Mesela ESOGÜ üçüncü kapıyı açsa!

Nabi Avcı Bulvarı üzerine, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi ve Dumlupınar Öğrenci Yurdu karşısına devasa bir konut ve ticaret projesi yapıldı

1 Kasım 2019 08:23
A
a
Sütiş Eskişehir
Nabi Avcı Bulvarı üzerine, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi ve Dumlupınar Öğrenci Yurdu karşısına devasa bir konut ve ticaret projesi yapıldı. Şimdiden reklam panolarını asmışlar; gösterişli markaların yer aldığı bir alan olduğu söylenebilir. Diğer taraftan, söz konusu projenin tam anlamıyla bitmesiyle beraber, bölgede ciddi bir yoğunluk olacağını düşünüyorum. Herhalde bunun önlemi alınmıştır. Ayrıca bölgeye ayrı bir hava katacağını da söylemeliyim; zira bu ve bunun gibi yatırımlar daha çok Tepebaşı ilçesinde. Bahsi geçen dev yatırım ise Odunpazarı ilçesinde yer alıyor. Bu noktada aklıma bir şey geldi. Biliyoruz ki ESOGÜ’nün iki kapısı var. Bir üçüncü kapı açma fikri üniversitesi yönetimi tarafından düşünülebilir. Ve üçüncü kapı, söz konusu dev yatırımın tam karşısına açılabilir. Böylelikle üniversiteyle söz konusu dev yatırım bütünleştirilebilir. Tabii bu fikri, belki üniversite yönetimi de düşünmüştür! Eğer düşünmüşse, bence enine boyuna bir kez daha düşünmelidir!
 
 

Kesikbaş’ın protestosu

 
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Başkanlığı ile Eskişehir Sanayi Odası (ESO) tarafından eşgüdüm halinde düzenlenen Cumhuriyet Balosu’nda dikkat çeken bir sahne yaşandı. ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş konuşma yapmak üzere çıktığı kürsüde, konuklara Andımız’ı okuttu. Bazıları buna popülizm diyebilir, ancak bana göre yerinde bir davranıştı. Hatta Andımız’ın kaldırılması sonrasında açılan davayla birlikte Yargıtay’ın ‘Andımız kaldırılamaz’ kararının ardından bile uygulamanın ısrarla hayata geçirilmemesi karşısında ciddiye alınması gereken bir protestoydu bu. Kesikbaş’tan, bu yerinde tavra ilişkin görüş aldım. Dedi ki Kesikbaş: “Andımızın kaldırılmasına karşıyım. Andımız, ülkümüzü, birliğimizi ve beraberliğimizi aşılayan bir maya. Andımız, cumhuriyete ve ülküye bağlılığı anlatıyor aynı zamanda. Bakın biz, öz değerlerimizle var olan bir milletiz. Aslında Andımız da, kültürümüzün bir parçası. Bizim benliğimizde bu var. Yasaklamayla bu işler olmaz, doğru sonuca ulaşamazsınız. Yani Andımız kaldırıldı diye geri adım mı atacağız? Tabii ki hayır. Her fırsatta okumaya, hatırlatmaya ve yaşatmaya devam edeceğiz.”
 
 

Karnım aç, demokrasiden bana ne!

 
Her ne kadar devletimizin altı ilkesinde ‘demokrasi’ sözcüğü olmasa da, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik bir hukuk devleti olduğunu söyleriz. Zira Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şaduman Karagöz Halıcı, halkçılık ilkesinin içerisinde demokrasinin var olduğunu delilleriyle ifade ediyor. Tabii ki demokrasinin sadece kavram olarak var olması hiçbir şey ifade etmiyor. Uygulanabilir olması büyük önem taşıyor. Bu noktada Türkiye’de demokrasi var mı? Bu sorunun cevabı, Doç. Dr. Halıcı’nın şu ifadesinde saklı: “Demokrasi, karnı tok uluslarda, milletlerde yeşerir. Yani demokrasiyi işletebilmeniz için halkınızın başka kaygılarının olmaması gerekir.”
 
 

Çalışkan’ın objektif bakış açısı

 
AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışan, önceki gün düzenlediği basın toplantısında şehrin sorunlarını gündeme taşıyarak CHP’li belediyelere yüklendi. Bunu yaparken sert bir dil kullanmamaya özen gösteren Çalışkan, yapıcı olmaya gayret etti ve sorunların çözümü noktasında destek vereceklerini ifade etti. Çalışkan’ın bu ılımlı tavrıyla ilgili şöyle bir örnek vermek istiyorum. Başkan Çalışkan, Odunpazarı ile Tepebaşı belediyelerinin çöp toplama konusunda yetersiz olduğunu savundu. Ancak Tepebaşı Belediyesine ilişkin şu noktaya dikkat çekti. Vatandaşların, belediyenin belirlediği çöp bırakma saat aralığına uymadığına vurgu yaptı ve bu yüzden çevre kirliliğinin arttığını söyledi. Buradan da görülüyor ki Çalışkan, sadece belediyenin yetersiz olduğunu söylemiyor, vatandaşların da kurallara uyması gerektiğinin altını çiziyor. Yani olaya, objektif bir bakış açısıyla yaklaşıyor.
 
 

Dev yatırımda sorun yok

 
Biliyorsunuz… Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Başkanı Nadir Küpeli ve arkadaşlarının girişimleriyle, bir Çin firması, Eskişehir’e dev bir yatırım yapacak. Peki, son durum ne? Yatırımcı şirketin EOSB’deki çalışmaları başladı mı? Bu noktada Başkan Küpeli’den şöyle bir bilgi aldım: “Şu anda organize sanayide fiili olarak hafriyat çalışmaları başladı. Yakında temel çalışmalarına geçecekler.” Küpeli’nin ifadesinden anlaşılıyor ki söz konusu yatırımda herhangi bir sorun yok. Hızlı bir biçimde ilerliyor. Önümüzdeki günlerde bu konuyu daha detaylı işleyeceğim…
 
 

Bakanlık yanlıştan döndü

 
“Hani şu yerli ve milli yüksek hızlı tren (YHT) projesi var ya… Hah, işte o proje bakanlık tarafından güya hızlandırılmış. Bununla beraber Sanayi Odalarına, doldurulmak üzere bir form gönderilmiş. Özetle, şehir sanayilerinin hangi alanlarda ve ne düzeyde faaliyet gerçekleştirdikleri istenmiş. Ancak söz konusu form, Eskişehir Sanayi Odası’na, 26 Ekim tarihinde ulaşmış. Buna rağmen bakanlık, 30 Ekim tarihine kadar cevap verilmesini istemiş. Yani aslına bakılırsa, ESO’ya, dört günden daha az bir süre verilmiş. Olacak iş mi şimdi bu? Diğer şehirlere nasıl bir tavır gösterildi bilmiyorum. ESO yöneticilerinin, bakanlığın böyle bir çalışma yapacağından daha önceden haberi var mı, onu da bilmiyorum. Ancak şunu hissediyorum: Eskişehir her zaman olduğu gibi, YHT’nin üretilmesi hususunda da avcunu yalayacak!” Okuduğunuz yazıyı, 29 Ekim 2019 tarihinde kaleme almıştım. Konuya ilişkin önemli bir gelişme yaşanmış! Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, istenen hususlara ilişkin envanter teslim tarihini 5 Kasım’a kadar uzatmış. Doğru karar. Bu sayede ESO, daha sağlıklı bir çalışma yaparak Eskişehir sanayisine ilişkin bilgileri bakanlığa sunacak.
 
 
 

CHP’deki yaşlılar kenara çekilsin!

 
Eskişehir CHP’deki kongre süreci, kayyum tartışmalarıyla devam ediyor. Bugünlerde önce çıkan sorular şunlar: Tek adaylı bir kongre mi olacak? Tek adaylı bir kongre olursa hangi isim üzerinde uzlaşılır? Tek adaylı bir kongre olmazsa, hangi isimler aday olur? Şöyle bir bakıyorum da, konuşulan isimler hep aynı. Sağdan saydığımızda aynı isimler, soldan saydığımızda aynı isimler. Yeni bir isim dillendirilmiyor! Buradan da görülüyor ki, CHP, parti kadrolarında görev alacak yeni isimler yetiştirmiyor. Ya da şöyle söyleyeyim: Parti için hizip, gelecek vaat eden kişilerin önce çıkmasına izin vermiyor, onları hızla yok ediyor. Temennim şu: Yaşını başını almış isimler artık kenara çekilsin; gençliği olan, disiplinli, vizyonlu, yıpranmamış yeni isimler siyaset sahnesinde yerini alsın.   
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
corleone 5 Kasım 2019 08:39

Söz konusu projeye nasıl imar verildiği konusu da açıklığa kavuşturulsa iyi olur.

0 0 Cevap Yaz
onur 1 Kasım 2019 13:25

ESOGÜ öncelik olarak mevcut durumdaki iki kapının girişlerini kontrol altına almalıdır. Söz konusu iki kapıdaki güvenlik zaafiyeti 4 kişinin ölümüne neden olmuştur. Rektörlük öncelikle güvenlik önlemleri ile ilgili çalışma yapmalı ve sonrasında üçüncü bir kapı için adım atmalıdır

1 2 Cevap Yaz
Murat Tuzlu 1 Kasım 2019 11:25

ESOGÜ'den CAPELLA PARK'a kapı açmak yerine, bir üst geçitle bağlantı yapılabilir bence.

1 2 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi