Eskişehirspor zorlu bir kongre sürecine daha giriyor. Önümüzde 13 Ocak Cuma günü çoğunluk aranmadan yapılacak bir kongre var. Pek çok açıdan bu kongrenin Eskişehirspor için kader kongresi olacağı görülüyor.
Eskişehirspor zorlu bir kongre sürecine daha giriyor. Önümüzde 13 Ocak Cuma günü çoğunluk aranmadan yapılacak bir kongre var. Pek çok açıdan bu kongrenin Eskişehirspor için kader kongresi olacağı görülüyor.
Peki Eskişehirspor yönetimi neden durup dururken kongre kararı aldı? Aslında bu karar durup dururken alınmadı. Öncelikle takım küme düşüyor ve Eskişehirspor’a hizmet etmeye hevesli olan yönetici adaylarının önünü açmak lazım. Ayrıca kulislerden aldığımız duyumlara göre Eskişehirspor’un önünün açılması için yönetime “Kongreye gidin, bu işi tatlılıkla çözelim” teklifinde bulunulmuş.
Ancak davulun sesi uzaktan hoş geliyor.
Pek çok işadamı Eskişehirspor’u – iyi niyetle – kurtarmak istiyor ancak iş ciddiye binince, alacağı sorumluluk ağır geliyor.
Şimdi kulübün önünde bir belirsizlik var. Kim yönetici olacak? Kim Eskişehirspor’a başkan olacak? Elbette bu durumda gözler Mehmet Şimşek yönetimine çevriliyor. Ancak öğrendiğimiz kadarıyla Şimşek ve arkadaşları da “Neden bize kongre kararı aldırttınız? Çocuk oyuncağı mı bu iş?” diyerek aday olmayacaklarmış. Yine de ben, Eskişehirspor’u sahipsiz bırakmayacaklarını düşünüyorum.
Mehmet Şimşek ve arkadaşlarının, bazı işadamları gibi çok parası olmadığı kesin. Ancak anlı – şanlı işadamlarımızda olmayan bir servete de sahipler; o da mangal gibi yüreklerinin olması…
Kimler kimlerle olacak?
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kafalar karışmaya başladı. Son olarak HDP’nin kendi adayını çıkartacağını açıklaması, özellikle “Seçimi ilk turda muhalefet kazanır” diyenlerin hesaplarını şaşırttı. Çünkü muhalefetteki bazı isimler “HDP aday çıkartmaz. Seçmeni de ilk turda bize oy verir, seçimi ilk turda kazanırız” diye düşünüyordu.
Her zaman söylüyorum İYİ Parti’nin olduğu bir ortamda HDP’nin Millet İttifakıyla anlaşması mümkün değil. Ancak HDP’ye, “Sen oyunu bize vereceksen ver, ama karşılığında bizden hiçbir şey isteme” derinse böyle bir antlaşma olur ki, buna da – elbette – HDP yanaşmaz. Öte yandan HDP ve AK Parti’nin antlaşması için hiçbir engel yok.
Dolayısıyla herkesin politik ezberlerini unutacağı bir ortama girdiğimizi unutmayalım.
Çok ilginç ve bir o kadar da sert bir seçime gireceğiz. Kimler kimlerle beraber; şaşırıp kalacağız…