Şinasi Kula yazdı
Ben sevdim mi ölümüne severim Mustafa’m
Gönül bahçemde susuz bırakmam sevgi çiçeklerimi
Seni yaratıp bu topluma armağan eden o güçten sonra
Birde sana ayırmışım yüreğimdeki ışıklı otağı…
Bu topluma adanmış bir ömürdü seninki
Öyle ki; anası belli babası elli yazgısını yazdırmadın ak alnımıza
Saltanatın altın anahtarı avucunun içindeyken
Reddi ilhak diyerek Ulusa taç ettin Cumhuriyeti…
Senin sonsuzluğa göçtüğün yaşı geçtim Mustafa’m
Hala yaptıklarına, bıraktıklarına ermiyor usum
Şer bir güç kirletmeye çalışıyorken Anadolu’mu
Gaflet ve delalet içinde seyrediyor Ulusum…
Ay yıldızın gölgesinde dimdikti başımız
Yağsız da olsa doyururdu, kutsaldı aşımız
Bağımsızlık destanı yazan anamız bacımız kardaşımız
Yıldızlar kadar uzak artık birbirine Mustafa’m…
Senin hediye ettiğin bayramlar kutlanmıyor
Sana ve cumhuriyete düşmanlık aleni, saklanmıyor
Ölü toprağı serptiler umut beklenmiyor
Bu hislerle bugün 19 Mayıs Mustafa’m…
Kimileri seni anladığını sanıyor
Kimileri gaflet uykusunda, kimi uyanıyor
Bir gerçek var ki ulu önderim
Vatan yanıyor, vatan kanıyor…
Lal olmuş diller, körelmiş gözler
Herkes her kafadan ötse de kifayetsiz sözler
Köseleye dönmüş artık kızarmıyor yüzler
Bu hislerle bugün 19 Mayıs Mustafa’m…
Biliyorum sen artık dönmeyeceksin
Bu Ulusun atisine el vermeyeceksin
Öyleyse sen de şunu bil Kemal’im
Bu kalpte asla ölmeyeceksin
Hepimiz birer Mustafa Kemal olacağız göreceksin…
SİZİN SESİNİZ
Görevdeki bütün rütbeli askerlere!
Alican Türk 28 Şubat davasında yargılanan emekli albay, aydın ve yazar hemşehrimiz. Eskişehir sevdalısı özelliğini de eklemeliyim. Tarihi bir seslenişte bulundu dün sosyal paylaşım sitesinden. Ve ben de bu tarihi seslenişe duyarsız kalmamak gerektiğini düşünerek yazısını siz saygın okurlarımla paylaşmak istedim…
***
Kaçış yok!
Eninde sonunda herkes onurla taşımakla övündüğü o şapkayı başından, üniformayı sırtından çıkaracak! Ve emeklilik gelip çatacak!
Eskiden sizi gördükleri anda yasal zorunluluk icabı tak diye selam çakanlar için o zorunluluk ortadan kalkacak! Hatta tersine, artık insanların sizi gördüklerinde selam çakma yerine arkalarını dönme ya da çatık kaşlarla suratınıza bakıp yere tükürme özgürlükleri olacak!
Velhasıl bu işin bir de emeklilik kısmı da var
Emekli olup bir köşeye çekilme kısmı!
Emekliyken çarşıda pazarda dolaşabilme, orduevlerine gidebilme kısmı! Veya sokağa bile çıkamama, orduevlerine bile gidememe kısmı! Görevdeki bütün rütbeli askerler şunu asla aklından da çıkarmamalı ki; gerçek komutan, başında şapka - sırtında üniforma yokken de, (yani emekli olduğunda da) görüldüğü yerde astlarınca selam çakılan komutandır! Sözüm Hulusi Paşa'ya: Haddime değil, ama lütfen unutmayın, bu işin bir de emeklilik kısmı var Sayın Komutanım! Emekliliklerinin nasıl geçtiğini Hilmi Paşa'ya, Aytaç Paşa'ya, Yaşar Paşa'ya, Necdet Paşa'ya sorun! Üniformayı çıkardıklarından beri emir komuta ettikleri astlarının, hatta kendi devre arkadaşlarının bile arasına çıkabiliyorlar mı sorun! Orduevlerine rahat rahat gidebiliyorlar mı araştırın! Emekli Genelkurmay Başkanı olarak davet edildikleri törenlerde insanların gözlerinin içine bakabiliyorlar mı, başları dik gezebiliyorlar mı öğrenin! Korkarım bu soruların yanıtı, hayır olacaktır.
Üstelik en kötüsü, makam ve memuriyetlerini Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarına tevdi edenler unutulmuyor, unutturulmuyor, unutturulmayacaklar da... Alican TÜRK
OZANCA
NEDEN ÇIKTIN SAMSUN’A
Çoluk çocuk üşüyor
Baykuşlar örtüşüyor
Kalelerin düşüyor
Neden çıktın Samsun’a
Sultanla evlenseydin
Saltanatın sürseydin
Haline şükretseydin
Neden çıktın Samsun'a
İple bağlandı elimiz
Konuşmaz oldu dilimiz
Çok kötü ahvalimiz
Neden çıktın Samsun'a
Sana küfredenler var
Namussuzlar, alçaklar
Kimin tohumu bunlar
Neden çıktın Samsun'a
İPEK dertle doludur
Yolu Ata yoludur.
Söyle Atam ne olur
Neden çıktın Samsun'a… İbrahim İPEK(18 Mayıs 2016 Eskişehir)
Ben sevdim mi ölümüne severim Mustafa’m
Gönül bahçemde susuz bırakmam sevgi çiçeklerimi
Seni yaratıp bu topluma armağan eden o güçten sonra
Birde sana ayırmışım yüreğimdeki ışıklı otağı…
Bu topluma adanmış bir ömürdü seninki
Öyle ki; anası belli babası elli yazgısını yazdırmadın ak alnımıza
Saltanatın altın anahtarı avucunun içindeyken
Reddi ilhak diyerek Ulusa taç ettin Cumhuriyeti…
Senin sonsuzluğa göçtüğün yaşı geçtim Mustafa’m
Hala yaptıklarına, bıraktıklarına ermiyor usum
Şer bir güç kirletmeye çalışıyorken Anadolu’mu
Gaflet ve delalet içinde seyrediyor Ulusum…
Ay yıldızın gölgesinde dimdikti başımız
Yağsız da olsa doyururdu, kutsaldı aşımız
Bağımsızlık destanı yazan anamız bacımız kardaşımız
Yıldızlar kadar uzak artık birbirine Mustafa’m…
Senin hediye ettiğin bayramlar kutlanmıyor
Sana ve cumhuriyete düşmanlık aleni, saklanmıyor
Ölü toprağı serptiler umut beklenmiyor
Bu hislerle bugün 19 Mayıs Mustafa’m…
Kimileri seni anladığını sanıyor
Kimileri gaflet uykusunda, kimi uyanıyor
Bir gerçek var ki ulu önderim
Vatan yanıyor, vatan kanıyor…
Lal olmuş diller, körelmiş gözler
Herkes her kafadan ötse de kifayetsiz sözler
Köseleye dönmüş artık kızarmıyor yüzler
Bu hislerle bugün 19 Mayıs Mustafa’m…
Biliyorum sen artık dönmeyeceksin
Bu Ulusun atisine el vermeyeceksin
Öyleyse sen de şunu bil Kemal’im
Bu kalpte asla ölmeyeceksin
Hepimiz birer Mustafa Kemal olacağız göreceksin…
SİZİN SESİNİZ
Görevdeki bütün rütbeli askerlere!
Alican Türk 28 Şubat davasında yargılanan emekli albay, aydın ve yazar hemşehrimiz. Eskişehir sevdalısı özelliğini de eklemeliyim. Tarihi bir seslenişte bulundu dün sosyal paylaşım sitesinden. Ve ben de bu tarihi seslenişe duyarsız kalmamak gerektiğini düşünerek yazısını siz saygın okurlarımla paylaşmak istedim…
***
Kaçış yok!
Eninde sonunda herkes onurla taşımakla övündüğü o şapkayı başından, üniformayı sırtından çıkaracak! Ve emeklilik gelip çatacak!
Eskiden sizi gördükleri anda yasal zorunluluk icabı tak diye selam çakanlar için o zorunluluk ortadan kalkacak! Hatta tersine, artık insanların sizi gördüklerinde selam çakma yerine arkalarını dönme ya da çatık kaşlarla suratınıza bakıp yere tükürme özgürlükleri olacak!
Velhasıl bu işin bir de emeklilik kısmı da var
Emekli olup bir köşeye çekilme kısmı!
Emekliyken çarşıda pazarda dolaşabilme, orduevlerine gidebilme kısmı! Veya sokağa bile çıkamama, orduevlerine bile gidememe kısmı! Görevdeki bütün rütbeli askerler şunu asla aklından da çıkarmamalı ki; gerçek komutan, başında şapka - sırtında üniforma yokken de, (yani emekli olduğunda da) görüldüğü yerde astlarınca selam çakılan komutandır! Sözüm Hulusi Paşa'ya: Haddime değil, ama lütfen unutmayın, bu işin bir de emeklilik kısmı var Sayın Komutanım! Emekliliklerinin nasıl geçtiğini Hilmi Paşa'ya, Aytaç Paşa'ya, Yaşar Paşa'ya, Necdet Paşa'ya sorun! Üniformayı çıkardıklarından beri emir komuta ettikleri astlarının, hatta kendi devre arkadaşlarının bile arasına çıkabiliyorlar mı sorun! Orduevlerine rahat rahat gidebiliyorlar mı araştırın! Emekli Genelkurmay Başkanı olarak davet edildikleri törenlerde insanların gözlerinin içine bakabiliyorlar mı, başları dik gezebiliyorlar mı öğrenin! Korkarım bu soruların yanıtı, hayır olacaktır.
Üstelik en kötüsü, makam ve memuriyetlerini Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarına tevdi edenler unutulmuyor, unutturulmuyor, unutturulmayacaklar da... Alican TÜRK
OZANCA
NEDEN ÇIKTIN SAMSUN’A
Çoluk çocuk üşüyor
Baykuşlar örtüşüyor
Kalelerin düşüyor
Neden çıktın Samsun’a
Sultanla evlenseydin
Saltanatın sürseydin
Haline şükretseydin
Neden çıktın Samsun'a
İple bağlandı elimiz
Konuşmaz oldu dilimiz
Çok kötü ahvalimiz
Neden çıktın Samsun'a
Sana küfredenler var
Namussuzlar, alçaklar
Kimin tohumu bunlar
Neden çıktın Samsun'a
İPEK dertle doludur
Yolu Ata yoludur.
Söyle Atam ne olur
Neden çıktın Samsun'a… İbrahim İPEK(18 Mayıs 2016 Eskişehir)