimse konuşmuyor..
Bir okurum”sende mi” dediği için yazıyorum..
Erman Gölet ya konuşmalı?.
Ya da konuşulmamalı artık..
Parti içinde kırgınlığın kimseye yararı olmaz..
Dışarıda dostluk..
İçeride kırgınlık..
Bunun yararı ve zararı kimedir?
Bilinmesi gerekir artık..
Günlerin getirdiği
Onlar ölüme gittiklerinde
6 Mayıs 1972.. Deniz Gezmiş 24.. Yusuf Arslan 23 ve Hüseyin İnan 25 yaşındaydı..Önce düşünceleriyle..Sonra eylemleriyle.. En sonunda da canlarıyla mücadele ederek devrim tarihinin değişmez simgesi oldular..Tarih 6 Mayıs 1972 gecesinde Türkiye’nin her yerinde ağıtlar yakılmıştı..İlkin Deniz çıkmıştı idam sehpasına.. Ardından Yusuf Aslan, Hüseyin İnan .. Bir kurtuluş umudu beklemişti, genç yürekleri… Ama olmadı.. Beklenen müjde gelmedi..Yapılan hiçbir savunma geçerli olmadı..O kara gecede binlerce ışık yanıp söndü.Gençler devrim yemini ettiler..Şöyle diyor bir yazar:
“Bu güne kadar onlar için çok şey yazıldı… Onlarında bizim gibi doğup büyüdükleri söylendi… Deniz’in.. Hüseyin’in Yusuf’un birer insan olduklarını unuttuk. Hâlbuki Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in doyamadıkları bir yemekleri, belki de açık açıp tekrar okudukları kitapları vardı”
Rahmetle anıyorum kendilerini..
Mustafa Mutlu’nun yorumu ile bitiriyorum yazımı:
“Deniz artık daha büyük bir Deniz… Yusuf daha bir Aslan… Hüseyin’e ise İnanmayan kalmadı.”
Konya’ya büyük çıkartma
Eskişehir’den Konya’ya deyim yerinde ise ”akın var”.. Eskişehirspor’un 43 yıl sonra GS ile oynayacağı Türkiye Ziraat Kupası maçı bugün Konya’da oynanıyor. Eskişehir tabir yerindeyse ayakta.. Hızlı tren hariç otobüs seferleri içinde büyük bir hazırlık var..Bu gün Eskişehir Konya’ya akacak. Yalnız Eskişehir’den değil. Komşu illerden de Eskişehir’e destek için binlerce taraftar Konya’da buluşacak. Trenin dışında Otobüslerle, ve özel otolarla Konya’ya gitmek için hazırlananları biliyoruz.. Hepsinin gönlünde 43 yıl sonra Türkiye Kupası’nın Konya’dan Eskişehir’e aynı şenlik havası içinde gelmesi yatıyor. Teknik direktör Ertuğrul Sağlam ve yerli yabancı tüm futbolcuları kupanın heyecanı sarmış durumda..Bu duyguların içinde Kırmızı siyahlı futbolculara, teknik yöneticilere ve taraftarlara başarılar diliyoruz.