Yıkılan eski stadyumun yerine Millet Bahçesi yapılmasına karar verilmesi ve alanda uygulamanın başlamasıyla beraber, Odunpazarı Belediyesi tartışma yaratan açıklamalarda bulundu.
*
Özellikle Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Millet Bahçesi projesinin belediyelerden kaçırıldığını, beton yoğunluğunun söz verilenden fazla olabileceğini ve her türlü hukuksal haklarını belediye olarak kullanacaklarını ifade etti.
*
Ve ortalık karıştı!
Odunpazarı Belediyesi, TOKİ ve Çevre Şehircilik Bakanlığı, karşılıklı açıklamalar yaptı.
*
Bu arada Odunpazarı Belediyesi, “burada yanlış şeyler oluyor” diyerek Millet Bahçesi alanını mühürledi, çalışmayı durdurdu.
*
Şimdilerde, çalışma devam ediyor…
Peki, bu nasıl oldu?
Odunpazarı Belediyesi ikna olup mührü mü kaldırdı?
Tabii ki hayır; belediye, verdiği mühürleme kararının arkasında.
*
O halde, mühre rağmen çalışmalar nasıl başladı?
Çok basit!
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, bakanlıktan aldığı yetkiyle bir resmi yazı yazdı ve Odunpazarı Belediyesine özetle dedi ki: “Yukarıda yer alan mevzuata göre imar işlerinde yetkili idare bakanlığımız olup bu yetki kapsamında kazı izni verilmiştir.”
Eeee, bu yazıyla beraber, Odunpazarı Belediyesinin mührü de, her türlü yetkisi de, otomatikman ortadan kalkmış oldu!
*
Bu tavır, bana hat boyunu anımsattı.
Hat boyu yapılırken, ‘belediye karışmasın’ dendi.
Vaziyet ortada, hat boyu tam bir rezalet!
Umuyorum ve diliyorum Millet Bahçesi de böyle olmaz, Eskişehir’e yakışır, betondan uzak bir yaşam alanı inşa edilir.
Bu kadar da olmaz
Doğu’daki anneler…
PKK terör örgütünün dağa götürdüğü çocukları için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde bekliyorlar, “çocuklarımızı getirin” diyorlar.
*
Cumartesi anneleri…
Yıllar önce ortadan kaybolan, bir daha bulunamayan çocukları için Galatasaray Lisesi önünde bekliyorlardı; -birisi talimat verdi, annelerin orada beklemesini yasakladı- “çocuklarımıza ne oldu, ölüsünü bari getirin” diyorlardı.
*
Gittiler, Doğu’daki annelerle Cumartesi annelerini yarıştırmaya, ayrıştırmaya kalktılar.
Anneler üzerinden bile politika yapacak kadar şaştık ya…
Yazık bize, hepimize!
Dördüncü belediye başkanı Hamid Yüzügüllü!
Hep söylerim… Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinden sonra aklıma gelen ilk belediye, Sivrihisar Belediyesi. Hem temel belediyecilik hizmetleri anlamında, hem sosyal belediyecilik hizmetleri anlamında, hem de kültür-sanat-turizm faaliyetleri anlamında başarılı bir belediye olduğunu ifade etmeliyim. Bu başarının mimarı, haliyle Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü! Şimdi, Yüzügüllü, önemli bir projeye daha imza atmaya hazırlanıyor. Sivrihisar’ı kalkındıracak bir projeden bahsediyorum. Nedir o? Organize Sanayi Bölgesi projesi. Hep ne diyoruz? İlçelerimiz boşalıyor, şehirlere yoğun bir göç gerçekleşiyor. Bunun temel nedeni, ilçelerin ekonomik güçsüzlüğü. İş imkanlarının olmayışı. İşte, Yüzügüllü’nün ilçeye kazandıracağı Organize sanayi bölgesi, bu sorunun çözümüne katkı verecek. İlçenin ekonomik anlamda gelişmesini sağlayacak, ahaliye de iş imkanı yaratacak. Yarın, alt yapı yapım işi ihalesi gerçekleştirilecek ve bununla birlikte çalışmalar hızlanacak. Ne diyelim? Önce ilçemize, sonra Eskişehir’imize hayırlı uğurlu olsun.
Eskişehir’in geleceğinden endişeleniyorum
Tüm partileri incelediğimde, şunu görüyorum: Aktif politika yapanlar içerisinden birkaç kişi dışında milletvekilliğine, belediye başkanlığına ve parti yöneticiliğine yakıştırdığım kimse yok! Bazıları yıpranmış. Bazıları şaibeli. Bazıları siyaseti ve politikayı bilmiyor. Bazıları halktan kopuk. Bazıları servetine servet katmak amacında, ‘parayı basarım istediğim koltuğu alırım’ havasında! Bu durum hoşuma gitmiyor. Eskişehir’in geleceğinden endişeleniyorum. Bize; yıpranmamış, şaibeden uzak, entelektüel düzeyi yüksek, halkın omzuna omuz verebilecek, komplekslerinden arınmış, Eskişehir sevdalısı, işi gücü olan ‘yeni’ insanlar lazım. Bulamaz mıyız? Bulabiliriz. Yalnız bulduğumuz insanların paçalarından çekiştirip ilerlemesine engel olmamamız gerekiyor. ‘Yılanın başını ezelim’ şeklindeki hastalıklı mantığımızdan derhal kurtulmamız gerekiyor. Ki, bulduğumuz temiz insanlar ‘lanet olsun’ diyerek kaçmamalı. Aksine, her yeni ve temiz insan, başka bir yeni ve temiz insanı Eskişehir siyasetine kazandırsın. Haksız mıyım?
Elektrik rezaleti!
Önceki gün, CHP Parti Meclis Üyesi Prof. Dr. Gaye Usluer adeta isyan etti. İsyanında sonuna kadar haklı! Çünkü… Batıkent’te, önceki gün sabah saat 09.00 sularından gece saat 21.00 sularına kadar elektrikler kesikmiş! Yani, tam tamına 12 saat boyunca, bütün bir mahalle elektriksiz kalmış. Mahalleli, haklı olarak çıldırmış! Ne yapacağını şaşırmış! Elektrikli aletler bozulmuş, ağır hasta olanlar hastanelere gitmek zorunda kalmış, vesaire… Yani, böyle bir sorumsuzluk kabul edilebilir mi? Afrika ülkesinde mi yaşıyoruz kardeşim! Dahası, Zorlu Enerji, böyle bir rezaletin niçin yaşandığına dair kamuoyuna hiçbir açıklama yapmadı. Kulağının üstüne yatmakla yetindi! İnsanların parasıyla rezil olmasını da geçtim, ülkemde böyle bir rezaletin yaşanmasını kabullenemiyorum.
NOT: Aşağısöğütönü’nün de bir bölümünde aynı gün elektrikler kesilmiş!
Eskiden tedaş vardı.Elektrik devlete aitti.Devlette vatandaşına elektriği satmaya “mecbur” idi.Tedaş satıldı “zorlu” oldu.Yani parasını da verdiğin halde ,adamın canı isterse ,”satmıyorum da der,kimseye hesap da vermiyorum “ der.Çünkü özel şirket.Adamların keyfine kalmış.Şu an olduğu gibi....
Bunları Eskişehir'deki iktidar partisinin yetkilileri de görsün ve bunun üzerine gitsinlerki seçimlerde oy istemeye yüzleri olsun.
HAT BOYUNUN BÖYLE KALMASININ SEBEBİ NE ÜSTÜNDE VATANDAŞIN DİNLENEBİLECEĞİ BİR YER OLACAKKEN ENGELLEYENLER KİM ACABA