MHP’liler sanıyorum beni çok seviyorlardır!
MHP üyesi olmamama rağmen, mensubu bulunduğum partimden daha çok MHP’li dostum, arkadaşım ve kardeşim var…
Yaklaşık bir ay kadar önce bir MHP’li kardeşimim telefonu üzerine verdikleri adrese gitmiştim…
O mekânda kalabalık sayılır bir kalabalık vardı…
Onlarında MHP’li olduklarını içeriye girdikten sonra öğrendim…
Konu; “MHP’nin dünü, bugünü ve yarını” idi…
Toplantıya katılanlar gönül verdikleri partinin önce dününü masaya yatırdılar…
Dünden beklediklerinin hepsi olmasa da yarıdan çoğunun gerçekleştiğini söylediler…
2015 yılında yapılan iki genel seçim sonuçlarını değerlendirdiler…
1 Kasım seçimlerinde, 7 Haziran’da kazandıkları 80 milletvekilinden 40’ını kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorlardı hala…
Bu nedenle Genel Başkanları Devlet Bahçeli’ye ve Genel Başkan Yardımcısı Eskişehirli Ruhsar Demirel’e de kırgın olduklarını üzerine basa basa söylemişlerdi…
“Keşke 1 Kasım seçimlerinden sonra Genel Başkanımız Devlet Bahçeli siyasi arenadan çekilseydi. Başarsızlığı kabullenip olağan üstü kongre kararı alsaydı. Başarısızlığı başka nedenlere bağlamamış olsaydı. 2019 seçimlerine kadar da partinin başından ayrılmayı düşünmüyor. Bu gidişat hiç iyi değil. Perdenin arkasında neler yaşandığını Sayın Bahçeli görmüyor. Daha doğrusu yanındakiler koltuk altlarından gidecek düşüncesiyle Devlet Bey’in görmesini engelliyorlar” demişti MHP’li bir kardeşim…
Bir başka MHP’li ise, içerisinde başkanlık sisteminin de yer aldığı Anayasa’nın bazı maddelerinin değişikliğine sıcak bakmadıklarını, Devlet Bahçeli’nin AK Parti’nin kuyruğuna takılıp sürüklendiğini, ancak tabanın sandık başına gittiğinde “hayır” oyu vereceğini de üzerine basa söylemişti…
Bu toplantıyı yazdıktan yaklaşık 10 gün sonra idi…
Davet üzerine bir mekâna gittim…
Burada da MHP’liler vardı…
Ancak onlar Anayasa değişikliğine “Hayır” yerine “evet” diyenlerdi…
Sayıları “hayır”cılardan daha azdı…
Onlar neden “evet” dediklerini şöyle savunuyorlardı:
“Anayasa değişikliği şart, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hak veriyoruz. Anayasa değişikliği ile başkanlık sistemi TBMM’den geçip referandum da kabul edilirse hükümetlerin önü tıkanmaz. Bugün AKP tek başına iktidarda, cumhurbaşkanı da ilk genel başkanları. Sıkıntı yaşanmıyor. Ancak 2019’da yapılacak seçimlerinde sandıktan farklı bir parti veya koalisyon hükümeti çıkarsa geçmişteki gibi sıkıntı yaşanmaz mı? Ülkeyi yaşanacak kaoslardan kurtarmanın yolu Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi. Rejim falan değişmiyor. Devlet Bahçeli buna müsaade eder mi? Sayın Bahçeli, ülkenin geleceğini düşünerek, devlet başkanları ile hükümetler arasında kaos yaşanması için Anayasa değişikliğini destekliyor. Geçmişte Cumhurbaşkanının Anayasa kitapçığını başbakanın yüzüne fırlattığında yaşananlar unutuldu herhalde.”
Bugün baktığımda MHP ikiye bölünmüş…
“Evetçiler” ve “Hayırcılar” diye…
Dün bir sivil toplum kuruluşu başkanına ziyarete gittim…
Konu konuyu açtı, Anayasa değişikliğine geldik…
Başkanın yanında bir misafiri vardı…
Misafir MHP’li…
“Sadi Bey yaşları 40’ın üzerindeki MHP’liler Devlet Bahçeli’ye kızıyoruz. 1 Kasım seçimlerinden sonra bırakmalıydı. Parti büyük hezimete uğradı. Genel Başkan kim olurdu bilemem. Ama 2019 seçimlerine kadar partiyi toparlardı. Ben şahsen Meral Hanımın Genel Başkan olmasını destekliyordum. Merkez sağa daha yakın olduğu için sadece ülkücülerin değil merkez sağdaki seçmeninde oyunu alırdı. 2019 seçimlerinde MHP 100’ün üzerinde milletvekili çıkarabilirdi. MHP tabanı başkanlık sistemine karşı, ona rağmen destek olmada kararlı. Tabanın sesine kulak vermiyor. Dün (önceki gün) Eskişehir’in eski valilerinden MHP Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir’de Anayasa değişikliğine ‘hayır’ oyu vereceğini sosyal medya üzerinden açıkladı. Ben Kadir Bey gibi başka yürekli milletvekillerinin de Anayasa değişikliğine ‘Hayır’ oyu vereceklerine inanıyorum. Meral Akşener parti kurarsa MHP kesinlikle sandıkta kalır. O zaman istifa etse ne yazar. Bir beş yıl daha beklemeye tahammülümüz yok” diyerek Bahçeli’ye kızgınlığını bu ifadelerle dile getirdi…
Sonuç olarak MHP Eskişehir’de ikiye bölünmüş…
Büyük olasılıkla 2017’nin Nisan ayında “Anayasa değişikliği” için yapılacak referandumun da her ne kadar Devlet Bahçeli “evet” için meydanları dolaşacak olsa da, Eskişehir’de MHP’lilerin çoğunluğu “hayır” oyu kullanacak…
*-*******
Utku Bey’le aynı düşünce de değilim
CHP Eskişehir Milletvekili meslektaşım, kardeşim Utku Çakırözer’in Eskişehir ile ilgili yaptığı çalışmaları beğeniyorum…
Verdiği soru önergeleri ile Eskişehir’in sorunlarını TBMM’ye taşıyor…
Bunlardan kimilerine cevap geliyor, kimileri ise cevapsız kalıyor…
Meclis çalışmalarının dışındaki zamanını eğer CHP Genel Merkezi tarafından kendisine bir görev verilmemişse Eskişehir’de sivil toplum kuruluşları, ilçeleri ve seçmenleri ziyaret ederek geçiriyor…
Önceki gün mail göndermiş…
“Stadın adı Atatürk kalmalı. Yakında resmi açılışı yapılacak stadımızın ismi değişmemeli, eskiden olduğu gibi Atatürk Stadyumu olarak kalması için tüm Eskişehirlilere çağrıda bulunuyorum” demiş…
Stadın isminin “Atatürk” olarak kalmasını bende canı gönülden istiyorum…
Ancak Eskişehirspor Kulübünün 100 Milyonu aşkın borcu var…
Sezonun ilk yarısı bitti…
2 Ocak 2017 tarihinden itibaren ara transfer başlıyor…
Eskişehirspor şampiyonluk yarışı yapıyor…
Bu nedenle aksayan ve ihtiyaç duyulan bölgeler için transfer yapılacak…
Kulübün kasası tam takır…
Başkan Halil Ünal, günlerdir sponsor arayışı içerisinde…
Bir kapıdan çıkıp diğer kapıya giriyor…
Bu sırada bir babayiğit çıkıp,”Stadyuma firmamın adını verin size sponsor olayım” derse buna ne Eskişehirspor Yönetim Kurulu üyeleri ne de Eskişehir halkı “hayır” diyecek durumda değil…
Şu aşamada Eskişehirspor’a “cam simidi” olur…
Sayın Vekilim bakın Beşiktaş ve Galatasaray yıllardır kullandıkları, onlar için önem arz eden “İnönü” ve “Ali Sami Yen” isimlerden vazgeçerek, yeni stadyumlarına “Türk Telekom Arena” ve “Vodafone Arena” isimlerini verdiler...
Neden?
Bu firmalar sponsor oldukları için…
Eskişehir’de Atatürk ismini taşıyan Kültür ve Sanat Merkezi, Bulvar ve cadde, okul var…
Eğer Eskişehirspor’u hasta yatağından ayağa kaldıracaksa ben sponsora “hayır” demem…