Aslında sevgili Şinasi Kula’nın dediği ya da ironi yaptığı yazısında ki gibi CHP’ye takmış değiliz, bu kadar sık, bu kadar üst üste yazıyor olmamız havanda su dövmeye benzese de, Eleştirinin gerçek anlamında algılanmasını sağlamaya çalışmak. Ancak her şeye rağmen CHP’de ciddi bir kesim “savaşacağız” derken, bir kısım “kazanacağız” derken herkes tümden kaybedilenleri görmemekte ısrarcı sanırım.
Şimdi altı üstü bir ilçe yönetimi seçimi neden bu kadar ölüm kalım savaşı haline geliyor diye yakınmada bulunsanız, birileri çıkar; “CHP’yi küçümseyemezsin, CHP’de örgüt ciddi bir iştir delege seçiminden, ilçe kongrelerine kadar tüm seçimler büyüktür, anlamlıdır, sosyal demokrasinin göstergesidir” diyerek sizi kınar.
Ancak “partimiz sosyal demokrasinin gereğini yapar, bir tek CHP’de çok adaylı yani demokratik seçimler vardır” diye savunanlar elini vicdanlarına koyup yaşananlara detaylı bir gözle baksınlar lütfen. Kusura bakmasınlar ama sürekli eleştirilen ve tek adaylı diye biat kültürü denilen AKP’nin kongrelerinden ayrılan, gerçekten sosyal demokrat bir yapı görüyorsanız, etik ve adil değerleri partiyle örtüşen bir kongre görüyorsanız kusura bakmayın yanılmışım. Ama ben bakınca göremiyorum, yani kusura bakın bir zahmet.
“Anlaşılamayan bir başka etken ise bu kadar mücadelenin, delege savaşlarıyla başlayan ve parti içinde ötekileştirmeye neden olan bu savaşın sağlayacağı avantajlarına inanıyor olmak.”
Kaç seçimdir tabandaki herkes arzu etmesine rağmen bir ön seçimi bile Eskişehir’de uygulatamayan, istedikleri isimleri aday gösterebilmeyi başaramadığı gibi istemediği isimlerin arkasında durmak zorunda kalan, atama yönetimlerde bile 6 ay muvaffak olamayan, yerel yönetimler üzerinde tek satır etkisi olmayan örgüt gerçeğini önümüze koyalım. Şimdi seçilen ve seçilecek İl ve ilçe yönetimlerinin, hem de şimdiden 2019 pozisyonlarını kurgulayabileceğine inanmak biraz boş bir inanç değil mi?
Murat Taşkın’ın dün yazdığı gibi Beyhude çabalar içinde olanlar, unutmamalı! CHP’de örgütler delegeler, parti tabanının kimi istediğinin önemi yok. Boşuna birbirinizi kırmayın, dökmeyin, yarın belki de baş başa kalacağınız parti içinde ötekileşmeyin.
Emin olun 2019’da yine ön seçim olmayacak. Yerel yönetim adayları da, Vekilliğe talip olanları da Genel Başkan ile, Genel Merkez ile veya bunlar üzerinde sözü ciddiye alınan, ilişkileri sağlam olan veya kişisel bekasını ortaya koyabilecek kadar güçlü olanlar belirleyecek.
Siz hem istediğinizi yapamamış olmanın verdiği mutsuzluk ve hem de boşuna kırıp döküp belki selam bile alıp vermeyi kestiğiniz partililerle Pazar toplantılarında yalnızları oynayacaksınız.
Demem o ki, etmeyin. Kazımcı, Ahmetci, Büyükerşenci, Ermancı gibi ayırımlarla kazanacağız tek şey toplu bir kaybediş olur.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...