Yerel seçimler öncesi anımsarsınız..
Şöyle bir liste yapıp altına yazmıştım:
“Her şey bu liste için..”
“CHP:
Büyükşehir Yılmaz Büyükerşen
Odunpazarı Kazım Kurt..
Tepebaşı Ahmet Ataç..
AKP:
Büyükşehir Harun Karacan..
Odunpazarı Nevzat Önder.
Tepebaşı Orhan Soydaş..
MHP:
Büyükşehir Kadir Çalışıcı
Odunpazarı Emine Edizgil.
Tepebaşı Murat Sanlar..”
…..
Seçimi farklı yorumlara karşın:
“CHP’li Büyükerşen.. Kazım Kurt ve Ahmet Ataç kazanmışlardı”
Önceki gün tarihinde ikinci kez yapılan, Mahmudiye Belediye Başkanlık seçimine getirmek istiyorum sözü..
CHP’nin adayı İshak Gündoğan ile AKP’nin adayı Ayşe Güney ve DP’nin adayı normal ortamda yarışmışlar.. İshak Gündoğan dört oy farkla seçimi alınca AKP’li Ayşe Güney itiraz etmişti.
…..
İtiraz sonunda,seçim yenilendi..
Bir başka deyişle, şirin ilçemiz Mahmudiye’de seçmenler ikinci, kez sandık başına gitti..
Ve seçimi:
“CHP’nin adayı İshak Gündoğan farklı biçimde kazandı..”
Diyeceksiniz ki:
“Fark nereden geldi..”
Bana göre halkın iktidara olan tepkisi farkı getirdi..
DP ve MHP’li seçmen oylarını iktidara karşı birleştirip:
“CHP’li İshak Gündoğan için kullandılar..”
Mahmudiye’de CHP’li İshak Gündoğan kendisine destek veren herkese teşekkür ediyor ve diyor ki:
“Mahmudiye için çalışacağız. Kimseye dargınlığım kırgınlığım yok.”
…..
Mahmudiye’de onca olup bitene karşın,
“Politikanın çirkin yüzünü görmedik..”
Melih Gökçek bile şirin ilçemiz Mahmudiye’de ki politikayı çirkinleştiremedi.. İnanıyor ve güveniyorum ki:
“İshak Gündoğan ile bundan sonra Mahmudiye’de güzel şeyler olacak..”
Şimdiye kadar olduğu gibi,
“Mahmudiye’de dostluk, barış ve kardeşlik havası esecek..”
Son sözüm özellikle iktidara mensup politikacılara..
Buyurun meydan sizin..
Halkın gösterdiği hoşgörüye saygılı olun..
Seçim öncesi verdiğiniz sözleri tutup,
Mahmudiye üzerine yaptığınız vaatleri gerçekleştiriniz..
----------------------------------------------------------------------------------------------------
Günlerin Getirdiği
--Orhan Soydaş ve Harun Karacan—
İktidar partisi AKP’nin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığına ETO Başkanı Harun Karacan, Tepebaşı’na ise DP’li olarak bilinen eski belediye başkanlarından Orhan Soydaş aday yapılmışlardı. Çok ilginç.. Tepeden inme bu adaylıklara parti içinden kimsenin sesi çıkmamıştı.. Daha önce aday olup, afişlerini bile bastıranlar çekilmişlerdi köşelerine.. Ve gene çok ilginç.. Odunpazarı adayı Nevzat Önder, kendi başına çalışmış, ne Orhan Soydaş ile ne de Harun Karacan ile bir araya gelmemişti.. Orhan Soydaş bastırdığı el ilanında “Yeniden İş Başına.. Soydaş Tepebaşı’na” demişti.. Harun Karacan çalışmalarına AKP’li bazı isimleri almış olsa bile, genelde kendi adamları Karacan’ın en büyük destekçisi olmuşlardı..Orhan Soydaş seçimde yaptığı çalışmaları anlatmış, yapacaklarını sermişti gözler önüne.. Harun Karacan da öyle. Daha önce Odunpazarı’na ve Tepebaşı’na aday olarak çıkanlardan bazıları parti için de “Meclis üyeliklerine kaydırılarak” gönülleri alımış olsa da parti içinde kırgınlık artık fark edilmeye başlanmıştı. Seçim sonuçlarını anlatmaya gerek yok.. Eskişehir merkez iktidar partisi için tam bir yıkım olmuş, Büyükşehir’de Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı’nda Ahmet Ataç ve Odunpazarı’nda Kazım Kurt ipi göğüslemişlerdi. Ve çok ilginç. AKP Eskişehir milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı seçim değerlendirme toplantısını Eskişehir yerine Ankara’da yapma gereği duymuştu. İktidar Partisi AKP için ikinci yıkımın Mahmudiye olduğunu belirten politik gözlemciler diyorlar ki “Bakalım Eskişehir yenilgisinin hesabı kimden nasıl sorulacak? İl Başkanı Süleyman Reyhan ve milletvekilleri kaybettikleri seçim için nasıl bir savunma yapacaklar?”
İlginç gerçekten. Gözler Prof. Dr. Nabi Avcı’da. Sayın Avcı Eskişehir yenilgisini bakalım Genel Başkan Erdoğan’a nasıl anlatacak?
---Ataç için farklı yorum---
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın halkın gözünde ki sevgisi başka. Büyükle büyük, küçükle küçük olan Ataç için bir okurum dedi ki: “Önceki gün kendisine bir işim için gittim.. Sıkıla sıkıla makam odasının bulunduğu kata çıktım.. Memurlara sordum. başkan Ataç’ın İçeride toplantıda olduğunu söylediler. Ben kapıdan geri çıkıyordum ki, Ahmet Başkan çıktı karşıma ve gülerek, buyur teyze bir şey mi istemiştin diye sordu. Sorunumu anlattım.. Bana nasıl yakınlık gösterdi görseniz.. Başkan değil, bir yakınım gibiydi.. Sorunumu anlatıp çıktığımda öyle rahatladım ki. İşim olur olmaz önemli değil. Oyumu kendisine tanımadan vermiştim.. Şimdi çok mutluyum.. Ataç’ı bir Belediye başkanı olarak değil, kendime yakın biri olara gördüm ve belediyeden rahatlamış olarak ayrıldım..Köşenizi sürekli okuduğum için, bu teşekkürümün yer almasını istediğim için anlatmak istedim”
Bir yanda sıradan bir vatandaş, diğer yanda seçimle gelmiş bir belediye başkanı.. Güzel bir olay değil mi?