Ne güzel şehirsin sen

Dünya üzerindeki hangi ülkelerin ne kadar güvenli olduğunu konu alan bir araştırma düzenlendi. Numbeo verilerinden ve medya yansımalarından derlenen bilgilere göre, Türkiye’nin, 59,62’lik güven endeksiyle Dünya’da 49’uncu sırada yer aldığı görüldü. Peki, ya Eskişehir? Aynı araştırmada ülkelerin en güvenli şehirleri de incelendi. Buna göre Türkiye’nin en güvenli şehrinin yine Eskişehir olduğu görüldü. Eskişehir’den sonra Türkiye’de yer alan diğer güvenli şehirler ise; Bursa, İzmir, Ankara ve İstanbul olarak kaydedildi. Eskişehir’de yaşayanlar olarak, artık bu ve bunun gibi araştırmalar karşısında şaşırmıyoruz. Çünkü araştırma yapmaya bile lüzum yok aslında, zira biz Eskişehir’in ne kadar güvenli ve huzurlu bir şehir olduğunu yaşayarak görüyoruz. 

AK Parti'de ilginç diyalog

AK Parti genişletilmiş Tepebaşı İlçe toplantısında ilginç diyaloglar yaşanmış. İlçe yöneticilerinden biri söz alıp, AK Parti Tepebaşı Belediye Başkan Adayı Hasan Tuç’u hedef göstererek şunları söylemiş: “Hasan Bey daha önce Abdüllatif Şener’in kurduğu Türkiye Partisi’ne geçmişti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde açıklamalarda bulunmuştu. Yılmaz Büyükerşen’in yanında hareket ettiğini söylemişti.” Hasan Tuç ise, Tepebaşı ilçe yöneticisinin bu sözleri üzerine şu yanıtı vermiş: 
“Ben yaptığım hiçbir işten bugüne kadar pişman olmadım, yine pişman değilim. Abdüllatif Şener, Türkiye için hala önemli bir değerdir. Bizim değerli bir büyüğümüzdür. Ve bakın, Cumhurbaşkanımız da gücü yanında toplamak için kendisini eleştirenleri partimize kazandırıyor. Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu bu isimler arasında. Ne var bunda?” Söz konusu toplantıda ilçe yöneticisi ile Tuç arasında geçen diyalog bu şekilde. En azından, AK Parti kulislerinde konuşulanlar bunlar. Seçime iki buçuk ay var, bakalım daha neler duyacağız…

Sakallı'dan üç etkili proje

AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhan Sakallı’nın vaatleri dikkat çekiyor. Son günlerde, peyderpey üç vaat sıraladı Sakallı: Film platosu, Organize Sanayi Bölgesine yatırım ve istihdam, hayvan hastanesi. Sakallı, film platosuna ilişkin şunları söyledi: “Bu plato sinemaseverlerle yerli ve yabancı turistleri bölgeye çekecek. Kurulacak dev plato Eskişehir’e de istihdam sağlayacak. Bu plato Türkiye’nin gururu olacak.” Yatırım ve istihdama ilişkin ise şunları söyledi Sakallı: “Ben Burhan Sakallı olarak söz veriyorum. 5 yıl içerisinde Eskişehir Organize Sanayi Bölgesinde 10 bine yakın gencimize istihdam sağlayacak bir ya da birkaç lokomotif yatırımın yapılmasına öncülük edeceğim.” Sakallı, Hayvanseverleri heyecanlandıran Hayvan Hastanesi projesine ilişkin ise “Türkiye’de birçok büyükşehir belediyesinde yapılan hayvanların ameliyatlarını biz de yapacağız” şeklinde konuştu. Sakallı’nın yukarıda sıraladığım vaatleri etkili vaatler. Seçmen tarafından olumlu karşılanacağını düşünüyorum.

Millet İttifakı dağınık

AK Parti ve MHP, Cumhur ittifakı adaylarını belirledi ve çalışmalara başladı. İki parti arasında ittifakın ruhuna uygun görüntülere şahit oluyoruz. Nezaket ziyaretleri, ortak saha çalışmaları, birbirlerine dönük güzellemeler vesaire… Ya Millet İttifakı? Yani CHP ile İYİ Parti? Şu ana kadarki süreci değerlendirirsek, en hafif ifadeyle çok dağınık olduğunu söyleyebiliriz. Nasıl bir ittifakın olacağı konusunda belirsizlik sürüyor. Dahası iki parti, kamuoyunun gözleri önünde birbirlerine karşı ittifak ruhunu zedeleyen ifadeler kullanıyorlar. Bu durum, hem CHP’nin hem de İYİ Parti’nin üyeleri arasında ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Yine bu durum, Cumhur ittifakına fayda sağlıyor. O nedenle bir an önce Millet İttifakı anlaşmalı, toparlanmalı ve çalışmalarına başlamalı.

Termik ittifakı

Türkiye Çevre Platformu’nun (TÜRÇEP) düzenlediği TÜRÇEP Eskişehir İli Toplantısı yapıldı. 3 gün süren toplantıda çevre sorunları, çözüm önerileri, yenilenebilir enerji, teşvik ve destekler konunun uzmanları tarafından tartışıldı. Özellikle Eskişehir’e kurulması planlanan kömürlü termik santral meselesi masaya yatırıldı. Toplantıya katılanlar arasında MHP Eskişehir Milletvekili Nurullah Sazak da vardı. Cumhur ittifakının en önemli partisinin vekili olan Sazak, termik santrale karşı olduğunu ve bilim insanları tarafından konunun detaylı şekilde araştırılması gerektiğini söyledi. Buradan da görülüyor ki AK Parti’yle MHP’nin ayrıştığı tek mesele, santral meselesi. Diğer taraftan İYİ Parti İl Başkanı Ramis Tunca, partisinin Pazar toplantısında şunu söyledi: “Termik Santral konusunda AKP’li Belediye Başkan Adaylarının görüşlerini de kamuoyu ile paylaşmalarını istiyoruz.” Tunca doğru bir çıkış yapmış. O halde, CHP, MHP ve İYİ Parti arasında ciddi bir termik ittifakı olduğunu söyleyebiliriz. Bu ittifaka AK Partili belediye başkan adayları ve milletvekilleri de katılmalı!

Kaan Ay ve Mustafa Topkaya

Eskişehirspor’un merakla beklenen kongresi sona erdi. Birlik beraberlik havasında geçen kongrede iki aday yarıştı. Birisi iş insanı Kaan Ay, diğer ise Avukat Mustafa Topkaya. Her ikisi de genç, yaptığı işlerde başarılı, yönetim kabiliyeti olan Eskişehirspor sevdalısı isimler. Kongre sonucunda Kaan Ay 220, Mustafa Tokaya ise 175 oy aldı ve Ay, takımımızın yeni başkanı olarak seçildi. Hayırlı uğurlu olsun. Tabi bu noktada şunu söylemek istiyorum: Aday olan her iki isim de Eskişehirspor’un kurtuluşu 
ve başarısı için aday oldu. Yani kim seçilirse seçilsin, Eskişehirspor için çaba harcayacaktı. Kaldı ki Mustafa Topkaya ve kulübün eski yöneticilerinden Özgür Fetih Demirdaş, kongreden hemen sonra transfer tahtasının açılabilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını, kalan dört imza için devreye gireceklerini kaydettiler. İşte Eskişehirspor ruhu bu, birlik beraberlik örneği böyle olur. Tebrikler Kaan Ay, teşekkürler Mustafa Topkaya. El birliğiyle, takımımızı kurtaracağınıza inanıyoruz. 

Büyükerşen CHP için şanstır

CHP Ankara Milletvekili Nihat Yeşil, bir dizi temasta bulunmak üzere Eskişehir’e geldi. Temasları sırasında Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i de ziyaret eden Yeşil, Büyükerşen’e, CHP’nin parlayan yıldığı olduğunu ifade etti. Yeşil şunları söyledi: “Siz bizim parlayan ışığımızsınız, yıldızımızsınız. Bu ışığı Eskişehir’e ve tüm Türkiye’ye yayabilmeliyiz. O yıldızımızı daha da çoğaltıp sınırları
mızı aşmalıyız.” Nihat Yeşil çok doğru bir şey söylemiş. Ben bu ifadeleri aynı zamanda partisine ciddi bir eleştiri olarak kabul ediyorum. Evet, Yılmaz Büyükerşen CHP için bir şanstır. Ancak CHP gibi köklü bir partiden, Yılmaz Büyükerşen gibi nice isimlerin çıkmaması, sorgulanması gereken bir gerçektir. Ancak CHP’nin bu sorun üzerinde durduğunu hiç sanmıyorum.

Kurt ve Doğan'ın hamleleri

 Odunpazarı Belediye Başkanı CHP’li Kazım Kurt Bayburtlular Derneğini ziyaret etti. Ziyareti sırasında Halk Market ile ilgili yaptığı konuşmanın bir bölümünde şunları söyledi: “Bu projede Peygamberimizin ‘Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli’ hadisini örnek aldık.” AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Volkan Doğan ise şu 
sıralar yaptığı ziyaretlerin çoğunda Atatürk portresi hediye ediyor. Hem Kurt, hem Doğan, oy toplaması güç olan seçmene mesaj verme gayreti içerisine giriyor. Kurt muhafazakar kitleye, Doğan ise sosyal demokrat seçmene dönük hareketler yapıyor. Tutar mı, onu bilmiyorum, 31 Mart gecesi göreceğiz. Ne diyelim? Eyyy politika, sen nelere kadirsin! 

FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA

Büyükşehir Bld. Bşk. Yılmaz Büyükerşen: Seni Çifteler’e aday yapmadılar, gittiler MHP’ye verdiler güzelim ilçeyi, sana çok ayıp ettiler Metin.
CHP İl Başkanı Abdülkadir Adar: Hocam Metin Bey’in çiftelerde 300 tane şahsi oyu varmış.
Çifteler Belediye Başkanı Metin Özen: Daha fazla, ben yapacağımı bilirim Hocam…

BİR TWEET

METİN NURULLAH SAZAK
Türkiye Çevre Dernekleri Platformu’nun Eskişehir’de gerçekleştirdiği toplantıdaydık. Kentsel yaşamın ön planda ve sanayinin şart olduğu günümüzde, çevre kirliliğiyle mücadelenin zorluklarından ve vazgeçilmez önceliğinden bahsettik

DÜNYA İNSANLARI

Fotoğraf: Stefan Passe
İlk olarak National Geographic’in 1913’teki sayısında basılan bu fotoğraf, Moğol bir kadının işlediği suçtan dolayı açlıktan ölmeye mahkum edildiğini anlatıyor. 

KARİKATÜR

Karikatür: Bernard Bouton

AFİŞ

MUKADDES VAZİFE

Dram türünde olan Alman filmi, Truva filmiyle de bir hayli ses getiren yönetmen Wolfgang Petersen’in 1981 yapımı epik savaş filmi. Film, İkinci Dünya Savaşı’nın en çetin dönemlerinden birinde yaşanan savaş dramını konu alıyor. Özel bir operasyon dahilinde İngiliz savunmasını yok etmeye giden bir Alman denizaltısı, hedefine yaklaştığı sırada beklenmedik bir İngiliz atağıyla kapana kısılır. Bir yandan bu zor durumdan kurtulmaya çalışan mürettebat kendilerini savaş ve insan kavramını sıkça sorguladıkları bir can pazarı içerisinde bulurlar. Savaş halindeki askerlerin psikolojilerine yoğunlaşıldığı film, bu insani yönüyle diğer savaş temalı filmlerden ayrılmıştır.