Ne de olsa bitkisel

Asrın hükûmetimizin gelmiş geçmiş en büyük Maliye Bakanı olan Nureddin Nebati "Türkiye'de damak tadı değişti. Koyun eti ucuz ama tercih edilmiyor, kokusundan dolayı. Bunu da değiştirmek lazım" ifadelerinde bulundu. Şimdi birileri yakında Budist olup, “İnek eti yemeyin kardeşim günahtır. Ot yiyin!..” derse şaşırmam. Ne de olsa efendimizin Maliye Bakanı Nebati’nin de anlamı “Bitkisel” demek…
Türkiye’de kasaba gidip “Ver oradan bi kilo kıyma, az yağlı olsun!..” demek cidden çok zor bir iş oldu. AK Partililere bunu hatırlattığımız zaman etin zararlarından, kolesterolün damarları tıkadığından bahsediyorlar.
Yani “3 Kıt’a ve 7 iklimin sahibi efendimiz hazretleri, siz kullarına et yedirmeyerek, ömrünüzün uzamasına neden oluyor. Nankörsünüz!..” diyorlar.
Halbuki memleketin ekonomisini yönetmekle sorumlu olanlar, vatandaşa “et yemeyin” demek yerine, aynı vatandaşın neden et alamadığını açıklamak zorundalar.
Bir gazeteci olarak ne zaman büyük bir laf etsem, sevgili hükûmetimiz o lafı dürüp, ağzımdan içeri sokup, bana bir güzel yutturuyor. Son olarak Damat Berat Albayrak Paşa zamanında “Bundan daha kötü Maliye Bakanı olmaz” demiştim. İşte şimdi Sayın Nureddin Nebati bana o ettiğim büyük lafı yutturdu. Kendisini tebrik ederim…
 
İftar vermeyen Yüzügüllü
Pek çok belediyemiz mahalle iftarları veriyor. Hepsine teşekkür ederiz. Öncelikle Ramazan ayı, hep birlikte yemek yemenin ayıdır. Birlikte oruç açıp, birlikte neşelenmek; bir anlamda Ramazan aylarının da özelliği oluyor.
Ayrıca mahallelerde yaşayan vatandaşların sosyalleşmesi ve politikacılarla yüz yüze temas etmesi de çok güzel bir şey. Dolayısıyla iftar veren belediye başkanlarımıza teşekkür ediyoruz.
Bu arada iftar vermeyen Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü’ye de teşekkür ederiz. Kendisi toplu iftar programları için ayırdıkları bütçeyi, deprem bölgesine gönderdiklerini açıkladı. Yani bir anlamda vermediği iftar yemeğiyle tebriği hak etmiş oldu.
 
CHP kızmasın
Cumhuriyet Halt Partisi, ittifak ortakları olan Deva Partisi, Saadet, Gelecek Partisi ve Demokrat Partiyle birlikte aynı listeden seçimlere girme kararı aldı.
Şimdi Pek çok CHP’linin buna itiraz ettiğini görüyorum. İtiraz etmekte haklılar; Eskişehir’de bir tane az milletvekili çıkartabilirler. Ancak aynı CHP’liler, Kemal Kılıçdaroğlu’na destek veren söz konusu 4 partinin, “Hizmetlerinin karşılığı”nı alması gerektiğini de unutmasın. Meral Akşener “Kazanacak aday” derken itiraz eden ve ittifak ortaklarını “Alevi düşmanı, ırkçı” olarak itham edenler şimdi bedel ödemek zorundalar.
Yoksa siz olan Deva Partisi, Saadet, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin babasının hayrına mı Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini zannediyordunuz? Her bir parti pazarlık masasından söke söke kazandıkları milletvekilliklerini talep ediyor. CHP’liler hiç kızmasın…