Ünlü… iki kelimelik başlığını çok sık kullandı:
“ O kafa!”
Nedir?
“Solcu, at gözlüklü, dünya görüşü istasyonu olmayan tren rayından farksız!..”
***
Bir dinlence tutturduk ya…
Neler yaşadık neler!..
“Kadınla erkek eşit olamaz” dedi, sadece iki ayda 26 kadın katledildi…
Öğretmen öğrencilerine...
"Başını açana tecavüz mubah" dedi...
Şafak Sezer haykırdı:
"Popo kılıyım!"
Yavuz Bingöl, erkek gibi konuştu:
"Mini etek giyersen, tacize uğrayınca bas bas bağırmayacaksın.."
Rıza Sarraf ders verdi:
"Dedemin nahihatıdır, orospuyla memurun bahşişini önceden vereceksin..."
Yetmedi, yetkilisi açıkladı:
"Kadavraya don giydiriyorlar..."
***
Dr. Necdet Özsel anlatmıştı...
1960’ların başında ve Tıp Fakültesi'nde kadavra dersi...
Tam yerinde, bir erkek öğrenci kadavra penisi kızların arasına fırlatıyor...
Öğrenci kızlardan biri kucağına gelen kadavrayı alıyor ve gülerek sesleniyor:
"Erkeksen dirisini yolla!.."
***
Nereden nereye gelmiş ülke...
"Yeni Türkiye dedikleri bu galiba!"
Cumhuriyeti kurtarmak isterken, nelerle savaşıyor yurdumun insanı...
Düne kadar, "Kadının adı yok" denirdi...
Ya bugün?
"Kadının kendi yok!"
Ama gün gelecek...
Kadavraya değil, giyecek yerini kendi bulacak don...
"O kafa’ya!..”
Bir tarih çınarını yitirdik
Yılların "eskitemediği" değil, hala "yenilediği" bir insandı...
"Necip Abdülhayaoğlu..."
1960’ların sonlarına doğru Eskişehir'e gelmiş ve Akademi’den mezun olmuş...
Öyle bir öğrencilik dönemi yaşamış ki, Akademi ondan sorulurmuş...
Öğrenci lideri...
Haksızlığa, hukuksuzluğa hep karşı çıkmış biri...
Kendisi anlatmıştı...
Anayasa Mahkemesi eski Başkanı "Haşim Kılıç" da Eskişehir'de öğrenci...
Bir gün ütü odası mı, yemekhanenin yanında mescit istemi mi, bir tartışma çıkmış aralarında... Haşim kılıç’ı bir güzel benzetmiş Necip abi…
Hani "En iyi dostluk kavgayla başlar" derler ya..
Sonrasında da can ciğer olmuşlar...
Okuldan sonra memleketi Hatay'a dönmemiş Abdülhayaoğlu...
İşadamı olmuş...
Eskişehir'e malolmuş...
Bir "Robin Hood" ya da bir "Pardayan" gibi hep yoksulun yanında yer almış...
Onlar için koşup çabalamış...
Adalar'daki "Irmak Cafe"sinde yıllardır oturup kalktık birlikte...
Can dostu gibiydik...
15 Mart'ta yitirdik bu koca insanı...
Bir tarih çınarıydı...
Bir açılıp saçılsa, bir içini dökseydi o çınar...
"Madolyonun diğer yüzünü görürdük Eskişehir'de.."
Rahat uyu Necip abi...
Günün şiiri
Özlem saatleri
Akşamla güneşin çizgisinde denizin
Güneşin sulara değdiği an
Geçsin hep aynı dilek ikimizin
İçinden sonsuzluğa kanayan
Vursun sessizce köpüklerin sesi
Çırpınan yüreğimizin duvarlarına
Ve gözlerimizin uzak gülmesi
Taşısın o özlemi gene yarına
Bir tutku ki bizi düşlerden
Kanımız gibi sıcacık sarsın
Bak dinmeyen bu akşamla sen
Olmayınca daha çok varsın...
Cevdet Atmaca (Varlık-1958)
Kabataş yalanı
Kabataş yalan rüzgarı hız kesmeden devam ediyor... Aklımıza Nazi propaganda makinesi "Goebbels"in ilkeleri geliyor. Örneğin:
-Söylediğiniz yalan ne kadar büyükse o kadar etkili olur.
"Halk büyük yalanlara, küçük yalanlardan daha çok inanır."
- Herhangi bir konuda hatalı olduğunuzu asla kabul etmeyeceksiniz.
"Suçu asla kabul etmeyecek ve üstlenmeyeceksiniz.
- Yalanlarınızdan asla geri adım atmayacak, onları sürekli tekrar edeceksiniz.
“Kendinizi hiçbir zaman savunma durumuna düşürmeyeceksiniz."
-Hep saldıracak, karşı tarafı savunmada bırakacaksınız.
"Sizin asıl hedefiniz okumamış kitlelerdir."
Günün balı
Benden nefret edenlerden nefret edecek vaktim yok. Çünkü ben, bana değer verenleri sevmekle meşgulüm...
Gabriel Garda Marquez
Gerilim
Her gün onlarca polis gözaltına alınıyor!
Ama 640 gün önce Berkin’i vuran polisten haber yok!
Günün Sorusu
Bugün Erdoğan'ın kendinden başka sorumlu olduğu ve sorumlu tutulduğu bir tek isim var mı Türkiye’de?
Demek ki bizim "demokratörlük"te, "törlük" baskın!
Nilgün Cerrahoğlu
Kıssadan
Herkesin "Brütüs"ü kendine...
Erdoğan’ınki ise çok şükür daha yaş iken, pardon fidanken esildi ve ihanet çok şükür diketen döndü...
Ahmet Tan
Günün İncisi
Gülmeyin, belki de gülünecek durumdasınız
Günün sözü
Merhametsiz adalet, en büyük faciadır..
Hanri Benazus
Asıl kışın çalışıyoruz
Kadının köpeği tatil kasabasında yazlığın "bahçesinde bulduğu bir kirpi ile boğuşmuş.
Köpeğin burnuna, yüzüne batan kirpinin dikenlerini temizletmek için oradaki veterinere gitmişler. Veteriner, dikenleri cımbızla temizlemiş ve kadından 50 lira istemiş.
"Neee?" diye bağırmış kadın:
"Çok pahalı bu... Yazlıkçıları kazıklayın bakalım. Kışın boş yatıyorsunuz, yazın acısını bizden çıkarıyorsunuz..."
Veteriner "Olur mu hanımefendi" demiş:
"Biz asıl kışın çalışıyoruz..."
Kadın, "Kimseler yokken ne yapıyorsunuz?" diye sorunca da yanıtını vermiş:
"Hepimiz kirpi besliyoruz..."
Temel ve hoca
Mahallenin imamı uyarmış:
"Bak Temel, duyduğuma göre domuz eti yiyormuşsun. Bu büyük bir günah. Zina etmekle
aynı şey..."
Temel, "İşte burada yanılıyorsun hocam" demiş:
"İkisini de denedim, mukayese bile edilmez!"
Ateş düştüğü yeri yakar!
İnsan yaşamının çizgisi kolay kolay değişmez bir olgudur...
“14 Mart Tıp Bayramı... “
Ve de iki doktorun biricik kızları hiç akla gelmeyecek biçimde aramızdan ayrılıyor...
Köpekler mi?
Tartışması hala sürüp gidiyor...
Ama bir gerçek var ki, "Erinç Pütün" yok artık...
Sevgili dostum babası "Reyhan Pütün" ve eşine başsağlığı diliyorum... Ve de sabır…
Erinç'e de Allah'tan rahmet...
Günün olayı
"İktidarın toplu açılışlarında ne açılıyor?" diye soruluyor!
Bedava gazoz dağıtıldığına gören en çok gazoz kapağı açılıyor diyebiliriz...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Politikacılar tarafından yağmalanan değerlerimizin sadece doğa ve yeşil değil, masumiyetimiz olduğunu da fark ettim...
Emre Kongar
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...