Eskişehir'in arka sokaklarında park sorunu büyüyor… Tepebaşı Belediyesi'nden çevre dostu atık getirme … Bitkilere Şekerli Su Vermek: Faydaları ve Zararlar… Eskişehir’de ilçe yollarına dev yatırım: 124 milyo… Akaryakıt istasyonu yanında yangın paniği! Eskişehir'in gözde ilçesinde yatırımcılara yeni fı… Eskişehir’de kamu yatırımlarına 6,5 milyar TL öden… Eskişehir’de uyuşturucu operasyonları hız kazanıyo… Trendyol 1. Lig 2024-2025 sezonu fikstürü ve puan … Trendyol Süper Lig 2024-2025 sezonu 13. hafta maçl… Bölgesel Amatör Lig 6. Grup 8. Hafta Puan Durumu v… Hazırlık maçında 2 Eylülspor'a karşı Eskişehirspor… Eskişehirspor-2 Eylülspor maçının hakem üçlüsü bel… 2 Eylülspor, Eskişehirspor’a karşı eski futbolcula… Eskişehirspor’un mücadelesi yine ES TV ekranlarınd… Türkiye Çevre Platformu, Eskişehir’de çevre sorunl…

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

23.11.2024 - Cumartesi

Prof.Dr. Alper Çabuk

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Muasır Olmak...2

20 Ekim 2014 00:35

Geçen haftaki yazımda muasır bir medeniyet olmanın yolunun, tam bağımsız olmak için teknoloji, enerji, gıda üretimi ve temiz su kaynaklarınla kendi kendine yetebilmekten geçtiğini ifade etmiştim...

...........................................

Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde bugünkü Irak ve Suriye sınırımızda yer alan bölgede Fransız, Alman, İngiliz bilim adamları – hikayeye biraz heyecan katalım, Arap Lawrence’lar, ajanlar diyelim – o bölgenin özelliklerini tanımak için arazi çalışmaları yürütüyordu. Baktıkları şey, muasır medeniyetler – şimdiki moda tabiriyle süper güçler - arasında yer almak için, gerekli olan enerjiyi sağlayabilecekleri hammaddeleri arıyorlardı; yani petrolü... Aslında hep sorulur ya, acaba Türkiye’nin biraz güneyinde dünyanın en zengin petrol yatakları var da, neden Türkiye’de yok... Bu bir tesadüf mü? Hayatta tesadüflere ve şansa pek inanan bir insan değilimdir. Tabi ki bir tesadüf değil. Zaten bunun çok basit bir bilimsel açıklaması, bölgenin jeolojik ve jeomorfolojik yapısında mevcut... Anadolu coğrafyası, bir yandan jeolojik olarak kırılgan olmayan Arap Plakası’nın yıllık yaklaşık 4 cm’lik sıkıştırmasıyla, diğer taraftan Afrika’nın ittirmesiyle, depremler açısından oldukça hareketli bir coğrafya... Bu depremler nedeniyle petrol, depremlerle oluşmuş kırıklardan daha derin tabakalara inmiş ya da daha küçük ceplerde birikmiş... İşte böyle olunca da Türkiye’nin güneydoğu sınırı belirlemek için arazide yapılan jeolojik, jeomorfolojik çalışmalar yeterli olmuş. Bunu anlamak için alim olmaya da gerek yok... Etrafınızı kuşatan çevreye bir bakmanız yeterli... Hep söylerim, depremler, Anadolu topraklarını şekillendiren güzel doğa olayları; depremleri afete çeviren bizim yanlış yer seçimlerimiz, yanlış tasarım ve mühendislik çözümlerimiz ve bilgisizliğimiz. Depremler her ne kadar bizi petrolsüz bırakmış olsa da, bu topraklarda bu olağanüstü tabiat harikalarının oluşmasını sağlamış, yüzey sularımızı, verimli tarım topraklarımızı, biyolojik çeşitliğimizi oluşturmuş... Bir tarafta Ortadoğu ve Arap Yarımadasında hep karışıklığa neden olmuş, ülkelerin ekonomik güçlerinin artmasını sağlamış olsa da, kalkınmasına, gelişmesine, muasır hale gelmesine engel olmuş, etkisi 100-150 yıl sürecek petrol, diğer yanda milyonlarca, milyarca yılda oluşmuş, Allah’ın bize gerçek bir lütfu olan verimli tarım toprakları, biyolojik çeşitliliğimiz, yüzey sularımız... Aslında 1000 kere tercih yapmak gerekirse, her seferinde tek tercih yaparım... Çöllerdeki petrolü değil, bu Anadolu topraklarındaki zenginliği seçerim...

....ve inanın o gün petrolün peşinde olan o süper güçler, artık sadece petrolün peşinde değil... Süper devletler, tarıma, tarım teknolojilerine, biyoteknolojiye, dünyanın farklı yerlerinde tarım topraklarına yatırım yapıyorlar... Ve artık savaş sadece yerin altındaki için değil, yerin üstündeki zenginlikler için de yapılıyor...

...........................................

Gelelim, bugün şiddetli karışıklıkların, siyasi istikrarsızlığın ve çatışmaların yaşandığı, uygarlıkların beşiği olmuş Mezopotamya’ya... Ya da gelmeyelim, sonra çok uzun yazıyorsun diye kızıyorlar bana, bu hafta yine bir ara verelim, haftaya devam ederiz artık... Herkese iyi haftalar....