Muhalefetin fendi Hoşcan’ı yendi!

5 Haziran 2016 09:01
A
a
Sütiş Eskişehir
Günün Sözü    : Paranın satın alamayacağı bir şeye sahip oluncaya kadar zengin değilsiniz. GARTH BROOKS
Dedem diyor ki: Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister, halbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir.
Demokrasilerde muhalefet de en az iktidar kadar önemli...
Muhalefetin olmadığı bir demokrasi düşünülemez…
Muhalefet, iktidarı her daim denetler, kontrol eder ve iktidarın yanlışlarını ortaya koyarak uyarılar yapar…
İşte Bay Mesut Hoşcan’a iki sezondan beri kendisinin muhalefet olarak gördüğü kişiler, basın, eski futbolcular,”Eyyyy Hoşcan yanlış adımlar atıyorsun. Tehlikeli sularda yüzüyorsun. Yaptığın transferler yanlış. Takımın iskeletini bozma. Adı sanı duyulmamış, bonservisi elinde kim oldukları belirsiz futbolcuları transfer etme” şeklinde uyarılarda bulundular…
Ama Bay Hoşcan, bu uyarıları yapanları ‘virüs’ gördü ve kulübün iç işlerine burunlarını sokmakla itham etti…
Önerilerini dinlemeyen Bay Mesut Hoşcan’a hep şunu söylediler:
“İnşallah biz yanılırız, sen haklı çıkarsın!”.
2014-2015 futbol sezonunda da işler istendiği gibi gitmiyordu…
Beklenen başarı ve istikrar bir türlü gelmiyordu…
Sezon arasında bunu gören Bay Hoşcan ve yönetimi, süper ligde futbol oynayan, takımlarında ilk 11 arasına giremeyen, yedek kulübesinde bekleyen ancak isimleri marka olmuş futbolcuları kiraladılar…
Kiralanan futbolcular futbol oynama arzusunda oldukları, kendisine ilk 11’de şans tanımayan hocalarına “işte ben buyum” demek için kendilerinden beklenen performanslarının üzerine çıkarak futbol oynadılar…
Sezon ortasında takviye güç olarak alınan bu futbolcuların gösterdikleri performansa ister istemez takımdaki diğer futbolcularda ayak uydurunca lige tutunmayı başardılar…
Sanki bunlar hiç yaşanmamış veya yaşananları görmemiş, duymamış birisi gibi Bay Mesut Hoşcan ile yönetimi, sezon sonunda bu futbolcularla anlaşarak kulüpte tutmak yerine, geldikleri kulüplere geri dönmelerine izin verdiler…
Geçen sezon Eskişehirspor’u ligde tutan kiralık futbolcular, transfer dönemimde rakip takımlar tarafından ya kiralandılar ya da satın alındılar…
Bu futbolcular Siyah-Kırmızılı Kulüpten sonra gittikleri kulüplerde de aynı performansı ve başarıyı gösterdiler…
Bay Hoşcan, Eskişehirspor’u ligde tutmada büyük emekleri geçen kiralık futbolcuları takımda tutamazken, siyah-kırmızılı takımın iskeletini, omurgasını oluşturan, alacaklarını istedikleri veya bonservis bedellerinde indirim yapmayan futbolcuları “Bunlar virüs. Takımı virüslerden temizleyeceğim” diyerek satış listesine koydu…
İşte o kiralıkların kulüpte kalmaları için gerekenin yapılamaması, “virüs” olarak görülen futbolcuların gönderilmesiyle Bay Mesut Hoşcan kuyusunu kendi elleriyle kazmaya başladı…
Gönderilenlerin yerlerine alınan adı sanı duyulmamış, kim oldukları belli olmayan veya yıllardır futbol oynamayan futbolcular transfer edilerek doldurulmaya çalışıldı…
A kalitesindeki bir futbolcunun yerini maalesef D kalitesindeki bir futbolcunun dolduramayacağını birazcık futboldan anlayan benim 11 yaşındaki paşa torunum bile söyledi…
Gelelim dünkü Olağanüstü Mali ve Seçimli Genel Kurullara…
Muhalefet, daha doğrusu muhalefet demek doğru olmaz…
Mesut Hoşcan’a tepki gösteren kongre üyeleri ilk seçimde genel kurulun toplanmaması için bir mücadele verdiler…
Bu mücadelenin içerisinde taraftar dernekleri de vardı…
Eskişehirspor kongre üye sayısı 972…
Dün hazirun cetveline imza atan kongre üye sayısı 288 olarak açıklandı…
Salonu dolaştım…
Koltuklarda oturanlar ile ayakta gezinenleri saymaya çalıştım 100 kişi bile yoktu…
288 imza nasıl atıldı aklım ermedi!
BEĞİTER’İN ÖNERİSİ
DİKKATE ALINMALI
Hafta Cumartesi günü bu kez çoğunluk aranmadan yapılacak kongre…
Bu kongre öncesinde ES TV’de Eskişehirspor’un hayatta olan 10 kurucusundan biri olan, en uzun süre başkanlık yapan Aydın Beğiter ile program yaptım…
Bu programda Aydın Beğiter bir öneri sundu..
O da şu:
“Pazartesi veya en geç Salı günü Eskişehir Milletvekili, Kültür ve Turizm Bakanımız Nabi Avcı, Valimiz Güngör Azim Tuna, bugün hayatta olan dört kulüp başkanını, belediye başkanlarımızı, Ticaret ve Sanayi Odalarının Başkanlarını, Ticaret Borsası, Esnaf Odaları Birliği Başkanı, ETİ’den Firuzhan Kanatlı’yı, Sarar’dan Cemalettin Sarar gibi isimleri bir çatı altında toplayarak bir istişare toplantısı yapmalı. Bu toplantıda başkan ve yönetim kurulu belirlenmeli. Yönetimde bu isimlerde yer almalı. Bakanımız, Valimiz ve şehrin vereceği destekle Eskişehirspor tekrar süper lige çıkar.”
Aydın Beğiter’in bu önerisi yarın çok geç olmadan dikkate alınmalı…
 
*-******
 
Ahmet Hoca ve Türk Halk Müziği
 
Odunpazarı Halk Eğitim Merkezi’nin farkı veya şansı iki önemli koroyu bünyesinde barındırması.
Bu yıl 51’nci sanat yılını kutlayan Şef, Bestekâr ve Hoca Hüseyin Erbay’ın çalıştırdığı Türk Sanat Müziği Korosu ile Şef, Hoca Ahmet Kızılok’un Türk Halk Müziği Korusu…
Her iki hoca ve her iki koro Eskişehir için büyük şans…
Her iki koronun hocası benim çok çok sevdiğim dostlarım…
Hüseyin Erbay ile 40 yıldır hukukumuz var…
Ahmet Mızrak ile ise 30 yıldır desem abartı olmaz…
Hüseyin Erbay ve Ahmet Kızılok her yıl düzenledikleri ‘Sezon Ortası’ ve ‘Sezon Sonu’ konserlerine davet ederler…
Bende ES TV’deki program günlerime rast gelmediği veya çok önemli bir işim olmadığı sürece davetlerine katılmaya özen gösteririm…
Her iki koroyu da dinlerken büyük keyif alıyorum…
Hüseyin Erbay’ın “Sezon Sonu” konserine gittim…
Sağ olsun konser sonunda beni sahneye davet ederek “Konuk Sanatçı” olarak katılan kendisinin yetiştirdiği öğrencisi TRT İstanbul Radyosu Sanatçısı olan İnci Yaman’a “teşekkür çiçeğini” bana verdirdi.
Erbay Hoca’nın korosunun konserine gidip Ahmet Hoca’nın korosunun konserine gitmezsem olmaz” diyerek Odunpazarı Halk Eğitim Merkezi Türk Halk Müziği “Yıl Sonu ve 42. Yıl sanat Gecesi Konserine” de gittim…
Ahmet Kızılok’un yönettiği, adeta bir konservatuar eğitimi almış sanatçılar kadar başarılı olan koroyu da büyük keyif alarak dinledim…
‘Yıl Sonu ve 42. Sanat Yılı’ Konserine konuk sanatçı olarak katılan yılların eskitemediği Kültür Bakanlığı Ses Sanatçısı Canan Başkaya’da Ahmet Kızılok ve korosuna övgüler yağdırdı…
“Bende koro çalıştırıyorum. Ama bu kadar disiplinli koroya ilk kez tanık” oldum diye koroyu çok beğendiğini üzerine basa basa vurguladı…
Konser sonunda Ahmet Hoca’da Hüseyin Erbay gibi jest yaptı…
Beni ve protokol üyelerini sahneye davet ederek koronun son söylediği şarkıya eşlik etmemizi istedi…
Eskişehirliler bugün Türk Halk Müziğini severek dinliyorsa bunda Ahmet Kızılok ile Odunpazarı Halk Eğitim Merkezi Türk Halk Müziği Korosu’nun çok çok büyük payı olduğunu düşünüyorum…
Bütün samimiyetimle ifade ediyorum…
Eğer ben türkü, bağlama dinliyorsam bu alışkanlığı bana Ahmet Kızılok ile korusu aşıladı…
Allah Hüseyin Hoca’ya da Ahmet Hoca’ya da uzun ömürler versin…
Onlar var olduğu sürece Eskişehir’de Türk Sanat Müziği de Türk Halk Müziği de büyük keyif alınarak dinlenir…
Şunu da yazmadan geçemeyeceğim…
Hüseyin Hoca ile Ahmet Hoca’nın yetiştirdikleri Şef Yardımcıları da çok başarılı…
Ayrıca hem onları hem de koronun saz ve koro sanatçılarını tek tek kutluyorum…
 
*-********
 
HEDİYE
 
Adam 3 yaşındaki kızını, pahalı bir hediyelik kaplama kâğıdını ziyan ettiği için azarlamıştı. Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kâğıdı bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı...
Yılbaşı sabahı küçük kızı, paketi getirip "Bu senin babacığım" dediğinde üzüldü. Acaba gereğinden fazla mi tepki göstermişti kızına... Bir gece önce yaptığından utandı... Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi. Kutunun içi boştu... Kızına gene bağırdı.
"Birisine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde bir şey olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?".
Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı, "O kutu boş değil ki baba" dedi... "İçini öpücüklerimle doldurmuştum!" Adam öyle fena oldu ki... Koştu... Kızına sarıldı... Beraberce ağladılar.
Adam o altın kutuyu ömrünün sonuna kadar yatağının başucunda sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse, kutuya koşar, içinden minik kızının sevgi ile doldurduğu hayali öpücüklerinden birini çıkarırdı.
Aslında bütün anne ve babalara böyle bir altın kutuyu çocukları hiçbir karşılık beklemeden, sevgi ve öpücüklerle doldurup vermişlerdir. Hiç kimsenin hayatında bundan daha değerli bir armağana sahip olması mümkün değildir.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi