Kaymakamlık içeride sergi varken Külliye’yi kilitledi…
Vakıflar Genel Müdürlüğü Külliye ve Gökmeydan Spor alanı için resti çekti…
KYK Bankların üstündeki Belediye yazısını kazıyarak yok etti…
Fidanlık piknik alanı Orman Bölge Müdürlüğü tarafından alındı…
Şehri Derya piknik alanı D.S.İ. tarafından alındı…
Milli Eğitim okullara temizlik için dahi olsa girişi yasakladı…
Gençlik Hizmetleri ve İl Spor Müdürlüğü Odunpazarı irtibat bürosunu kapadı…
Stadyum’a destek verip baktığı için Stadyum’dan çıkmaları destek olmamaları istendi…
ESOGÜ Hayvanlarla ilgili işbirliği protokolünü iptal etti…
Kızılay, Halk Market ile ilgili bağış işbirliğini bitirdi…
A.Ü. Belediye araçlarının parkına bile müsaade etmeden onları dışarı attı…
Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’ndan vaktinde izin almak mucize oldu…
Küçük Sanayi Dönüşebilmeye yaklaşınca yetki belgesini Hükümet aldı…
3 Vali, Bir Bakan değişti, herkes dinledi, derman olana rastlayan olmadı…
Çoğu kurum müdürü başka ile tayin oldu, Eskişehir’den gitti…
Kimileri fetö’den şüpheli oldu, açığa alındı ya da sorgulandı…
Büyükerşen yenilmez, Ataç yıkılmaz diyerek herkes Kurt’a yüklendi…
Hatta ve hatta Kurt’a yüklenirsek haberimiz büyük boy verilir diyenlerde…
Peki, Hatası, yanlışı, eksiği yok muydu?
Elbette vardı, hata da yaptı, hata da ısrar da etti kimi zaman…
Bunların hiç birine tek kelam edip, soramayanlar da o hatalardan beslendi uzun uzun…
Lakin görev süreci 3,5 yıl olmuş bir Belediye Başkanı olarak sadece ezberden bu listeyi yapmamıza vesile olacak bir performans sergiledi Kazım Kurt …
Hamamyolunu bilmem ama şu gerçek ki Odunpazarı Belediyesi’ni hem resmi hem de gayri resmi olarak Cazibe Merkezi yaptı.
Yapın ama düzeltin
Özel bir firma internet altyapısı için Eskişehir’de kayda değer bir altyapı çalışması gerçekleştiriyor. Bütün bir yaz boyunca devam eden çalışmaların bıraktığı iz şehrin yüzüne faça atmış gibi kendini her sokak ve cadde üzerinde fazlaca hissettiriyor.
Baştan belirteyim hayatın daha konforlu, daha hızlı, daha güncel olması için ve bizim bugüne ayak uydurmamız adına bu tür işlerin gerekliliğine ve bunun yaratacağı ufak sıkıntılara itirazım olmaz. Gel gelelim bu çalışmaların daha sağlıklı, daha hızlı ve insanlar kadar şehir estetiğini de düşünerek yapılması kaydıyla.
Bütün bir yaz boyunca itiraz etmeden bu çalışmaları izledik, bekledik, muhakkak bu yarıklar düzeltilir ve özen gösterilir diye umduk. Ancak hafta sonu gezdiğim, gördüğüm hemen her yerde karşıma çıkan tablo bana bu işi yapanların şehri çok da düşünmeden, gelişigüzel iş yaptığını net bir şekilde gösterdi.
20 cm altta kalan rögar kapaklarından tutunda, çizgi çizgi ve kot farkına bakılmaksızın yapılan yamalar hem estetik hem de araçlar için son derece sıkıntılı, mağduriyet verici ve nahoş…
Firma mı, işi yapan yüklenici mi, yoksa denetimden sorumlu olan kişiler ya da kurumlar mı bilemiyorum ama bu işe bir an önce el atılması şart.
Bir de lütfen bu olaya Dolar yükselince “bana ne benim dolarım yok” diye savunma geliştiren zihniyetle yaklaşmayalım lütfen…