Yaşamın İçinden
Öfke geçmez ki
Hitler’in, Yahudileri fırınlarda, gaz odalarında toptan yaktığı günlerde.
Bir Yahudi’ye sormuşlar:
“Şu anda Hitler’i eline geçirsen ne yaparsın?”
Yahudi, yanıt vermiş:
“Bir metre uzunluğunda, bileğim kalınlığında bir demir alırım. Yarısına kadar ateşte iyice kızdırırım. Sonra bu demir çubuğun soğuk yanını Hitler’in poposuna sokarım”
“İyi ama demiş” soran:
“Niye kızgın yanını değil de soğuk yanını?”
Yahudi şu yanıtı vermiş:
“Tutup çıkarmasın diye.”
--//--
Soma facia madeninde kullanılan maskeler Çin malı ve eskiymiş.
1993’ten kalma ve bozuk olan maskeler için Sözcü Gazetesi manşet atmış:
“İşte cinayetin delili,”
Ardından da eklenmiş:
“Delilin adı: Maske. Bunu takan 10 dakika bile nefes alamaz, ölür”
Ve Başbakan Erdoğan konuşuyor:
“Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı koyun, bu ülkenin başbakanı olarak benim mesuliyetim altındadır.”
Bu söz aslında 9. Cumhurbaşkanı Demirel’e aittir.
Demişti ki:
“Fırat kıyısında çobanın iki koyunundan biri kaybolursa sorumlusu ülkenin başbakanıdır”
TBMM’de Soma ile ilgili yapılan oturuma sadece 78 milletvekili katılmış.
Gelinde çıkın işin içinden:
“301 can gidiyor. Görüşmeye 78 vekil katılıyor”
--//--
Adama sormuşlar:
“Politikaya neden girilir?”
Karşıdaki yanıt vermiş:
“Önce dünyalığı yapmak için.”
“Sonra?”da demiş:
“Paçayı kurtarmak için devam edilir”.
--//--
Soma’da yangının külü savruldu gökyüzüne.
Olacakları bekliyor insanlar.
Çalışma bakanı Çelik:
“Ruhsatı ben vermedim diyormuş.”
Enerji Bakanı Yıldız ise:
“Beraber verdik” diye konuşuyormuş.
Yorumu nasıl yaparsanız yapınız.
“301 maden işçisi yaşamını yitirdi”
Ruhsatı verene bir şey yok şimdilik.
Ama ruhsatı alanın oğlu ve genel müdür içeride.
Ruhsatı verenler dışarıda.
Gelişmelerin neler olacağını ve nerede noktalanacağını bekleyip göreceğiz.
Günlerin getirdiği
AKP’de dinleme zamanı
Önceki gün Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısından çıkan AKP’li meclis üyeleri ile konuştuk. Şunu gördüm. Yeni AKP’lilerle, eski AKP’liler arasında açıktan belli olan kırgınlık var. Örneğin AKP politikasına bu yıl dâhil olan eski DYP’li Mustafa Birsen’e tepkiler yakında su yüzüne çıkarsa şaşmamak gerekecek. Böyle gördüm çünkü. Kırsal kesimden gelen üyeler ise gelişmeleri şimdilik dinliyorlar.
Gördüğüm bir başka politik gelişme ise AKP’li Meclis üyesi Ahmet Yapıcı’ya olan saygı ve güven. Ahmet Yapıcı için “denge unsuru” yorumunu yapanlar var. Bir zamanlar çalışkan ve atılgan gördüğüm Zihni Çalışkan için “neden sessiz ve sakin” şeklinde sorduğum soruya adı bende saklı meclis üyesi, şu yanıtı verdi:
“Biraz daha beklemek lazım. AKP’nin İl Başkanı Süleyman Reyhan yaptığı hatayı elbette görecektir.” Ve yapılan yorumlardan anladığım bir başka konu da siyaseti kişisel hesabı için kullananlar. Çay bahçesinde yaklaşık 10 kişiyle yaptığımız sohbetten anladığım böyle.
Hızlı trenin İstanbul seferi
Uzun süredir devam eden Ankara-İstanbul arası hızlı tren seferleri, Ankara-Eskişehir arasında devam ediyor. Seferlerin İstanbul’a uzayacağı yolunda yapılan yorumlar bir türlü gerçekleşemedi. Ekim ayında açılacak denilen seferler değişik teknik nedenler yüzünden ertelenmiş, ardından da Mart 2014’te kesin başlayacağı açıklanmıştı. Mart ve Nisan ayı geçtiği halde bir türlü normal çalışmasına başlayamayan hızlı tren için yorumcular “Mayıs ayı geldi geçiyor. Ama Ankara-İstanbul arası hızlı tren seferleri nedense bir türlü normal seferlerine başlayamadı. Seferlerin normal olarak ne zaman başlayacağının bilinmemesi vatandaşlar arasında farklı yorumlanıyor. Bu konuda çalışmaların bir an önce tamamlanması gerekir” diyorlar. DDY’den de bir açıklama yapılmadığını vurgulayan vatandaşlar “özellikle yaz aylarında bu sorun mutlaka çözüne kavuşmalı” diye konuşuyorlar.