Osman Taş ile bir önceki Genel Kurulda başkan adayı olan Mustafa Topkaya, birleşme kararı aldı. Sonunda Genel Kurul gerçekleştirildi ve Osman Taş, rakipsiz girdiği seçimden başkan olarak çıktı.
Eskişehirspor’un, Afyon maçıyla beraber kümede kalması kesinleşince, tribün liderleri, politikacılar ve kulüp başkanlığına aday olmak isteyenlerin, birbirine girdiğini söylemek zorundayım. Kaan Ay’ın gitmesi gerektiğini düşünenler, kalması gerektiğini savunanlar, sadece yönetim revize edilsin diyenler, kulüp politikaya alet edildi görüşünü dillendirenler vesaire…
Nihayetinde mevcut Başkan Kaan Ay tartışmaları bitirmek için 23 Mayıs’ta olağan genel kurulun yapılacağını açıklayarak, “aday olmayacağım” demişti. Bununla beraber, kulisler de bir hayli hızlanmıştı. Osman Taş, aday olacağını bir kez daha deklare etmiş, güçlü projelerinin olduğunu ifade etmişti. Taş’ın yanı sıra, adaylıklarını açıklamasalar da, Sinan Özeçoğlu, Nihat Çuhadar, Mustafa Topkaya, Halil Ünal ve Halil Ünal’la bağlantılı olarak İsmail Hakkı Gül, Erdal Şahbaz gibi isimlerin de aday olabileceği konuşuluyordu. Bu noktada Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, tüm grupları aynı ortamda toplayarak ‘birlik olalım, ortak liste çıkaralım’ şeklinde öneri getirdi. Ancak bu öneri, Osman Taş ve ekibi tarafından kabul görmedi. Ve Genel Kurula saatler kala, önemli bir gelişme yaşandı; Osman Taş ile bir önceki Genel Kurulda başkan adayı olan Mustafa Topkaya, birleşme kararı aldı. Sonunda Genel Kurul gerçekleştirildi ve Osman Taş, rakipsiz girdiği seçimden başkan olarak çıktı.
*
Eskişehirspor’daki Genel Kurul sürecinde yaşananlar, özetle böyle…
*
Şimdi, Genel Kurul sırasında yaşanan dikkat çekici ayrıntılara bir göz atalım…
*
Uzun bir aradan sonra, birkaç cılız tartışmayı saymazsak, Genel Kurul’da sakinlik hakimdi. Delegelerin, eski Başkan Kaan Ay’a kızgınlığı yoktu; aksine sempatileri vardı. Çünkü Ay, şaibeye bulaşmamış, transfer tahtasını açmış ve takımı kümede bırakmıştı. Bu anlamda başarılı bir beş ay geçirdiğini ifade etmek mümkün. Kaan Ay konuşması sırasında, Mustafa Destici ile Burhan Sakallı’ya özellikle teşekkür etti. Önemli olduğunu düşündüğüm bir gelişme yaşandı. Kaan Ay ve yönetimi (Mehmet Şimşek’in katkısı büyük), 44 sayfadan oluşan ciddi bir faaliyet raporu hazırlamış ve kitapçık haline getirmiş. Kitapçıkta, kulübün finansal yapısına şeffaf bir biçimde yer verilmiş. Böyle ciddi bir çalışmanın, ilk kez yapıldığını ifade etmek yanlış olmaz. Konuşma yapmak için Divan’dan izin alan Nihat Çuhadar, “Biz ortak liste çıkarmak için çok çabaladık, ancak bazı arkadaşlar listelerinin hazır olduğunu söyleyip bu teklifimizi kabul etmediler. Bizde 2013 yılındaki (Halil Ünal-Mesut Hoşcan) gibi bir ayrışmanın gerçekleşmesini istemediğimiz için kendi listemizi çıkarmadık” şeklinde konuştu. Halil Ünal, seçim maddesine geçildiğinde, Divan’ın tüm ısrarlarına rağmen oylamayı beklemeden Genel Kurul salonundan ayrıldı. Başkan seçilen Osman Taş, konuşma yapmak adına kürsüye çıktığında dikkat çeken ifadeler kullandı. Önce, adaylığı sırasında hakkında çıkan dedikoduların asılsız olduğunu söyleyen Osman Taş, Almanya’da yaptığı işe ilişkin bir tanıtım videosu sundu. Videodan sonra da şu ifadelere yer verdi: “Benim ne iş yaptığımı size göstermek istedim. Böyle biraz dedikodular varmış. Ben sizden rica ediyorum. İnsanları bilmeden, insanlara önyargılı olmayın lütfen. Sonuçta hepimizin ailesi var. Hepimizin çoluğu çocuğu var.” Osman Taş, ileriye dönük çok önemli bir mesaj da verdi. “Ben geriye dönük, hiç eski yönetimlere filan girmiyorum” sözlerinden, kavgadan uzak, uzlaşmacı bir anlayışla takımı yöneteceğini anlıyoruz. “Biz önümüze bakacağız. Biz Eskişehirsporluyuz. Biz Eskişehirliyiz. Biz bir markayız. Biz dilenci değiliz” ifadelerinden de, ‘para dilenme’ devrinin sona erdiği mesajını alıyoruz. ‘Para dilenme’ mevzusunu biraz açalım. Biliyorsunuz, takımımız öyle zor bir süreçten geçti ki, 5’er-10’ar liralık bağışlara dahi muhtaç kalmıştı. Sanıyorum bu devir, Osman Taş’la bitecek. Taş ve yönetimi, kendi ceplerinden, takıma can suyu olabilecek miktarda para aktaracak. Dahası, farklı finans kaynaklarından para bulacak. Önemli sponsorluk anlaşmaları da yapacak. Ayrıca Taş’ın Genel Kurul’da açıkladığı projelere bakıldığında, gelir getirici ve takımın itibarını yükseltecek projeler olduğunu net ifadelerle söyleyebiliriz. Tabii Taş, takımın ekonomisini yönetirken ve projeleri hayata geçirirken, özellikle Mehmet Şimşek ile Mustafa Topkaya’nın deneyimlerinin sürece ciddi katkı vereceğini düşünüyorum. Yönetimde dikkat çeken bir isim var. Eskişehirli ünlü oyuncu Engin Öztürk’ten bahsediyorum. Takımımıza, hem sponsorluk anlamında, hem de tanıtım konusunda katkı sunacağını düşünüyorum.
*
Evet, Genel Kurul’daki dikkat çeken noktadalar bunlardı. Çok önemli bir ayrıntı daha var aslında, belki de en önemli ayrıntı. Nedir o? Şöyle anlatayım… Osman Taş, Eskişehirspor’un altyapısını, Alman Milli Takımı ve Borussia Dortmund forması giymiş David Odonkor’a emanet edeceğini söyledi. Tabii yasal olarak bunun mümkün olmadığını söylemek zorundayım. Çünkü TFF 1. Lig’de, teknik kadroda, yabancı isimler çalıştırmak yasak. Ancak ‘danışman’ olarak bu problemin çözüleceğini düşünüyorum. Buradan da görülüyor ki, Osman Taş, Alman ekolünü Eskişehirspor’a yerleştirmeye çalışacak. Bunun da altyapıyla gerçekleştirilebileceğini biliyor. Çünkü altyapı, bana göre bir takım için, en önemli unsur. Taş, aklındakini eyleme geçirebilirse eğer, Eskişehirspor’un, ilerleyen yıllarda İstanbul takımlarıyla mücadele edebilme kalitesine ulaşması işten bile değil.
*
Yazımı sonlandırırken şunu aktarmak istiyorum. Anadolu insanının huyudur; en ufak bir kaza ya da başarısızlık durumunda acımasızca eleştiriler yapar. Bu, Eskişehirspor camiası için de geçerlidir. Şuraya geleceğim… Osman Taş ve ekibinin işi hiç kolay değil. Süreç içerisinde bazı aksaklıklar mutlaka olacaktır. En küçük aksaklıkta acımasızca eleştirmek yerine, daha fazla destek olmalıyız; ki motivasyon bozulmasın, belirlenen hedefe emin adımlarla ilerlenebilsin. Yani, çiçeği burnunda yönetime biraz zaman verelim, şans tanıyalım…