Cumhur İttifakı partilerinin liderleri, neredeyse her konuşmasında, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisini, terör örgütleriyle ilişkilendiriyor. Azımsanamayacak derecede kalabalık bir kesim, bu ilişkilendirmenin, toplumu ayrıştırmak ve Cumhur İttifakı partilerinin dağılmakta olan kitlesini konsolide etmek amacıyla yapıldığı görüşünde.
Cumhur İttifakı partilerinin liderleri, neredeyse her konuşmasında, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisini, terör örgütleriyle ilişkilendiriyor. Azımsanamayacak derecede kalabalık bir kesim, bu ilişkilendirmenin, toplumu ayrıştırmak ve Cumhur İttifakı partilerinin dağılmakta olan kitlesini konsolide etmek amacıyla yapıldığı görüşünde.
*
Peki, Cumhur İttifakı partilerinden olan MHP’nin Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir ne düşünüyor? Okuyalım…
VATANDAŞA LAFIMIZ YOK
“Bizim başından beri söylediğimiz şey şudur. CHP’ye oy vermiş, gönül vermiş vatandaşlara bizim bir lafımız yok. Rahmetli başbuğumuzun da daha önce dediği gibi, ‘CHP Atatürk’ün kurduğu CHP olsaydı, biz MHP’yi kurmazdık.’ Biz buna inanan insanlarız. CHP’ye oy veren yurtsever dediğimiz, ulusalcı dediğimiz insanların da böyle bir yönetimi hak ettiğine inanmıyoruz zaten. Aynı şekilde, bu söylediklerim, diğer partiler için de söz konusu.”
*
MHP, ittifak yaptığı AK Parti’yi, daha düne kadar sert ifadelerle eleştiriyor, AK Parti’nin terör örgütleriyle kol kola yürüdüğünü iddia ediyordu. Peki, bugün, ne oldu da, MHP ile AK Parti kol kola girdi? İşte, İsmail Candemir’in bu soruya cevabı…
AK PARTİ HDP’YLE EŞDEĞERDİ
“En son yerel seçimler, 15 Temmuz öncesinde yapıldı. 15 Temmuz öncesinde, biliyorsunuz, milliyetçi-ülkücü hareketin hassas noktalarından birisi, AK Parti’nin yürütmüş olduğu açılım süreciydi. Bu süreçten dolayı AK Parti, bizim gözümüzde HDP’li gibiydi, HDP’yle eşdeğer bir partiydi. Bu nedenle AK Parti kazanacağına Yılmaz Büyükerşen kazansın, CHP kazansın diye oy veriyorduk.
TAVİZ VERMEYİZ
Ama 15 Temmuz’dan sonra her şey değişti. AK Parti, açılım sürecine son verdi, hendek siyaseti bitti, milliyetçi çizgiye doğru daha fazla yaklaşmaya başladı. Ama şimdi, yerelde biz bunun tam tersini görmeye başladık. Bu sefer 15 Temmuz öncesinde AK Parti’nin, milliyetçi-ülkücü hareketin gözündeki konumuna, 15 Temmuz’dan sonra CHP gelmeye başladı. Bizim önceliklerimiz belli, önceliklerimizden taviz vermeyiz. Bu vatanın birliğinden bütünlüğünden yana en ufak bir taviz veremeyiz.”
*
MHP’nin desteklediği, AK Partili Belediye Başkanı Rafet Demirtaş hakkında birçok şaibe var. Dolayısıyla genel kanaat, Rafet Demirtaş’ın seçimi kaybedeceği yönünde. Peki, İsmail Candemir bu konuda ne düşünüyor? Şunu:
ALPU BELEDİYESİNDE SIKINTI VAR
“Şimdi Alpu’da biraz sıkıntı var gibi duruyor. Yani benim de gördüğüm kadarıyla sıkıntılı. Tabi orayla ilgili çeşitli iddialar var. Bununla ilgili olarak en kısa sürede Alpu Belediyesini bir kez daha ziyaret edip orada gerekli çalışmaları yaparız. Dediğim gibi, Alpu’ya ilk gittiğimde gördüğüm, Alpu’da biraz sıkıntı var gibi görünüyor. Bunu AK Partili arkadaşlarımızla da konuştuk. Ama çalışarak, belki telafi edilir.”
*
Ve CHP’li Belediye Başkanları Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt, Ahmet Ataç… 2014-2019 yılları arasında hangi belediye başkanının daha başarılı olup olmadığı tartışılıp duruyor. Her kafadan bir ses çıkıyor.
Bu noktada, MHP’nin etkin ismi İsmail Candemir’in görüşü büyük önem taşıyor. İşte, İsmail Candemir’e göre, üç belediye başkanı içerisindeki en başarılı isim:
KİMSENİN HAKKINI YEMEYELİM
“Üçünün arasında dersek, en başarılı belediye başkanlığı yapmış isim Kazım Kurt. Ama üçünün arasında... Benim ölçülerime göre çok başarılı değildir. Ama üçü arasında baktığımız zaman, belediyecilik açısından, Kazım Bey’i daha başarılı olarak görüyoruz. Yani, kimsenin de hakkını yemeyelim.”
*
NOT: İsmail Candemir, yukarıdaki ifadeleri, ES TV ekranlarında kullandı.
Böyle belediye başkanı olur mu?!
Ben yazmaktan usandım, Alpu Belediye Başkanı Rafet Demirtaş kabul edilemez olayların başkahramanı olmaktan usanmadı!
*
Önce, kardeşi belediyeyi bastı, başkan yardımcısını darp etti. Daha sonra, belediye bünyesinde çalışan işçilerin maaşlarını 11 aydır ödemediğini öğrendik.
Ardından, işçilere, “seçimi kazanırsam maaşlarınızı vereceğim. Benim için çalışın, bana seçimi kazandırın, maaşlarınızı vereyim” diyerek tehdit ettiğinden haberdar olduk. Dahası, hakkını isteyen bazı işçileri işten attığına şahit olduk. Çok geçmeden, İŞKUR üzerinden belediyeye 300 civarında işçi alındığı, ancak bu işçilerin belediyede değil partide çalıştırıldığı iddiasıyla muhatap olduk. Yetmedi, Rafet Demirtaş’ın, kişisel ihtiyaçlarını (makam aracı gibi), çiftçinin alın terinin olduğu Pancar Kooperatifi üzerinden karşıladığı öne sürüldü.
*
Ve en son… Rafet Demirtaş’ın adı, skandal bir iddiayla daha anıldı. Şöyle ki… Demirtaş, Alpu Kaymakamlığına giderek, Kaymakam Ömer Özbay’la görüşmüş ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı bütçesinden para istemiş. Özbay ise bu isteği kabul etmeyince ortalık karışmış, kavga çıkmış. Kavganın haber verilmesi üzerine Kaymakamlığa gelen polisler, Rafet Demirtaş’ı Kaymakamlıktan uzaklaştırmış. Bu olay üzerine ise Kaymakam Ömer Özbay, başka bir ile gönderilmiş!
*
Tüm bunlar ışığında ne denebilir ki?
Eskişehir, şaibelerle dolu böyle bir belediye başkanını, daha önce görmedi. Böyle bir isim… Eskişehir’e yakışmıyor… Eskişehir’in değerleriyle uyuşmuyor…
*
Ve bu isim, Alpulu yurttaşlarımızı… Bir hayli korkutuyor… Bezdiriyor… İfrit ediyor...