Ölüm yolu programda yok!

Önceki gün, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, ES TV’nin canlı yayın konuğuydu. Özellikle iki konu hakkındaki açıklamaları, oldukça dikkat çekiciydi. Bir tanesi, ‘ölüm yolu haline gelen Alpu yolu’na ilişkin son gelişme. Bir diğeri ise, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in hizmet anlayışı.

*

Alpu yolundan başlayalım…

*

Her platformda ne diyor iktidar partisinin temsilcileri: “Alpu yolu sorununu çözeceğiz, söz veriyoruz, çalışmalar sürüyor.” Ancak Utku Çakırözer’den öyle bir şey öğrendik ki, iktidar partisi temsilcilerinin ifadelerini yalanlar nitelikte…
Şöyle ki: 2016 ve 2017 yılında yatırım programına alınan Alpu yolu, birkaç gün önce belirlenen yeni yatırım programından çıkarılmış! Bu ne demek oluyor? “Alpu yolu yapılmayacak, yurttaşlarımız pisipisine can vermeye devam edecek” demek oluyor.

*

İşte, Utku Çakırözer’in Alpu yoluyla ilgili ifadeleri:

CUMHURBAŞKANI ÖZEL TALİMAT VERİRSE…

“Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanlığı, 2019 yatırım programını açıkladı. Bu programa bakarsanız, Türkiye’nin dört bir yanında bu yıl hangi projenin ne kadar destekleneceğini bulabilirsiniz. Yatırım programını, arkadaşlarımızla birlikte inceledik, Alpu yolu programda yok, hiç yok. Yani programa alınıp, 2 bin TL, 6 bin TL konan günleri arıyoruz. Yani, yatırım programında olan Alpu yolu, programdan çıkarılmış. Programda sadece Mahmudiye-Çifteler yoluna ilişkin bir şey var, o da çok sınırlı. Seyitgazi-Afyon yolu da yatırım programına alınmamış. Zaten bu yol, iktidarın gündeminde bile değil, fikir aşamasında bile değil. Daha önceki yıllarda iktidar milletvekillerince sıklıkla gündeme getirilen Sarıcakaya yolu da yatırım programında yok. Dolayısıyla programa alınmamış bir şeyin yapılması mümkün değil. Belki, Cumhurbaşkanı’nın çok özel talimatıyla yapılabilir.”

*

Utku Çakırözer’in bu ifadeleri sonrasında, iktidar temsilcilerinden, ayakları yere basan samimi bir açıklama bekliyoruz.

*

Gelelim Yılmaz Büyükerşen’in hizmet anlayışına… Çakırözer, bu konuya ilişkin, bakın neler söylemiş. Okuyoruz…

BÜYÜKERŞEN HİZMETTE OY HESABI YAPMAZ

Yılmaz Hoca’nın şöyle bir tavrı var. Hiçbir zaman, yaptığı bir şeyi, oy getirsin diye yapmaz. Hizmetin arkasından, oy getirecek mi oy götürecek mi diye bakmaz. O hizmetin ya da projenin faydalı olduğuna inanıyorsa, hiç kimseyi dinlemeden onu yapar; yani bu şehre bu ülkeye katkısı olduğunu düşünüyorsa...
Mesela Sarıcakaya ve Mihalgazi ilçeleri, bizim en az oy aldığımız bölgelerden. Belki yine az oy alacağız. Yani, fide verdi diye oy beklemeyi ben doğru bir yaklaşım olarak bulmuyorum. Oy vermeyebilirler. Önemli olan onların refahının artması, zenginleşmesi bizim arzumuz. Siyasetçi olarak muhtemelen Sayın Hoca’mızın da belediye başkanı olarak en büyük arzusu, Eskişehir’in dört bir yanında insanların refahının artmasıdır, kendisine oy versin ya da vermesin.

BÜYÜKERŞEN YERLİ TOHUM ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR

Ben şöyle düşünüyorum. Belki de bu bölgelerde, bu yatırımlar, insanların Büyükşehir Belediyesi’ne bakışını değiştirebilir. CHP’nin kırsal kalkınma politikasına bakışını daha bilinir hale getirebilir diye düşünüyorum açıkçası. Ama Yılmaz Hoca, asla, ‘ben buradan az oy alıyorum, o zaman ben buraya fide vereyim’ diye bakmaz. Oraya fide vermesinin nedeni, oranın ikliminin domates yetiştirmeye -çünkü Sarıcakaya domatesi meşhurdur biliyorsunuz- uygun olması nedeniyledir. Bir de yakında daha fazla duyacağımız bir şey var: O da tohum. Yerli tohum çalışmalarında, bence tahmin ediyorum, Sarıcakaya ve Mihalgazi’nin ötesine belki de Eskişehir’in ötesine bu yerli tohum üretiminin yansıyacağını düşünüyorum. Yılmaz Hoca buna da, ‘ben şuradan oy devşirir miyim’ mantığıyla bakmamıştır, bakmaz da.

*

Yıllardır Yılmaz Büyükerşen’in yanında yöresinde dolaşan isimlere bakıyorum da… Hiçbiri, Büyükerşen’in hizmet anlayışını, Utku Çakırözer gibi ifade edemedi ya da bilerek ve isteyerek etmedi!

Eskişehir’e yakışmayan tablo!

Anadolu gazetesinin dünkü sayısında, Yazı İşleri Müdürümüz Kaan Özcan’ın “Karanlıkta geçen 50 yıl” başlıklı haberini okudunuz. Öncelikle şunu ifade etmek isterim: Bu haber ciddi bir gazetecilik başarısıdır, o nedenle Kaan Özcan’ı yürekten tebrik ediyorum.

*

Haberi kısa bir özetle aktarmak istiyorum… Alpu’nun Başören Köyü, 2014 yılında yürürlüğe giren Büyükşehir Yasasıyla beraber Başören Mahallesi oldu. Köy, mahalle statüsü alınca, köye bağlı Sarıçiçek Mahallesi de, sokağa dönüştü. İşte 10 hanenin yaşadığı o sokakta, 50 yıldır elektrik yok! İnsanlar karanlıkta yaşamak zorunda bırakılmış. Bir zahmet küçük bir jeneratör verilmiş, o da iki saatçik çalıştırılıyor ve insanlar, sadece cep telefonlarını şarj edebiliyorlar.

*

Bakın… Yıl olmuş 2019… Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımız, liderimiz, canımız efendimizin üstün gayretleriyle çağ üstüne çağ atlamış… Şehir, Avrupa kenti Eskişehir… Ama gelin görün ki, insanlar karanlığa gömülmüş. Herhalde elektriksizlik de, gelişmişliğe dahil!

*

Her neyse… Bu vaziyetin kabul edilebilir bir yanı yok. O nedenle bir çağrı yapmak istiyorum. Herhangi bir sorundan haberi olur olmaz anında müdahale eden (Kırsal mahallelerdeki öğrenci servisi sorununu ivedilikle çözdüğü gibi) Eskişehir Valimiz Özdemir Çakacak, Eskişehir’e yakışmayan bu duruma el atmalı. Ayrıca, eksik hizmet veren, vatandaşların memnun olmadığı Zorlu Enerji de, bir zahmet gereğini yapmalı.