Nerede bu CHP?

Önder Baloğlu yazdı

29 Mayıs 2015 00:14
A
a
Sütiş Eskişehir
Eskiden partilerin seçim çalışmaları için ...

Kahve toplantıları "mini-miting" gibi olurdu...

Ama nasıl?

Örneğin, Emek Mahallesi'nde sağ partinin adayı, "Adı güzel Kahvesi"nde konuşacak...

Kahve tıklım tıklım dolar...

Aday konuşur saatlerce, alkışlar alkışlar...

Kimse düşünmez ki..

"Yahu hu insanlar zaten aynı adayın partisine oy verecek..."

Bir karşıtını da Yıldıztepe’de düşünün...

Sol partinin adayı konuşur kahvede ve yine alkışlar alkışlar...

"Oylar zaten aynı partiye!...”

***

7 Haziran seçimlerine artık çok az bir zaman kala, bunun bir başka örneğini görüyoruz

Ve de ne yazık ki, özellikle CHP’de...

Yıllarını CHP'ye vermiş eski İl Başkanı "İsmet Süder" ne güzel yorumlamış:

"Mustafa Balbay, Ayşenür Arslan, Atilla Sertel'i getirip, partinin dinamik güçlerini başlayarak tatil gününü heba etmek hangi parlak zekalının ününüdür?"

Keza "İlber Ortaylı'nın zamanı mı?"

Doğru söylüyor İsmet abi...

Bunların, o sözünü ettiğimiz kahve toplantılarından ne farkı var?

Üstelik, dinamik güçleri bağlayarak, onların seçim çalışmalarını engelliyorsunuz?

***

Bir arkadaşımız sordu:

"Eskişehir'de CHP örgütü var mı?"

Devam etti:

"İl ve ilçe örgütleri, Kadın kolları, Gençlik örgütü var mı?"

Ve noktayı koydu:

"Varsa, ne yaptıklarını bilen var mı?"

Yanıt verin... Gidin Adalar’a bir çay bahçesinde oturun...

" Sol örgütler, Vatan Partisi, TKP yıkıyor ortalığı... Sloganlar, müzikler ardı ardına..."

Ya CHP?

“Kahvede, ver papazı al kızı!”

 

Boş vermiş bir kukladır hoşgörün!

Eskiler hümanistlere ayrı gözle bakarlardı...

İnsan sevgisini her şeyin üstünde tutmanın anlamı da huydu...

Günümüzde ise "hoşgörülü" olmaya haşladık.

Özellikle medyanın ve ikinci cumhuriyetçilerin gösterdiği çaba çoğumuzun içine yerleştirdi hu olguyu...

Öylesine girdi ki..

Neredeyse "hoşgörülür" olmayı bile aştık..

“Boş vermeye başladık!.."

***

Bu satırları "Boş vermiş bir kukla" başlıklı bir yazıyla 1997’de dile getirmiştik...

Geçen gün Hürriyet'te "Bir toplum niye mutsuzlukta ve esarette ısrar eder ki?" başlıklı bir yazıdan esinlenip, anımsadık...

Beğeni ile izlediğimiz "Melis Alphan"a aitti yazı...

"Hoşgörü sözcüğünü hiç sevmem, lütfetmektir çünkü" diyor ve şöyle devam ediyor

- Kendini üstün görmek ve altta olduğunu düşündüklerine, gerçekte tahammül edemediklerine müsamaha göstermektir. Kim ne hakla kime müsamaha gösterebilir? Hoşgörü eşitlik barındırmaz.

"Ötekileştirmenin yolu da aslında hoşgörü taşlarıyla döşelidir..."

Böyle sürüp giden pazısında çok haklıydı Melis Hanım... Bu günlere de böyle gelmedik mi?

Bu satırların yazarı da, aynı konuyu dile getirirken, bırakın "hoşgörülü" olmayı, "boşvermeye" bile başladık diyor...

Hem de yıllar önce...

Ve de noktasını koyuyor:

"Akılsız hümanistlik hoşgörülülük aptallığını doğurur."

O da..

"Boşvermiş bir kuklayı!.."

 

“Temsil edilmek haklarıdır”

Bir ülkede iktidar partisinin genel merkezinde Genel Başkan "Unutmayın beyler" demiş:

"Aday listelerine Zülfikar Bey'le, Hayrullah Bey'i de koyacağız...

Not alın, zamanı gelince bana hatırlatın. Adil davranmamız lazım..."

Biraz sessizlikten sonra parti kurmaylarından biri itiraz edecek olmuş:

"Aman efendim, onlar aptalın tekidirler..."

Genel Başkan, bilgiç bir tavırla "Biliyorum" demiş:

"Ama biz adaletin temsilcisi bir partiyiz. Demokrasiye inanırız. Ülkemizde o kadar çok aptal var ki, onların da Meclis'te temsil edilmek haklarıdır..."

 

Temel hastanede

"Çok hastayım doktor, vücudumun neresine dokunsam fena halde canım yanıyor!"

Doktor, iyice muayene ettikten sonra "bir şeyin yok" demiş. Temel vücudunu bir daha yoklamış:

"Olur mu doktor, nereye dokunsam çok acıyor..."

"Haklısın" demiş doktor:

"Senin parmağın kırık!.."

 

Gerilim

Dağlarını, ovalarını, göllerini, limanlarını, koylarını satan bir iktidar var...

“Unutmayın ve ona göre oyverin...”

Hükmet Çetinkaya

 

Cuk

Büyük otçuların geleceği tehlikedeymiş!..

"Ben hayatta sebze yemem zaten!"

 

Günün Sözü

Hep batıya gidersen..

Kekliği "DÜZ OVADA" avlayamazsın hemşo!

 

Günün Balı

Galatasaray, Gençlerbirliği maçındaki iki "alışılmadık" (!) hata ile rakip takımların yönetici ve taraftarları nezdinde "lekelenmiş" bir şampiyonluğa ulaştı...

Coşkun Kartal

 

Özdeyiş

İnsanın görünmeyen iç mabedinde yaptığı dua, en güçlü duadır...

Hanri Benazus

 

Günün İncisi

Etraf yalaka dolu, kıç öpmek ayıp değil.. Aman beyzadelere lâf etme, haddini bil!

Rahmi Turan

 

Cihangir yine cengâver!

Seçim olur da, "Cengâver Cihangir" eksik kalır mı hiç?

Meydanı, mitingi yok ama kapı kapı gezip broşür dağıtıyor...

''Cihangir Erpekli yıllardır "Saadettin Tantan"ın Genel Başkanlığını yaptığı "Yurt Partisi"nin Eskişehir İl Başkanı...

Seçim bürosu açar, koşar eder durur... "

Yurt Partisi, Milli bir partidir" diyor Cihangir:

"Ülkemizin her alanda kuşatıldığı, yalnızlaştığı, Orta Doğu bataklığına çekildiği, ekonomisi iflas noktasına getirildiği, vatandaşlarının gelecek umudunun kalmadığı bir ortamda yalnızca Yurt Partisi, bütün bu sorunların çözümünü bulabilecek programa, bilgiye, birikime ve cesarete sahiptir..."

Bu inançla yoluna devam ediyor Cihangir...

"Başarılar diliyoruz Cengâver'e..."

 

Günün Olayı

Mesai saatlerinde iktidarın mitinglerine katılmayan memurlara yasal işlem yapılıyormuş!

Memur yasa zoruyla yasa dışı eyleme zorlanıyor demek...

Selin Karanfil

 

Günün Biberi    

Şu "çerez" sözcüğü daha çok konuşulacak,

 

Liberal Demokrat Parti öneriyor: İlk yerli otomobilin markası "MERÇEREZ" olsun...

Cem Döker

 

İsmail'in yanlışı!

"Ahmet Ataç"tan mesajı alınca, pek çok Eskişehirli gibi "biz de izledik "Çalar Saat"i...

Bir Eskişehirli:

"Biçim Eskişehir'deki Atatürk'ümüz de Yılmaz Büyükerşen'dir" derken İsmail Küçükkaya hemen atıldı: "Abartmayın, o kadar da abartmayın!"

Belki haklı ama, bu kadar kaba olmamalıydı! Sonra "Ahmet Ataç"ı gördük... İki dakika bile sürmedi... Biraz ayıp değil mi?

Ve de bir kadın Eskişehirli dedi ki: "Alaturka tuvaletler istiyoruz..."

Haydi buyurun...

Eskişehir gibi bir kentte istenene bakın' Valiler "altından" yaptırırken, Eskişehirli kadın alaturkasını istiyor! Hiç yakışmadı'...

"O kadar da abartmayın" derken..

Sana da İsmail!..

Burası Eskişehir...

 

Günün şiiri

Yontulan zaman

Davulun göbeğinde vur

Davulun göbeğine vuruyor

Yarınlar tokmaklarını

Ağaçlar sabaha çiçek açıyor

Bir fesleyen sessizliğinde

Büyüyor sevinçler

Zaman usulca kınından sıyrılan bıçak

Başlarken mavi türküler

Artık bir "harmandalı"dır yaşamak...

Hüseyin Çapkın (Varlık-1976)

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi