Günün Sözü : Dikkat edilmesi gereken ve cesaretli olunması gereken zaman vardır ve mantıklı bir kişi hangisi olduğunu bilir. Dead Poets Society
Dedem diyor ki: Bildiklerini saatin gibi kullan, kendine sakla. Herkesin ortasında sık sık çıkarıp caka satma.
Cuma akşam saat: 21.30 sularında eşimle birlikte yemek yedikten sonra mutfakta çay keyfi yapıyorduk.
Televizyonu da kapattık.
Baş başa sohbet edelim istedik…
Arada bir alt katın balkonunda oturan komşulara da laf atıyoruz…
Saat: 22.00 gibi alt kattaki komşumun oğlu telefon etti:
“Sadi amca İstanbul’da Bogaziçi, Fatih Sultan Mehmet Köprülerini askerler işgal etmiş. Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçişe izin vermiyorlar. TV’yi açtım şimdi. TV’ler olayı canlı veriyorlar” dedi…
Çay bardağını alıp salondaki büyük televizyonu açtım…
Televizyonun kanalı NTV’de kalmış…
Bir süre NTV’yi izledim…
NTV’den olayla ilgili tam bilgi alamadığım için bu kez CNN Türk’ü açtım…
Onlarda köprülerde askerlerin yol çevirdiğini, ancak bunun nedeni hakkında bilgi alamadıklarından yakınıyorlardı…
Diğer kanalları da sırayla dolaştım…
Ne olduğunu bir türlü öğrenemedim…
Eşime,”inşallah kötü bir şeyler olmuyordur. Askerlerin köprüleri kesmesinin pek hayra alamet değil” dedim…
Saat: 24.00 sularında eşim,”Birde TRT Haber’i aç” dedi…
Açtığımda TRT spikeri bir bildiri okuyordu…
Yarısında açmışım…
Ama ne olduğunu öğrendim…
Saymadım ama TRT spikeri o bildiriyi herhalde 5-6 defa okudu…
SİNİRDEN 5-6 SİGARA İÇTİM
Sigarayı 6 yıl önce bırakmıştım…
“Türk Silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine tümüyle el koydu” şeklindeki o korsan bildiriyi duyunca o kadar çok sinirlenmişim ki, yanımda oturan eşime;
“Çabuk bana bir sigara bul” diye bağırmışım…
“Sadi sen sigarayı bıraktın ama” demesi üzerine;
“Evet, ama şu an sinirimden bir başka şey yapacağım. Kırıp dökeceğim. Çabuk bir sigara bul” diye birkaç kez tekrarlamışım…
Zavallı eşimde beni sakinleştirmek için misafirler için sakladığı sigara paketini getirip önüme koydu…
O sinirle bir saat içerisinde 4-5 sigara içmişim…
Tam,”darbeleri unuttuk. En son darbenin üzerinden 26 yıl geçti. Türkiye artık sivil hükümetlerle yönetilmeyi öğrendik” derken “bu darbe girişimi de nereden çıktı” diyerek söylenmeye başladım…
TRT’de okunan korsan darbe bildirisinin ardından hemen diğer kanalları dolaşmaya başladım…
NTV, CNN Türk ve Fox TV arasında mekik dokudum...
TRT’de okunan korsan darbe bildirisinden sonra insanlar sokağa dökülmeye başladı…
Arabama binip mahallede tur atmaya başladım…
Etrafta ne olup bitiyor diye gözlemlemek amacıyla…
İNSANLAR SOKAĞA DÖKÜLDÜ
Bir grup insanlar ATM’lerin önüne, bir grup ise fırının önünde ekmek alma, bazıları ise o saatte açık buldukları manavdan yemeklik almak için kuyruk oluşturduklarını gördüm..
Bazıları ise benzin istasyonu önünde nerede ise 500 metre uzunluğunda akaryakıt almak için sıra bekliyordu…
Sanki arabasının deposunu doldurduktan sonra bir yerlere kaçacakmış gibi…
Önce Başbakan Binali Yıldırım ile temas kurdu TV kanalları…
Sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile…
Sonrasında bakanlar konuşmaya başladılar…
Genel Kurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının darbe girişimine destek vermediklerini öğrenince rahat bir nefes aldım…
Çünkü askeriyenin tepesindeki subayların destek vermedikleri bir darbe girişiminin başarılı olacağına hiç ama hiç inanmadım…
Eşime de,”rahat ol. Endişelenme. Ne Genel Kurmay Başkanı ne de kuvvet komutanları bu darbe girişimini desteklemiyorlar. Onların destek vermediği darbe girişimi başarılı olamaz” diye sakinleştirmeye çalıştım…
Ama başta Türkiye’nin kalbi TBMM’nin bombalanması, Genel Kurmay Başkanının kaçırılması, Genel Kurmay Karargâhı’na ateş açılması gibi olaylar da beni de geriyordu…
Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Başbakan Yıldırım, bağlandıkları TV kanalları aracılığı ile insanları darbe girişime karşı sokağa çıkmaya davet ettiler…
Gecenin ikisinde camilerden selalar verildi, tekbir getirildi ve selayı okuyan cami hocası veya müezzinler insanları sokağa çıkmaları için uyardılar…
Sabaha karşı darbe girişimin püskürtüldüğünü öğrendikten sonra rahatladım…
Saat: 06.00 gibi de TV izlerken uyuya kalmışım…
12 EYLÜL DARBESİNİ GÖRDÜM
12 Eylül 1980 darbesini gördüm…
O gün yaşananlar hala hafızamda…
12 Eylül darbesini Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ile askeriyenin içerisinde olan birimlerin başındaki hemen hemen bütün komutanlar destekliyordu…
Günlerce sokağa çıkma yasağı uygulandı…
Sokaklarda askerlerin dışında gezeni görmek mümkün değildi…
Ülke yönetiminin her kademesi askerlerin yönetime geçmişti…
Tüm siyasi partilerin faaliyetleri sonlandırıldı ve kapılarına kilit vurulmuştu…
Üç yıl sonra 6 Kasım 1983’te genel seçim yapıldı…
Ülke yönetimi yeniden askerlerden sivillerin eline geçtikten sonra,”Allah bu vatanın insanlarına bir daha bu ve benzer darbeler yaşatmasın” diye dua etmiştik…
DEMOKRASİ İLK KEZ
DARBE GİRİŞİMİNİ YENDİ
Bir taraftan Avrupa Birliğine girmek için kanunlarımızı değiştiriyoruz, AB’nin uygun görmediği uygulamaları kaldırmaya çalışırken, kendimizi Avrupalı gibi görmeye başlamışken, Cuma akşamı yapılmaya çalışan girişim hiçte hoş olmadı…
Avrupa’nın kapısında içeri girmek için beklerken, Cuma akşamı yaşanılanlar bizi AB’nin kapısından belki tamamen geri döndürecek bir girişim oldu…
Bir grup askerin yapmak istediği darbeye karşı millet demokrasisine sahip çıkarak sokaklara döküldü…
Sokaklarda yürüyen tankların üzerine çıkarak, onların ilerlemesine engel oldular…
Halkın direncini gören askerlerin bir bölümü de geri çekilmek zorunda kaldı…
Cuma günü akşamı yaşanan harekâtta vatanı uğruna çarpışan emniyet mensupları, siviller şehit oldular…
Allah onlardan razı olsun, ülkesinin bölünmesine engel olduklarından dolayı…
Şehitler verdik ama demokrasi ve milli irade korundu…
Milli İrade’nin kalbi olan TBMM’nin bombalanmasına rağmen insanlar demokrasiye sahip çıktılar…
İlk kez halk, polis ve asker birlikte bir darbeye karşı durdu…
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’te Kurtuluş Savaşını sivil halktan da aldığı Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan gecede olduğu gibi aldığı destekle kazanmıştı…
Ben bunu demokrasi bayramı olarak kabul ediyorum…
Gücünü milletten almayan hiçbir harekâtın başarılı olması mümkün olamaz…
15 Temmuz’un Cuma’yı Cumartesiye bağlayan gecede yaşananlar Türk Demokrasi tarihine kara bir leke olarak yazılacak…
Demokrasi ilk kez bir darbeyi yendi…
İlk kez siyasi parti liderleri ve siyasi partilere gönül verenler darbeye karşı tek yumruk oldular…
İlk kez Türk halkı darbeye karşı çok büyük bir direnç gösterdi ve
“YETER ARTIK SÖZ MİLLETİN” dedi…
GÜN BİRBİRİMİZE
KENETLENME GÜNÜ
Önce 1960. Ardından 28 Şubat postmodern darbe girişimi. Sonra 12 Eylül 1980. Ve son olarakta 15 Temmuz 2016 gecesi…
Yukarıda belirttim…
“Yeter söz milletin” dedim…
İşte bunun için siyasi gün siyasi düşünceleri, görüşleri bir kenara bırakarak bir birimize kenetlenme, birlik ve beraberliğimizi ortaya koyma günü…
Cuma’yı Cumartesiye bağlayan gecede gösterdiğimiz direnci, birlik-beraberliğimizi bundan sonra da koruyabilirsek, bunun gibi meydana gelecek olaylar hem şimdiki gibi başarılı olmaz…
Hem de bir daha böyle bir girişime bir daha harekete geçirmeye kimsenin gücü yetmez…