O telefon gelir mi?  

Eskişehir siyasetinde tansiyon hayli yüksek.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, tv100'de yayınlanan Taksim Meydanı programında konuştu.
Yayına bağlanan Büyükerşen,  AK Parti-MHP ve İYİ Parti ittifakıyla yerel seçimlere girme önerisinde bulunan İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun parti genel merkezi disiplininden uzak bir yaklaşımda bulunduğunu, acemi bir politikacı örneği sergilediğini söyledi kabaca.
Son Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçiminde alınan oyları referans alan Büyükerşen,  “Eskişehir'i bir süre kimse kaybettiremez. Eskişehir seçmeni çok entelektüel, çok aklı başında, partizanlıktan ve particiliğin kötü örneklerinden de nefret eder” dedi.
Hatipoğlu da yayına bağlandı ve hakkındaki iddiaları reddetti, Yılmaz Büyükerşen’in kente katkı sunabilecek durumda olmadığını savundu.
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu da bir açıklama yaparak Hatipoğlu’nun söz konusu ittifak fikrinin partiyi bağlamayacağını, kendi görüşü olduğunu vurguladı.
Ancak şunu söylemeyi de ihmal etmedi Zorlu:
"…İYİ Parti'yi kıskaç siyaseti içinde tutmaya çalışan bir anlayışı görüyoruz. Bunu kabul etmiyoruz. Bu kıskacı yaracağız ve İYİ Parti'yi ilk olarak yaklaşan yerel seçimlerde sonra da genel seçimlerde milletimizin yüzünü döndüğü yegane parti haline getireceğiz."
Buradan da anlaşılacağı üzere İYİ Parti yerel seçimler öncesi CHP ile yapacağı ittifak için el yükseltiyor.
Pazarlık masasından kazançlı çıkmak istiyor.
Daha önce de bu satırlarda yer verdim. İYİ Parti’nin “şurada kazanabilir” denilecek ne bir il ne de büyükşehir var.
Buna karşın İYİ Parti ve CHP iş birliğiyle kazanılabilecek çok il ve büyükşehir mevcut.
Dolayısıyla İYİ Parti yönetimi şunu çok iyi biliyor, “Biz belki belediye kazanamayız ama kaybettirebiliriz. CHP ittifak masasına bunu görerek oturmalı.”
Eskişehir’de Hatipoğlu’nun bana göre yaptığı da buydu.
Bir adım öteye gidip genel başkanının izni olursa büyükşehir belediye başkan adayı olabileceğini de söyledi.
Ancak önceki günkü TV100 programında testi kırıldı.
İttifak masası Eskişehir’de nasıl kurulur, Büyükerşen-Hatipoğlu ayrılığı nasıl giderilir?
Bunun pek mümkün olacağını düşünmüyorum.
Gazeteci Hakkı Sağlam, milletvekilliği seçiminden önce 4 Mayıs’ta ES TV’de programımıza konuk olan Nebi Hatipoğlu’na, “Tarihe kayıt düşmek için soruyorum: 14 Mayıs akşamı diyelim ki AK Parti iktidara devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden seçildi. İYİ Parti muhalefette kaldı. Sizin gibi gerçekten güçlü bir sanayicinin de siyasette aktif olması ve muhalefette yer alması belki bazı sıkıntılar çıkarabilir. Böyle bir durumda AK Parti’ye geçer misiniz?” sorusunu yöneltti.
Hatipoğlu, şu cevabı verdi:
“İlerisi için bir şey söylemek mümkün değil. Ama bugün için şunu söylüyorum... Ben şunu da kabul etmiyorum. Ben İYİ Parti’liyim, biz 60 milletvekili çıkardık diyelim ve iktidar değiliz. İktidar ortağı da değiliz. AKP hükümet. Biz AKP’li değiliz diye, başka bir memleketin insanı mıyız? Biz AKP’li olmayabiliriz ancak biz Eskişehir’in menfaatleri için bir şey isteyeceğiz. Kendi cebimiz için istemeyeceğiz ki.
Şuna inanmıyorum. ‘Biz AKP’li değiliz, bize para gelmiyor.’ ‘Bize yardım etmiyorlar.’ Yok böyle bir şey. İktidar başka partide de olsa biz Eskişehir’in ihtiyaçlarını gidereceğiz. Şahsi ilişkilerimizi kullanacağız, kapıları aşındıracağız, onları ikna edeceğiz. Eskişehir’in gerekli yatırımlarını yaptırtacağız. Ancak tabi iktidar da şunu bekler. Bir İYİ Parti’li olarak, bana hizmet eden bir iktidarın bakanı veya herhangi bir bireyi olduğunda, ben buraya getirdiğinde, onun da elini kaldırırım ve hakkını teslim ederim.
Buradaki ana konu şu: Bizim şu anki Eskişehir’in 20 yıldır problemi de bu. ‘Biz iktidar ile belediye aynı partiden olmadığı için bu işleri kıvıramıyoruz.’ Bizim belediyelerimiz de hocamız da veya bu partideki arkadaşlar da oradan gelen bir yardımı, yapanın elini kaldırıyor mu? Kaldırmıyor bana göre.
İYİ Parti muhalefette kalırsa dahi… Hayır tabii ki geçmem AKP’ye, ne işim var.
Türkiye’de iki tip siyasetçi var. Bir siyaseti iş olarak yapanlar bir de hizmet olarak yapanlar. Biz hizmet olarak yapacağız. Memleketime hizmet etmek için siyasete giriyorum.  Ben İYİ Parti’deyim İYİ Parti olarak devam edeceğiz. Ama ileride ne olur bilinmez. Ben AK Parti’ye geçmem tabi ama bizim partimiz başka bir partiyle koalisyon yapar… Ama o benim işim değil. Partinin ilgili kurullarıyla ilgili. Ben şahıs olarak bindiğim araçtan inmem.”
Gelelim köşe yazımızın ana konusuna, yani başlıktaki soruya…
O telefonu edecek kişiden kasıt, tabii ki Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan…
Eskişehir’de bir iş adamı yahut sanayici siyasete girmek istediğinde veya belediye başkanı olmak istediğinde…
Erdoğan’ın bir telefonuyla AK Parti’de siyaset yapmak zorunda kalabilir gibi bir anlayış hakim.
Veya Erdoğan’ın teklifini geri çeviremez diyelim…
Neden?
Çünkü mevcut siyasi iklim buna müsaade ediyor.
O gelen telefona; siyaseten uzak olsa da “hayır” deme şansı olmaz anlayışı egemen.
Yılmaz Büyükerşen, adaylığını açıkladıktan sonra CHP şıklardan elendiği için belediye başkanı olmaya niyetli iş dünyasından kişiler için kazanabilecekleri ikinci en güçlü parti kent için AK Parti kalıyor geriye.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi öncesi bazı siyasi partilerce kentte yaptırılan anketlerden tanınırlığı yüksek en güçlü isim olarak Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler çıkmıştı. Metin Güler, bu tür tekliflere hep mesafeli durdu ve siyasete girmek istemediğini ifade etti.
Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın adı da başta MHP ve İYİ Parti tarafından büyükşehir belediye başkanlığına adaylık için dillendiriliyor.
AK Parti’nin aralıksız 25 yıl kenti yöneten ve yeniden adaylığını açıklayan Büyükerşen’i koltuğundan indirmek için liberal bir isim arayışında olduğunu sağır sultan bile duydu.
Durum böyle olunca…
O telefon gelir mi?
Gelirse kime gelir?
Bekleyip göreceğiz…