Eskişehirspor zorlu Edirne deplasmanından 3 puanla dönmeyi başardı. Kümede kalma mücadelesi veriyoruz
Eskişehirspor zorlu Edirne deplasmanından 3 puanla dönmeyi başardı. Kümede kalma mücadelesi veriyoruz. Elbette her maçtan alacağımız puanların önemi büyük. Ancak bizim asıl rakiplerimiz, tıpkı bizim gibi kümede kalmaya çalışan takımlar. Yoksa bir hafta önce maç yaptığımız Karaköprü de bir hafta sonra maç yapacağımız Karşıyaka da bizim gerçek rakiplerimiz değil.
Eğer Edirne maçını kaybetseydik, şu anda rakibimizle aramızda 8 puanlık fark olacaktı. Elde ettiğimiz galibiyetle aramızda sadece 2 puan fark kaldı. Yani nefesimiz artık rakibimizin ensesinde. Sadece 4 puan farkı kapatarak, küme düşme potasından çıkabiliriz.
Tabii olayın bir de psikolojik yönü var. Yıllardır mücadele ettiğimiz liglerin dibine demir atmış durumdaydık. Artık ligimizin sonuncusu değiliz. Normal şartlar altında sondan ikinci olsak üzülürdük. Ancak o kadar uzun süredir en dipte sürünüyoruz ki, sondan ikinci olmak bile moral veriyor.
İnşallah mücadelemizi sürdüreceğiz ve şeytanın bacağını kırıp, bu sene küme düşmeyeceğiz. İşimiz kolay olmayacak ama ben bu işin olacağına inanıyorum.
Eski usul tarım kurtuluşumuz
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in elleriyle toprağa serptiği Anadolu’nun en eski tohumlarından olan karakılçık buğdayı ve sazlık çavdarı tohumları çimlenerek kuru tarım umudunu yeniden yeşertti.
Türk tarımı uzun süredir sertifikalı tohum kıskacında. Öncelikle sertifikalı veya genetiği değiştirilmiş her ürünün kötü bir şey olmadığını belirtelim. Ayrıca “Orijinal tohum” diye bir şey de yok. Elimizdeki bütün sebzelerin, tahılların ve meyvelerin genetiği 10 binlerce yıl içinde değişmiştir.
Ancak ata tohumları laboratuvarda kısa sürede değiştirilen ürünlerden değil. Ata tohumlarının özelliği her türlü kuraklığa ve salgınlara karşı doğal bir dayanıklılıklarının olması. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda karşılaşacağımız kuraklığa karşı da doğal olarak dayanıklılar.
Eldeki bütün veriler ciddi bir iklim değişikliğiyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Ani kuraklıklar sadece ürün kaybına değil, pek çok çiftçinin iflas etmesine de neden olabilir. Dolayısıyla eski usul; yani tohumluk ayırıp, tarım ilacına ihtiyaç duymayan kuru tarıma yönelmemiz lazım. Böylece hem çiftçimiz bankalara borçlanmadan tarım yapabilir hem de garanti ürün alabiliriz.