Osman Taş, marka isimleri Eskişehirspor’a versin!

“Osman Taş Eskişehirspor’a bu saatten sonra sadece zarar verir” dediğim zaman, bazı aklı evvellerin iğrenç denebilecek sözlü-yazılı saldırılarına maruz kaldım. Ancak inatla, Eskişehirspor için aynı düşünceyi söylemeye devam ettim: Osman Taş, kulübümüze zarar ziyandan başka bir şey değildir! 
 
*
 
Sonuçta ne oldu?
Olan şu…
Osman Taş, Eskişehirspor’un lisanslı ürünlerinin satışının yapıldığı Esstore’yi kapatma kararı aldı.
Sonrasında ise istifa edip Almanya’ya döneceğini açıkladı.
 
*
 
Kongre sürecinden bu yana geçen süre aşağı yukarı üç ay.
Bazılarının yerlere göklere sığdıramadığı Osman Taş’ın karnesini, siz değerli okurlarımızla paylaşmak istiyorum.
 
*
 
Şöyle ki…
 
*
 
Osman Taş,

• Önce, ortak listeyi kabul etmedi, dolayısıyla kulübün birlik ve beraberlik içinde yönetilmesini reddetti, ciddi bir ayrışma süreci başlattı.
• Sonra, “listem hazır, kaynağım var, kimseye eyvallahım yok, dilenci değiliz” dedi; bir baktık hiç biri doğru değil, kulüp battıkça batıyor.
• Akabinde, “ben gidiyorum, haydi başınızın çaresine bakın” dedi; ancak istifasını sürüncemede bırakarak kulübün tartışılmasına zemin hazırladı.
• En sonunda hiçbir şey olmamış gibi, “ben döndüm” dedi; dolayısıyla bu sefer de, yönetimde bulunanların kendi içerisinde tartışmasına ve ayrışmasına zemin hazırladı.
• Gövdesini ortaya koyarak mücadele eden Fuat Çapa’yı yıldırmaya çalıştı.
• Futbolcular arasında ayrılık çıkaran işlere imza attı. (Zira futbolcular Osman Taş’a tepki olarak bir süre antrenmana çıkmadı.)
• Bütün bunlarla beraber Eskişehirspor’un kurumsal itibarı zedelendi, çoğu isim ve kurum, Osman Taş’a güvenmediği için kulübe destek olmaktan imtina etti.

 
*
 
Sonuçta ne oldu?

• Eksi altı puan cezası yedik.
• Başka eksi puanlar da kapımızda.
• Transfer tahtasını açamadık.
• Kulüp lisansı alma noktasında can çekişiyoruz.
• Sahaya sürdüğümüz futbolcularımızın parasını ödeyemiyoruz.
• Yönetim ayrıştı.

 
*
 
Evet, nihayet Osman Taş gidiyor.
Giderken, Esstore’yi de kapatıyor.
Ama yanında, Eskişehirspor’la özdeşleşmiş markaları da götürüyor!
Şimşekler, Kırmızı şimşekler, Esstore, Anadolu Efsanesi, Anadolu Yıldızı, Anadolu’nun Yıkılmayan Kalesi gibi isimlerden bahsediyorum.
Dahası, tribün gruplarının isimleri olan Nefer, Altes, Efeler gibi isimlerin bazılarının da isim hakkını almıştı, Osman Taş.
 
*
 
Hah, işte bu marka isimler, Osman Taş’la birlikte Almanya’ya gidiyor!
 
*
 
Gitmesin!
Osman Taş, “ben gidersem bu isimleri tabii ki Eskişehirspor’a vereceğim” şeklindeki sözünü tutsun.
Tutsun ki, bari bu sefer “helal olsun” diyebilelim.  

Emine Nur Günay yeni partiye geçecek mi?

 
Son günlerde AK Parti kulislerinde konuşulan önemli bir mevzu var.
Şöyle ki…
AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, AK Parti’den ayrılan etkili isimlerin kuracağı yeni partiye geçecek mi?
 
*
 
“Ben Sayın Davutoğlu’nun başdanışmanlığını yaptım, beni siyasete davet eden kendisi. Bir akademisyen-siyasetçi olarak da saygım sonsuz” diyen Emine Nur Günay’ın, konuya ilişkin açıklaması aynen şöyle:
 
ERDOĞAN’LA PAYLAŞMIŞ
“Benim ismimde farklı şekillerde yerelde bir takım şeyler bana geliyor, anında geliyor. Gülüp geçiyorum. İşte yazılar çıkıyor, ama… İşte Ahmet Davutoğlu’yla ilgili; çok da normal, çok da normal. Ben Sayın Davutoğlu’nun başdanışmanlığını yaptım, beni siyasete davet eden kendisi. Bir akademisyen-siyasetçi olarak da saygım sonsuz. Yani ben bunu Sayın Cumhurbaşkanımızla da paylaştım. Yani bizim liderimiz belli; Sayın Cumhurbaşkanımız, genel başkanımız. Sonuçta, Sayın Genel Başkanımız beni tekrar 2018 seçimlerinde aday gösterdi.
 
SENARYO SİYASETİ
Yani ben şu anda partimde çalışıyorum, hizmete devam ediyorum. Bana bir alan tanımlandı, işte on iki dış ilçe, ben orada mümkün olduğunca hem halka hizmet etmeye çalışıyorum, hem de Avrupa’da, diğer yerlerde de görevlerimi yapıyorum. Yani bayramlaşmada yaptığım konuşmada ‘niyet okuma yapmayalım’ derken, bunu kastettim işte. Yaptığım konuşmanın arka planında, bütün bu yaşananlar var. Yahu gelip bana açıkça sorsunlar; niyet okuyarak, senaryolar yazarak siyaset yapılmaz, fitne üretilmez, dedikoduyla bu iş yapılmaz.” 
 
*
 
Uzun lafın kısası, Emine Nur Günay yeni partiye geçmeyecek!  

Kadının farkı…
 

Çoğumuz televizyon başına geçip, açık oturum programları izleriz.
İster yerel, isterse yaygın televizyonlarda olsun, yoğunlukla erkekler programlara çağırılır ve fikirlerini beyan eder.
Ancak gelin görün ki, birbirlerine sürekli bağırırlar, hakaret ederler, birbirlerinin sözünü keseler, hep bir ağızdan konuşurlar; ekranı başındaki izleyici de hiçbir şey anlayamadığı ve kafası şiştiği için kanalı değiştirir!
En azından ben öyle yapıyorum.
 
*
 
Didem Arslan Yılmaz, geçtiğimiz günlerde Haber Türk’te yaptığı programa, yalnız ve yalnız kadınları davet etti.
Yani, bir tek erkek dahi yoktu!
Davet edilen kadınlar içerisinde tanıdık bir isim de vardı: CHP Parti Meclis Üyesi Prof. Dr. Gaye Usluer!
Başka kimler vardı?
AK Parti 23. Dönem Milletvekili Prof. Dr. Aşkın Asan, Türkiye İş Kadınları Derneği
Başkanı Nilüfer Bulut, Hukukçular Kezban Hatemi, Selin Nakıpoğlu ve Gazeteci Nihal Bengisu Karaca.
 
*
 
Farklı siyasi pencerelerden bakan kadınlar, kadın cinayetlerini ve İstanbul Sözleşmesini anlaşılır bir biçimde masaya yatırdı.
Kavga yoktu.
Bağırış çağırış yoktu.
Hakaret yoktu.
Söz kesme yoktu.
Hep bir ağızdan konuşma yoktu.
 
*
 
Çünkü o programda erkek yoktu, kadın vardı!