Türkiye Büyük Millet Meclisi, siyasi parti liderlerince belirlenip, yurttaşın oylarıyla seçmesi istenen kişilerden oluşuyor bildiğiniz gibi. Bazı partiler milletvekili adaylarını delegelerine sorup belirliyor, bazıları danışıp yapıyor, bazıları ise buna yanaşmıyor bile.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, siyasi parti liderlerince belirlenip, yurttaşın oylarıyla seçmesi istenen kişilerden oluşuyor bildiğiniz gibi.
Bazı partiler milletvekili adaylarını delegelerine sorup belirliyor, bazıları danışıp yapıyor, bazıları ise buna yanaşmıyor bile.
Tamamen siyasi partinin tutumuyla ilgili bir durum.
Ama, fakat, lakin...
Gelin görün ki devleti devlet yapan, mevki makam yaratan, tercihleriyle siyasi partileri getirmesini bildiği gibi götürmesini de bilen yurttaşın derdi, tasasıyla seçimden seçime alakadar olunuyor.
Yurttaşın sorunu, siyasi partiden siyasi partiye göre değişiyor kuşkusuz.
Emekliye yüzde 25 zam yapıp, üç kuruş maaşa talim ettiren iktidar, yanlış ekonomi politikalarıyla oluşturduğu yüksek enflasyonu yaşam biçimi haline getirdi getirmesine ama bunu bir türlü üstlenmiyor.
Bırakın sorumluluğu üstlenmeyi, bu sorunların görüşülmesi ve çözüm önerilerinin konuşulması için muhalefet partilerinin olağanüstü toplantıya çağırdığı Meclis'te verilen önergeler, Cumhur İttifakı'nı oluşturan AK Parti ve MHP'nin vekillerince reddediliyor.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in ifadesiyle, "Muhalefet fahiş zam ve vergiler için Meclis’i topladı, AKP görüşmeyi reddetti. CHP’nin ‘Meclis tatil yapmadan çalışsın’ teklifi de AKP ve MHP oylarıyla reddedildi."
Muhalefet cephesinden olaya baktığımızda bu yapılan tam bir işgüzarlık.
Sebep oldukları zamların konuşulmasını dahi istemeyen AK Parti ve MHP ittifakı, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğazın sorumlusu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Yanlış yoldayız, dünyadaki 197 ülkenin hiçbirinde böyle bir iktisat teorisi uygulanmıyor" diyemediği için 85 milyon olarak kaybediyoruz.
Bu satırları yazarken Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan TV canlı yayınında, "Enflasyon kısa vadede yükseliş gösterecek ama aldığımız önlemlerin etkileri Haziran 2024 gibi görülmeye başlayacak. Bu yıl sonunda enflasyon tahminimiz yüzde 58" diyordu...
Ama şunu diyemiyor Gaye Erkan, "Biz politika faizini TÜİK'in açıkladığı (baskılanmış) enflasyon kadar yani yüzde 38'e çıkaramıyoruz. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan bize izin vermiyor. Çıkaramadığımız için dövize olan ilgi azalmıyor, iç talebi dengeleyemiyor, sağlıklı büyümeyi gerçekleştiremiyoruz. 60 milyar dolarlık cari açık ve dolayısıyla enflasyon da düşmüyor."
Bu notu düştükten sonra CHP Milletvekili Çakırözer'in gözünden, Meclis'te yaşananlara bakmakta fayda var.
TBMM Genel Kurulu, CHP'nin bazı vergilerdeki artışlarla ilgili genel görüşme yapılmasına ilişkin önerisini müzakere etmek üzere olağanüstü toplandı.
TBMM’de önce elektronik sistem üzerinden yoklama yapılırken, AK Parti milletvekilleri yoklama sırasında Genel Kurul’a girmedi. Elektronik sistem üzerinden yapılan yoklamanın ardından, CHP ve diğer muhalefet partisi milletvekillerinin oylarıyla toplantı yeter sayısı sağlanarak Genel Kurul açıldı. AK Parti milletvekilleri daha sonra TBMM Genel Kurulu’na girdi. CHP’nin zamlar ve vergi artışlarının görüşülmesine ilişkin verdiği genel görüşme önergesi AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.
CHP çağrısı üzerinde açılan Genel Kurul’da 6 siyasi partinin Grup Başkanları ve Grup Başkanvekilleri 20’şer dakika konuşma yaptı. Ardından CHP, Meclis’in tatil yapılmadan çalışmasını istedi. Meclis’in tatil yapmadan çalışması için verilen önerge de AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.
TBMM 1 Ekim’e kadar tatile girdi.
"Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz milyonlarca yurttaşımızın sesi olmaya devam edeceğiz! Emeklinin, emekçinin, çiftçinin, esnafın, memurun, öğrencinin hakkı hukuku için mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Çakırözer'in bu kararlılığını takdir ettikten sonra...
Bu satıra kadar sabırla okuma zahmetine katlanan değerli yurttaş sana bir önerim olacak.
Eğer, devam eden bir yoksulluk yaşıyor, zamlardan şikayet ediyorsan, üniversiteyi kazanan çocuğunu başka şehirde okutmaya ekonomik koşulların izin vermiyorsa, işe giderken yol parasını düşünüyor, öğün atlayarak yaşamak zorunda kalıyorsan...
Bunun bir sorumlusu, nedeni olmalı...
Sorumlu ve neden belli olduğu halde ülkede aynı olaylar yaşanıp farklı bir gelişme olmuyorsa eğer...
Ülkece niye kaybettiğimiz ortada demektir!
Sizce de öyle değil mi canım kardeşim?..